AKP gericiliğinin istismar raporu: Her 100 çocuktan 15'i zorla evlendiriliyor

Son 25 yılı kapsayan araştırma verilerine göre, Türkiye'de her 100 çocuktan 15'i zorla evlendirilerek istismara uğruyor.

Haber Merkezi

Çocuk istismarı Türkiye’deki en yaygın suçlardan biri. AKP iktidarı boyunca gerici söylemlerle meşrulaştırılan çocuk istismarı giderek arttı. Çocuk yaşta evliliklerin özendirilmesiyle birlikte hemen her gün bir istismar haberine "alışır" olduk. 

Adalet Bakanlığı'nın yayımladığı 2019 yılına ait adli istatistiklere göre Türkiye'de "cinsel dokunulmazlığa karşı suç" kapsamında 49 bin 57 dava açıldı. Bunların 22 bin 689'u, yani yarıya yakını çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarıydı.

Bu tablonun oluşmasında "çeyiz ödeneği" videoları yayınlayan AKP eliyle beslenen Ensar Vakfı gibi cemaatlerin, istismarcı tarikat şeyhlerinin rolü büyük. Dini eğitim veren "medrese" gibi alanlar çocuk istismarının yaygınlaştığı yerlerden biri haline geldi. 

2.6 milyon vatandaşın bir tarikatla bağı bulunduğu tahmin ediliyor. Cemaat - tarikat faaliyetlerin düzenli bir biçimde katılan kişi sayısı ise 1 milyon civarı. İki rakamdan yola çıkarak milyona yakın çocuğun bu zihniyetin elinde tehlikede olduğu tahmin ediliyor.

Pedofili savunusu normalleştirildi

Milli Eğitim Bakanlığı protokolleriyle yapılan ortak "etkinlikler"le çocuklar adeta tarikatlara ittirilirken, yobazların eğitim sisteminde yer edinmesine ses çıkarılmadı. Üniversitelere kadar giren gericiler pedofiliyi savunan sözleriyle gündeme geldi.

Elazığ depreminin ardından Yıldız Teknik Üniversitesi’nde (YTÜ) profesör olan Bedri Gencer'in "Allah’ın helal kıldığı yaşta evliliği tecavüz sayarak, mutlu yuvaları bozarak gayretullaha dokunmayalım. Az kaldı" şeklindeki gerici beyanı büyük tepki tepki çekmişti.

İstanbul Şehir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara da çocuk yaşta evliliği savunarak evlendirildiği eşi cezaevine giren bir Twitter kullanıcısının paylaşımını alıntılayıp “Bu zulüm karşısında bunca zaman oldu hiçbir yetkilinin kılı kıpırdamıyor” diye yazmıştı.

Af düzenlemesi tartışması

Türkiye’de evlilik yaşına ilişkin düzenlemelere rağmen çocuk istismarına af içeren düzenleme de tartışma konusu olmuştu. İstismarcılara af düzenlemesinin düzenli olarak gündeme getirilmiş ve hazırlık yapılmasının önü açılmıştı.

En son geçtiğimiz Aralık ayında AKP Milletvekili Osman Nuri Gülaçar, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den, "çocuk istismarcıları için düzenleme" talep etmişti.

AKP’li Gülaçar, “Kamuoyunun bizden beklentisi olarak genç yaşta evlilik yapanların artık sorunlarının bitirilmesi noktasında, özellikle sayın bakanımızdan istirhamımız bu konunun gündeme getirilip bu işin de çözülmesidir çünkü çok fazla mağdur aile söz konusu” ifadesinde bulundu.

AKP’nin son taslak düzenlemesine göre, istismara maruz bırakılan çocuğun 14 yaşını tamamlaması durumunda, istismarcı kişi o çocukla evlendirilirse ceza ertelenecek. Düzenlemeyle ayrıca cezanın, evliliğin beş yıl içinde son bulması durumunda yeniden uygulanması hüküm altına alınacak.

Her 100 çocuktan 15'i istismara uğruyor

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü de son 25 yılda yapılan "çocuk yaşta evlilikleri"ni konu alan bir rapor yayımladı.

NTV'deki habere göre, UNFPA Türkiye Üreme Sağlığı Program Kordinatörü Gökhan Yıldırım, "Son 25 yılda yapılan 6 büyük araştırmanın tematik analizini yaptık. Türkiye’de çocuk yaşta evliliklerin son 10 yılda yerinde saydığını öğrendik. Şu anda halen 100 çocuktan 15'i çocuk yaşta erken ya da zorla evleniyor. Her 10 çocuktan 9'u evlendirilen bu yaş grubunda 'Hayır ben 20 yaşından sonra evlenmek istiyorum' dediler" şeklinde konuştu.

Rapora göre, 18 yaşından önce evlenenlerin çoğu daha kendi gelişimlerini tamamlayamadan istismara uğruyor. Yine rapora göre, çocuk yaşta evlendilirilen her 10 kişiden 3'ünün eşi akrabası. Yıldırım raporun bu kısmıyla ilgili ise "Bugün içinde bulunduğumuzda yaş farkının 30 olduğu ya da 5 olduğu evlilikler de var. Üçte biri akraba evliliği 10'da 4'ü başlık parası ile evlendirilmiş. Demek ki arkada başka sosyokültürel dinamikler var. Bunları da yadsıyamayız. Bunların da üzerine gitmeliyiz" değerlendirmesini yaptı.