Ticaret Bakanlığı koltuğunda otururken kendi bakanlığına piyasa fiyatlarının neredeyse iki katına dezenfektan sattığı ortaya çıkan Ruhsar Pekcan'a ilişkin tartışmalar sürerken, AKP'nin Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Pekcan'ı savunmak üzere önceki gün kimi açıklamalarda bulundu.
"Yaklaşık 3-4 liralık alkol fiyatlarının 25 liraya çıktığı bir dönemdi. Fiyatları o günkü şartlarla değerlendirmek lazım" iddiasında bulunan Elitaş, "Böylesine dünyayı zor durumda bırakan salgın dönemlerinde elinizde teknik imkan varken kamunun ya da ilgililerin dezenfektana ihtiyaç duyduğu bir dönemde 'Kusura bakmayın benim eşim bakan, vermiyorum.' demek ne kadar doğru olurdu, onu değerlendirmek gerekir. Bakılması gereken o malın kuruma verildiği tarih ve piyasadaki fiyattır" ifadesini kullanmıştı.
"Bakılması gereken o malın kuruma verildiği tarih ve piyasadaki fiyattır" diyen Elitaş'ın dediğini yaparak o dönemki tabloyu bir eczacıyla konuştuk.
Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz yıl bazı eczaneler "fahiş" fiyatlar gerekçesiyle ağır cezalara çarptırılmış, eczacıların savunması ise kendilerine gelen yüksek fiyatlar olmuştu.
Elitaş'ın sözünü ettiği tarih aralığı, Pekcan'ın bakanlığa mal sattığı dönemi kapsamıyor.
Yani Elitaş'ın iddiasının aksine Pekcan'ın satışı fiyatların düştüğü döneme denk geliyor.
'Büyük çelişkilerle dolu'
Konuya ilişkin görüşlerini aldığımız bir eczacı, Elitaş'ın açıklamasına ve o dönem "piyasadaki" duruma ilişkin soL'a şu değerlendirmeleri yaptı:
Elitaş’ın açıklamaları büyük çelişkilerle dolu açıkçası. "Ticari kurallar çerçevesinde o günki zor şartlarda alkolün bulunamadığı bir dönemde” diyerek durumu normalleştirmeye çalışıyor ama burada şu bilgiyi vermek lazım; 2020 Mart ayında kolonya ve dezenfektan üretiminde kullanılan dökme etil alkoldeki yüzde 10'luk gümrük vergisi sıfırlanırken, Ağustos ayında yeniden yürürlüğe konulmuştu. Demek ki Mart-Ağustos ayları arasında alkol sıkıntısı yaşanmış, sonra bu sıkıntı giderilince vergi Ağustos ayında yeniden getirilmiş. Oysa bakanlığa yapılan bu satış 18 Kasım 2020 tarihinde. Sektördeki herkesin bileceği üzere dezenfektan fiyatlarının baya ucuzladığı bir dönemde yani.
Bununla birlikte Elitaş'ın belirttiği gerekçe dediğim gibi Mart-Ağustos ayları arasında, özellikle Mart-Nisan ayında, virüsün toplumda endişe yarattığı, insanların bu tarz ürünleri stoklamak istediği dönemde yaşanıyor. Ve bu tarihlerde aynı Ticaret Bakanlığı denetlemeler yaparak eczanelere fahiş cezalar kesti dezenfektan ve maskenin yüksek fiyatlara satıldığı gerekçesiyle.
'O dönem piyasada bir dezenfektan sıkıntısı yok ki'
Bu cezaları "piyasanın hareketli olduğu" dönemde eczanelere kesebilen bakanlık, fiyatların ucuzladığı dönemde kendisi dezenfektan temin ederken neden "bu kadar fiyata dezenfektan mı olur?" deyip bakanın firmasına kesmemiş merak konusu.
"İmkanı olup da kamuya vermemek olmazdı" deniyor. O dönem piyasada bir dezenfektan sıkıntısı yok ki. Sanki kamu kuruluşları zor durumda kalmış da almak zorunda kalmış gibi bir intiba çiziliyor. Umarım Türk Eczacılar Birliği’de bu meseleye dair bir şeyler söyler.