Bir göçmenin AKP itirafları: 'Türkmenler Tayyip'e güvendi ama kaybetti, mülteci bile olamadık'

Telaferli Muhammed 10 yıldır Türkiye'de. Yaşadıklarını soL'a anlatırken "Telaferli Türkmenler AKP'ye güvendi ama kaybetti. Bizim üzerimizden her türlü siyaseti yaptılar ama kaybeden biz olduk" diyor.

Özkan Öztaş

Telafer Irak'ın kuzeyinde Ninova'ya bağlı bir ilçe. Yaklaşık 200 bin nüfusa sahip şehrin neredeyse tamamı Türkmenlerden oluşuyor. 2014 yılında şiddetlenen IŞİD saldırıları döneminde önemli bir kısmı Türkiye'ye sığınan Türkmenlerin hikayesi biraz farklı. Anlatırlarken "Mülteci bile olamadık" diye hayıflanıyorlar. "IŞİD'liler burada elini kolunu sallayarak, zevk sefa içinde geziyor ama ben IŞİD'li olmakla yargılanıyorum. AKP'ye güvenen Türkmenler kaybetti. Türkiye'de perişan durumdayız" diyerek anlatıyorlar yaşadıklarını. 

'IŞİD Ankara'da elini kolunu sallayarak geziyor'

Muhammed 30 yaşında. 2015 yılında Türkiye'ye gelmiş. Bir kardeşini IŞİD öldürmüş. "Beni geçtiğimiz yıl evimden aldılar. Dediler ki hakkında suçlama var. Emniyete gittik. Nedir dedim kabahatim. Dediler sen IŞİD'e yardım ve yataklık yapıyorsun, Irak'ta IŞİD'e çalışmışsın burada da temasların var. İyi ama ispat, delil, telefon görüşmesi var mı? Yok. Alıp Göç İdaresine yolluyorlar hakkımızı aramak için avukat tutuyoruz, tonla masraf ediyoruz. Benim kardeşim IŞİD tarafından öldürüldü. Irak devleti bana IŞİD terörü mağduru olduğum için şehit yakını maaşı veriyor. Şimdi el insaf. Bari suçlamayı ciddiye alın azıcık araştırın nedir diye. İnsanın zoruna gidiyor. Bak ben biliyorum. Buradaki tüm göçmenler de biliyor. Beni IŞİD'li olmakla suçlarlarken IŞİD Ankara'da elini kolunu sallayarak geziyor. Keçiören'de, Mamak'ta lüks arabalarla aramızdan geçiyorlar. O arabalar kaç para? Ne yaptılar da kazandılar o parayı? Her birinin yakın takibinde istihbarat elemanları var. Hepsini biliyoruz. Zevk sefa içinde yaşıyorlar. Ama bizim gibi mazlum Türkmenler IŞİD'li olmakla suçlanıyor" diyerek anlatıyor başından geçenleri.

'Suriyelileri harcadılar resmen. İçlerinden bir bölümü artık hiçbir ülkeye gidemez"

Muhammed, Ankara'da yaşıyor ancak Irak ile temasları ve iletişimi de devam ediyor. Dolayısıyla da hâlâ oradaki akrabalarından ve yakınlarından bilgi alıyor. Kendisi Türkiye'de evlenmiş. Hem evliliğinin hem de çocuklarının Irak yasalarına göre bir resmiyeti yok henüz. Olası bir sınır dışı edilme durumunda Telafer'e dönse dahi zorlu bir süreç karşılayacak kendisini. 

Muhammed Suriye'de Özgür Suriye Ordusu'na katılan tanıdıklarının bilgisini aktarıyor soL'a. Bunları anlatırken de özel bir alanı, işin askeri kısmını işaret ediyor:

"Şimdi Suriyeliler geri dönsün diye kampanyalar yapılıyor falan. Bir kısmı dönüyor, bir kısmı dönmek istiyor ama henüz şartlar uygun değil bir kısmı da geri dönmeyi hiç düşünmüyor. Bunlar ayrı. Ama bir mevzu daha var.

Benim bildiğim bazı insanlar Libya'da öldü. Dağlık Karabağ'da ölen var. Şimdi Türkiye Suriye'de bazı insanları aldı, Özgür Suriye Ordusu diye bir ordu kurdu, bunlara dolarla maaş verdi ve başka ülkelerde de operasyonlara gönderdi. Başlarında Türk komutanlar vardı ama askerlerin önemli bir çoğunluğu Suriyelilerden oluşuyordu. Tabii Suriyeli diyorsam da hepsi Suriyeli değil başka ülkelerden gelip katılanlar da var, Iraklı da var. Şimdi bunlar neyle yargılanacaklar? Suriye'de terörist ve isyancı mı? Başka ülkelerde savaş suçlusu mu? Uluslararası alanda silahlı örgüt üyesi mi? Basit bir soru bu. Adamlar nereye dönecek? Türkiye ellerinde tutuyor hepsini. Düşünsene bu adamlar Esad'a karşı ayaklandı şimdi bir kısmı Kürtlere karşı mücadele ediyor bir kısmı Libya'ya gitti. Tuhaf değil mi? Esad'a karşı ayaklandırdılar adamları şimdi de Esad'ı unutturdular."

