Aşırı sağcı Weidel ile Musk canlı yayında bir araya geldi: 'Trump bölgede barışı sağlayacak'

Tesla ve SpaceX CEO’su Elon Musk ile aşırı sağcı Almanya için Alternatif partisi lideri Alice Weidel, X'te canlı yayın yaptı.

Dış Haberler

9 Ocak’ta X platformunda bir canlı yayın yapıldı. Yayında platformun sahibi, Tesla ve SpaceX CEO’su Elon Musk ile aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi lideri Alice Weidel, Almanya’nın enerji politikaları, göçmenlik, savunma harcamaları ve uluslararası ilişkiler konularında kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdi.

Yayında hem Almanya'nın iç siyasetine hem de uluslararası meselelere dair çarpıcı açıklamalar öne çıktı. Musk, Trump yönetiminde üstleneceği yeni görevle ilgili konuştu.

Enerji politikaları gündem oldu

AfD partisi lideri Alice Weidel, "Almanya'nın ilk yeşil Şansölyesi" olarak bahsettiği Angela Merkel hükümetleri ve yakın zamanda dağılan "trafik lambası koalisyonu"nun yenilenebilir enerji politikalarını eleştirerek, güneş ve rüzgar enerjilerinin Almanya'nın enerji ihtiyacını karşılamakta yetersiz olduğunu savundu. Weidel güneş ve rüzgar enerjilerinin yetersizliği üzerine yoğunlaşırken, Musk ise Alman siyasetinin "ortalama kalıplarına" daha yakın bir söyleme işaret etti. Güneş enerjisinin potansiyeline vurgu yapıp, alternatif olarak nükleer enerjiyi öne sürdü. Weidel'ın bu yaygın düşünce kalıbıyla uzlaşıyı bir adım ileri götürüp nükleer enerjinin sıfır karbon salınımına birçok kez yaptığı vurgu dikkat çekiciydi. 

Weidel, bu tartışmayı Rusya-Ukrayna savaşıyla ilişkilendirerek, Almanya'nın kapatılan nükleer santrallerini bir "ihanet" olarak nitelendirdi ve mevcut enerji krizinin bu kararların sonucu olduğunu iddia etti. Musk, bu noktada Alman bürokrasisinin regülasyonlarından şikayet ederek Weidel'a sermaye dostu politikalarını savunması için fırsat verdi. Weidel de "devletin yüksek vergiler topladığını, ancak bu kaynakları verimsiz bir şekilde kullandığını" savunarak bu fırsatı değerlendirdi.

Hitler'e 'komünist' benzetmesi

Weidel, yüksek vergilerin büyük bir kısmının göçmenlere aktarıldığını iddia ederek partisi AfD’nin birincil olarak sunduğu göçmen karşıtı politikasını yeniden gündeme taşıdı.

Göçmen politikalarını "güvenlik ve ekonomik yük" üzerinden değerlendiren Weidel, bu söylemi "suçun cezalandırılması" ekseninde şekillendirdi. Her iki isim de Soros ve Gates'i hedef tahtasına oturttu. Musk, "Soros’un sistemin kurallarını değiştirerek değil, mevcut kuralları uygulatmama stratejisiyle başarıya ulaştığını" iddia etti. Weidel ise Gates’i "koronavirüs aşılarının yan etkileriyle insanlara zarar vermekle" suçladı. Bu eleştiriler, küresel sermaye yapılarından ziyade bireylere odaklanarak, yapısal sorunları perdeleme çabası olarak yorumlandı.

Weidel, konuşmasında Alman medyasını ve siyasetini eleştirerek CDU lideri Friedrich Merz'in Trump’a karşı düşmanlık sergilediğini iddia etti. Merz’in, Trump’a yönelik bu tutumunu “fikirlerin rekabeti” adı altında demokrasiye aykırı bir şekilde Amerikan halkının iradesine müdahale olarak yorumladı. Weidel, bu bağlamda düşünce özgürlüğüne uzun uzun övgüler düzerken, dikkat çeken bir şekilde, Adolf Hitler’i “komünist” olarak nitelendirip ilk adımlarından birinin düşünce özgürlüğünü kısıtlamak olduğunu öne sürdü.

'Almanya'nın askeriyeye ayırdığı bütçe yetersiz'

"Stalin'i Hitler'le kıyasında savaşı kazanmak adına insan hayatına değer verilmediğini ve Rusya-Ukrayna savaşını da bu eksenden değerlendirdiğini" söyleyen Weidel diğer taraftan Almanya'nın askeriyeye ayırdığı bütçenin yetersiz olduğunu ve bu yükün ABD'den alınması gerektiğini söyledi. Bu bağlamda, Almanya’nın geçtiğimiz dönemki hükumetinin 100 milyar euroluk bütçesinin bahsi bile geçmedi. Ancak bu görüşlerini barış için savaşa yatırım söylemiyle desteklemesi, Amerikan ve Avrupa savaş sanayisini memnun edecek bir çizgi izledi.

'Almanya’nın Yahudi halkına karşı tarihsel sorumluluğu var'

Weidel'e İsrail'e dair fikirleri sorduğunda çözülmesi çok karmaşık bir süreç olduğunu söylemesiyle Musk, İsrail'in varlığını destekleyip desteklemediği sorusunu yöneltti. Weidel "Müslüman göçmenlerin Yahudi topluluklarına tehdit oluşturduğu" söyleyerek, "Almanya’nın Yahudi halkına karşı tarihsel sorumluluğu olduğunu" vurguladı. Öte yandan "Netanyahu'nun hataları" olarak gördüğü kimi adımlarından da bahsetti. İsrail’in önemine değinen Weidel, "bölgedeki Sünni devletlerle işbirliği fırsatlarına" da işaret etti.

Musk: Trump bölgede barışı sağlayacak

Weidel, Musk'a kuracağı yeni ABD hükumetinin çözüm stratejisini de sordu. Musk cevabında hükumeti yeniden başkan seçilen Trump'ın kuracağını ve son sözün de ona ait olduğunu fakat bölgede barışı sağlayacağına güven duyduğunu belirtti.

İkilinin sohbeti Weidel'ın Mars kolonizasyonuyla alakalı yönelttiği sorularla son buldu.