Ankara’da Gezi soruşturmasında 777 kişiye 12 yıl sonra takipsizlik kararı

Gezi Direnişi’ni yargılama iddiasıyla İstanbul’da yeni soruşturmalar açılırken, Ankara’da 777 kişi hakkındaki soruşturmada 12 yıl sonra takipsizlik kararı verildi. Kararda “zamanaşımı” hükümlerinin uygulanmasına vurgu yapıldı.

Haber Merkezi

Ankara'da Gezi Direnişi eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle 777 kişi hakkında açılan soruşturmalar 12 yıl sonra tek dosyada birleştirildi, sonuçlanan soruşturmadan takipsizlik kararı çıktı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmada şüpheli olarak adı geçen 742 kişi hakkında zamanaşımı hükümleri uygulanarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Zamanaşımı, delil yokluğu, şikayetçi yokluğu

Soruşturmada şüpheli olarak yer alan 23 kişinin daha önce yargılanması, 1 kişiye isnat edilen suçun mağdurunun olayın kaza olduğunu düşünerek şikayetçi olmaması, 3 kişi hakkında delil yokluğu, şüphelilerden 8’inin artık hayatta olmaması nedeniyle takipsizlik kararı verildi.

Soruşturmanın gerekçesinde İstanbul’da 25 Mayıs 2013’te başlayan Gezi Direnişi “protesto ve şiddet eylemleri” diye nitelenirken, eylemlerin 31 Mayıs 2013’te “Ankara iline sıçradığı” kaydedildi.

Savcılığın karar yazısında Ankara’daki Gezi eylemlerine ilişkin “Kitlesel boyut kazanan eylemler nedeniyle çok sayıda kanuna aykırı gösteri düzenlendiği, bu gösterilerde göstericilerin uyguladıkları şiddetten dolayı çok sayıda kamu görevlisi ve sivil şahsın yaralandığı, gösterilere katılanların çok sayıda işyerleri ve araçlara zarar verdikleri, yollarda barikatlar kurarak ulaşımı engelledikleri, kamu düzenini ihlal ettikleri gibi kamu güvenliğine de önemli ölçüde zarar verdiklerinin tespit edilmesi üzerine” soruşturma başlatıldığı kaydedildi. Soruşturma kapsamında müştekiler arasında Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı da yer aldı.

Yüzlerce kişi gözaltına alınmıştı, 12 yıl sonra gelen takipsizlik kararı

soL’un edindiği bilgiye göre haklarında soruşturma açılanların büyük bir bölümü Ankara’da 31 Mayıs 2013 tarihinden itibaren 3 gün boyunca polisin Kuğulupark, Kızılay Meydanı’nda yapılan gösterilere yönelik saldırılarında gözaltına alınıp serbest bırakılan yurttaşlardan oluşuyor.

Soruşturma kapsamında yüzlerce kişiye “Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama” suçu yöneltildi.

Bazı şüphelilere ise şu suçlar isnat edildi:

“Kamu Malına Zarar Verme”, “Devletin Askerî veya Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama”, “Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Alenen Aşağılama”, “Halkın Yararlanmasına Sunulmuş Ulaşım Aracı İçindeki Eşya Hakkında Hırsızlık”, “Mala Zarar Verme”, “Kara Ulaşım Araçlarını Kaçırma veya Alıkoyma”, “Cumhurbaşkanına Hakaret” “Hakaret”, “Toplantı ve Yürüyüşlere Silâh ve Benzeri Aletler Taşıyarak veya Kendilerini Tanınmayacak Hâle Getirerek Katılma”, “İşyeri Dokunulmazlığını İhlal Etme”, “Kasten Yaralama, “Basit Yaralama” ve “Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etme”.

Başsavcılık  isnat edilen suçların 2013 yılında gerçekleştirildiğini belirterek TCK'nın 66/1-e maddesinde düzenlenen zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerektiğine, suç tarihlerinden itibaren 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin geçtiğine dikkat çekti.

Soruşturma sonucunda bu nedenle kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi.

Gezi'yi yargılama çabası yeni soruşturmalarla sürüyor

12 yıl önce bir halk hareketi olarak ortaya çıkan Gezi Direnişi’ni yargılama iddiasıyla İstanbul’da son açılan soruşturmalarda menajer Ayşe Barım “hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme” suçlamasıyla tutuklanmıştı.

19 Mart tarihinde gözaltına alınan gazeteci İsmail Saymaz hakkında ise Gezi Direnişi soruşturması kapsamında ev hapsi kararı uygulanmıştı. Geçtiğimiz günlerde Saymaz hakkındaki ev hapsi kararı kaldırılmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, RTÜK’e yazı göndererek bazı medya kuruluşlarının 27 Mayıs 2013 tarihinden itibaren Gezi Direnişinin “propagandasını yaptığı" ve "bu şekilde toplumsal olayların yaygınlaşmasına neden olduğunu" iddia etmiş ve söz konusu yazıda o dönem kamuoyunda Gezi eylemlerini gösteren medya kuruluşlarının yayınlarının tespit edilerek kayıtların bir örneğinin savcılığa gönderilmesi talep edilmişti. RTÜK, Cem TV, Flash TV, Halk TV, Kanal D, FOX TV ve Samanyolu Haber’in kayıtlarını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermişti.

Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater de Gezi Direnişi davasında aldıkları hapis cezaları nedeniyle halen cezaevinde tutuluyor.

Üç yılda üç gözaltı: Borsa operasyonun arkasından Peker'in 'suçu ona yıkacaklar' dediği Ünsal Ban çıktı