'Türkiye bizi dış siyasette yem diye kullandı'

Sürekli Göç İdaresi'ne gitmek zorunda kalarak oturum izinlerini uzattıklarını belirten Muhammed, yılda en az iki defa alıkonularak Göç İdaresi ya da Geri Gönderme Birimleri'ne gittiklerini, bu süreçlerde avukat tutmak zorunda olduklarını ve avukata verdikleri parayla Türkiye'de kalma sürecine devam ettiklerini ifade ediyor. 

Muhammed bu alanda en çok sıkıntı yaşayan kesimlerden birinin Türkmenler olduğunu söylüyor:

"Mesela şimdi git Ankara Akyurt'taki Geri Gönderme Birimine ya da Tunalı Hilmi'deki Göç İdaresi ofisine, kuyrukta bekleyenlere ya da Akyurt'ta içerde bekleyenlere sor. Yüzde 70'i Türkmen. Bu insanlar AKP'ye güvenerek geldi bu ülkeye. Sebep neydi? AKP Türkmen dostu Türkiye bizim büyüğümüz diye düşündüler. Gelenlerin hepsi perişan oldu. Türkiye bizi dış siyasette yem diye kullandı.

Mesela şimdi çocuklar evde televizyon istiyor. Ama alamıyorum. Polis gelse dese ki hadi Geri Gönderme Merkezi'ne gidiyorsun tekrar avukat tutacağım, tonla para vereceğim, sonra 1-3-6 ya da 12 aylık oturum izni alacağım. Resmen bir rant kurmuşlar. Çuvalla paralar akıtıyorlar bu avukatlara. Tezgahı kurmuşlar. Olan arada bize oluyor."

'Avrupa'dan para almak için bizi içeri alıp alıp tahliye ediyorlar'

Muhammed, Avrupa'dan gelecek paralar ve mülteciler için yapılan destekleri almak için Türkiye'nin "Geri Gönderme Merkezleri"nde bir tür trafik yarattığını söylüyor:

"Mesela özellikle Türkmenleri belli periyotlarda Geri Gönderme Merkezlerine alıyorlar. Burada bazen bir ay bazen üç ay tutuyorlar. Aslında bakarsan hepsi aynı kesim. İçeri girip çıkıyor ve avukatlara para veriyorlar. Ama Türkiye Avrupa'ya 'Biz bu kadar kişiyi aldık geri gönderdik, yemeğini suyunu karşıladık' diyor ve karşılığında para alıyor. Özel durumlar dışında geri gönderilen yok zaten. Doldur boşalt yapıyorlar" sözleriyle anlatıyor bu süreci.

'Iraklı Türkmenlere gönderilen yardımları oradaki siyasiler bize sattı'

Irak Türkmen Cephesi'nin AKP ile yoğun teması olduğunu ifade eden Muhammed, Türkiye'deki yurttaşların dayanışma için Iraklı Türkmenlere ilettiği kıyafet ve yardım malzemelerinin Irak Türkmen Cephesi muhatapları tarafından Türkmenlere satıldığını belirtiyor. 

Bu duruma şaşırdığımızda da "Bunu daha önce duymadınız mı gerçekten? Adamlar yolladılar. Bakın Kızılay'da bir binası vardı Türkmen Cephesi'nin. İnsanlar buraya yardım getirdiler, kıyafet getirdiler. Bunları alıp yolladılar. Ama Irak'taki Türkmen Cephesi sorumluları bunları ikinci el kıyafet satar gibi sattılar. Irak Türkmen Cephesi'nin Lideri sürekli iktidarla poz veriyor ve güç gösteriyordu. Öz kardeşi ise IŞİD'in üst düzey yetkililerindendi. 

Bağdadi'nin öldürüldükten sonra IŞİD'in başına geçen kişi de Telaferli Türkmen. Adı Abdülrahman el Mavli el Selbi. Bu adam Irak Türkmen Cephesi lideri Adil Selvi'nin kardeşi. Bunu bütün Türkmenler biliyor. Çok kirli ilişkileri var her birinin. 

Türkiye Irak ve Suriye'den gelecek ekonomik mevzularda IŞİD ve Özgür Suriye Ordusu'nu kullanırken Türkiye'den buralara gidecek mevzuda da Türkmenleri kullanıyor. Yardım diyorlar, erzak diyorlar bir isim buluyorlar. Bunların bir kısmı dağıtılıyor ama önemli bir kısmı da ticari ranta dönüşüyor" diyor.

Göçmenlerin AKP politikaları konusunda artık farkındalık kazandığını belirten Muhammed, AKP'nin tek kaygısının ise göçmenlerin bilinçlenmesi ve haklarını öğrenmesi olduğunu ifade ediyor.