Almanya Kültür ve Medya Bakanı Roth, 19 Mart'ta yaşananların ardından Türkiye'yle AB arasındaki müzakerelerin zora gireceğini belirtti, İmralı görüşmelerinin Kürt sorununa dair bir çözüm getireceğini düşünmediğini ifade etti.
Haber Merkezi
Almanya'da kısa süre sonra görevi tamamlanacak olan Yeşiller Partisi'nden Kültür ve Medya Bakanı Claudia Roth, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ve Ankara'yla İmralı arasındaki görüşmelere dair değerlendirmelerde bulundu.
T24'ten Cansu Çamlıbel'e verdiği röportajda, 19 Mart'ta yaşananların ardından Türkiye'yle Avrupa Birliği (AB) arasındaki müzakerelerin zora gireceğini belirtti.
AKP'yi iktidara geldiği ilk yıllarda açıkça destekleyen isimlerden biri olan Roth, İmralı görüşmelerinin de Kürt sorununa dair bir çözüm getireceğini düşünmediğini ifade etti.
'Bu koşullar altında AB hiçbir şey olmamış gibi Erdoğan ile el sıkışamaz'
Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ve sonrasında eylemlere yapılan müdahalelerin ardından AB'nin Erdoğan'la anlaşmasının mümkün olmadığını dile getiren Roth, Erdoğan'ın Kürt açılımının asıl amacının muhalefeti bölmek olduğunu savundu.
Roth, olası AB-Türkiye müzakerelerine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"Bu koşullar altında, gerçekten hayal edilemez. Son zamanlarda olan biten her şey ortadayken bunu yapamazsınız. Ve bir nokta daha eklemek istiyorum. Tıpkı AB'nin bu koşullar altında hiçbir şey olmamış gibi Erdoğan'la el sıkışmaması gerektiği gibi, Kürt halkının da Erdoğan'ın Kürt girişiminin arkasındaki gerçek stratejiyi görmesini umuyorum. Ben bunu muhalefeti bölme girişimi olarak görüyorum."
'Erdoğan, Kürtlerin CHP'ye oy desteğini bölmek istiyor'
İmralı'yla yapılan görüşmelerin bir "barış süreci" olup olmadığına dair şüphesini dile getiren Roth, şunları söyledi:
"Eğer bir barış süreci olsaydı, tüm siyasi tutuklular derhal serbest bırakılmalıydı ya da yarın hemen serbest bırakılmalılar. Ahmet Türk ve diğerleri derhal tekrar belediye başkanı olarak görevlerine dönmeli. Biliyorsunuz, demokratik olarak seçilen çok sayıda Kürt belediye başkanı görevlerinden alındı, hatta tutuklananlar oldu. Dolayısıyla ben diyorum ki; bu gerçekten bir barış süreciyse, bunu göstermenin hızlı ve basit yolları var. Bu kişilerin serbest bırakılması ve atanan kayyımların görevden alınması kuvvetli bir işaret olurdu. Selahattin Demirtaş neredeyse 9 yıldır hapiste. Bu tabloya bakınca, bu son hamlenin CHP adaylarına oy veren Kürtlerin desteğini bölmek için Erdoğan’ın devreye soktuğu bir oyun olmasından endişe ediyorum. Çünkü Kürt halkının bir CHP adayını desteklemesi durumunda, o CHP adayının oyların çoğunluğunu alacağını biliyor. Ama muhalefeti bölebilirse, belki yine de çoğunluğu elde edebilir. Ben onun böyle baktığını düşünüyorum."
'Kritik anlarda İmralı’dan çözüme hizmet etmeyen tuhaf açıklamalar geldi'
PKK lideri Abdullah Öcalan'ı hiç desteklemediğini belirten Roth, şu ifadeleri kullandı:
"Öcalan'la hiç tanışmadım ve tanışmak da istemedim. Öcalan'ı hiç de desteklemedim. DEP’in, HADEP'in, BDP’nin… Yani DEM Parti öncüllerinin siyasi olarak kazanımlar elde etme ihtimali olan pek çok durumda İmralı Adası’dan tuhaf açıklamalar geldiğini izledik. Ve bu açıklamalar nihayetinde Kürt sorununun çözümüne hizmet etmedi. Bugün gerçekten bir barış süreci olsaydı ne kadar da iyi olurdu. Ama barış dediğiniz şey her şeyden önce demokrasiye dayanır. Barış demokrasi olmadan olmaz. Ve bugün Türkiye’de öğrencilere, gazetecilere, üniversitelere ve Ekrem İmamoğlu'na yapılan şey demokrasiyle izah edilemez."