Bayramda emekçinin sofrasında yine yokluk var: Her üç evden birinde et pişmiyor

Her yıl kağıt üzerinde artan maaşlar sofradaki eti değil, istatistik makyajını büyütüyor. Emekçiler her yıl daha az et alabiliyor. Gelinen noktada milyonlarca haneye ne et ne tavuk girebiliyor.

Haber Merkezi

İktidarın yıllardır sürdürdüğü tekelleşmeye ve ithalata dayalı hayvancılık politikaları, yalnızca besiciyi değil tüketiciyi de açlığa sürüklüyor. Üretici yem ve ilaç fiyatları altında ezilirken, hükümet çözümü bağımlılığı derinleştirmekte arıyor. 

Bu düzenin sonucu, sofralarda açıkça görülüyor: Emekli, ikramiyesiyle kurbanlık değil, ancak birkaç kilo kıyma alabiliyor. Asgari ücretlinin, sadece ailesinin et ihtiyacı için maaşının beşte birini gözden çıkarması gerekiyor. Bu nedenle geçen yıl her üç evden birinde et, tavuk ya da balık pişmedi.

Bir koyundan birkaç kilo kıymaya

2018 yılında emekli ikramiyesi 1000 liraydı. Aynı yıl küçükbaş hayvan fiyatları 1000-1100 lira aralığından seyrediyordu. Bir emekli sadece ikramiyesiyle küçükbaş hayvan alabiliyordu.

Aradan geçen 7 yılda enflasyon birikimli olarak yüzde 1000'e dayandı. Buna karşın emekli ikramiyeleri yüzde 300 artırılarak 4 bin lira yapıldı. Bugün küçükbaş hayvan fiyatları 10 bin liradan başlıyor. Yani iki ikramiyeyle dahi bir küçükbaş alınamıyor. Emekliye reva görülen ikramiyeyle sadece 6 kilo kıyma alınabiliyor. 

2018 yılında kilogramı ortalama 35 lira olan kuşbaşı dana etinden, 1000 liralık bayram ikramiyesiyle 29 kilogram et alınabiliyordu. Bu miktar, dört kişilik bir ailenin et ihtiyacını karşılayabilecek düzeydeydi. Bugünse emekli ete ancak uzaktan bakabiliyor.

Temel gıdaydı lüks oldu

Durum asgari ücretli için de farklı değil. 2021 yılında 2 bin 825 liralık asgari ücretle 60 liralık dana kıymadan 47 kilo satın alınabiliyordu. Bugün 22 bin 104 liralık asgari ücretle 600 lirayı gören dana kıymadan sadece 36 kilo alınabiliyor. 

Et, dar gelirli için temel gıda olmaktan çıkıp lüks tüketime dönüştü. Ücretler kağıt üzerinde büyürken sofrada küçüldü.

BİSAM'ın dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenebilmesi için gerek duyduğu kalori miktarı üzerinden yaptığı hesaplamaya göre, bugün itibariyle et-balık-tavuk için yapılması gereken en düşük harcama aylık 4 bin 830 lira. Asgari ücretle geçinen bir aile sadece et ihtiyacı için gelirinin 5'te 1'ini gözden çıkarmak zorunda. Buna yumurta, süt ürünleri, ekmek, meyve, sebze gibi diğer temel kalemlerin eklenmesiyle oluşan açlık sınırı 23 bin 590 lirayla asgari ücretin üstünde.

Çocuklar et yiyemiyor

Nitekim varsayımlar üzerinden yapılan bu hesaplamalar dahi gerçeklerden oldukça uzak. TÜİK'in Mart ayında açıkladığı Çocuk Sağlığı ve Yoksunluğu istatistikleri yoksulluğun boyutlarını gözler önüne seriyor. Buna göre, 2024'te her 3 evden birinde, içinde et, tavuk veya balık olan bir yemek pişmedi. Aileler çocuklarına günlük olarak et yemeği yediremezken bunun en büyük sebebi maddi yoksunluk olarak belirtildi.

Türkiye’de et fiyatlarının ulaşılmaz hale gelmesi sadece enflasyonla açıklanamaz. Bu durum aynı zaman planlı bir çökertme girişiminin, yalnızca büyük sermayeyi gözeten hayvancılık politikalarının sonucu. Tarım alanları betonlaştırıldı, meralar talan edildi, küçük üretici bitirildi, hayvan ithalatı kalıcı hale getirildi, fiyatlar düştü denilerek büyük şirketler desteklendi. Sofralara bayramın yeniden gelebilmesi için önce bu tablonun dağıtılması gerekiyor.

Memura 90,74 TL’lik giyim ‘yardımı’: ‘Siz insanlara 1990'lı yılların giysilerinin parasını ödüyorsunuz’
1