Çanakkale'de uzun süredir gündemde olan, doğa alanlarının talana açılmasını öngören "eko turizm" projesi, İl Genel Meclisi'nin verdiği son oylamalarla yeniden gündemde.
Söz konusu proje, büyük bir bölümü Kazdağları olmak üzere, Çanakkale'nin doğa alanlarının imar rantına teslim edilmesinin önünü açacak.
İl Genel Meclisi'nde yapılan oylama, mecliste yer alan hem AKP hem de CHP gruplarının söz konusu ranttan nemalanacağına dair birçok ipucu veriyor.
31 Mart'ta yapılacak yerel seçimler öncesi, düzen partilerinin pastadan pay kapma telaşı da bu oylamayla gözler önüne serildi.
26 proje daha onaylandı
Çanakkale İl Genel Meclisi'nde, Ayvacık ilçesinde başta olmak üzere Kazdağları bölgesinin "eko turizm projesi" adı altında imara açılmasını öngören projelerden 26'sının geçtiğimiz hafta onaylandığı öğrenildi.
Mecliste son olarak onaylanan, "Eko Turizm/Kırsal Turizm Tesis Amaçlı" olduğu belirtilen toplam 26 projenin 14'ü Ayvacık kırsalında.
Ayvacık ilçesi dışında, kabul edilen proje alanlarının 5'i Ezine ilçesinde, 5'i Bayramiç ilçesinde bulunuyor. Birer proje alanları da Merkez ilçesi ve Çan ilçesinde yer alıyor.
Söz konusu projelere AKP grubunun tamamının yanı sıra CHP grubunun iki üyesi dışında tümü kabul oyu verdi.
Projeler, Tarım Bakanlığı'nın uyulmasını istediği kıstasları karşılamadığı halde, CHP ve AKP'li imar komisyonu üyeleri tarafından meclis onayına sunuldu. Onanan planlar arasında 600 dönümün üzerindeki NEF arsa proje alanı da bulunuyor.
Bununla birlikte, geçtiğimiz ay da 19 projenin daha İl Genel Meclisi tarafından onaylandığı ortaya çıktı.
31 Mart seçimlerine kadar oturumları kapanan meclisin, seçim sürecinden önce bu kararlarla işi oldu bittiye getirmeye çalıştığı görülüyor.
'Bu, turizm değil, tarlaların, ormanların yapılaşmaya açılmasıdır'
Bölgedeki imar rantı projelerini Assos Dostları üyelerinden Tevfik Cem Tüzün'le konuştuk.
Çanakkale'de 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planları yapıldığını anlatan Tüzün, yalnız Çanakkale'de değil Türkiye'nin tüm kıyı illerinde neredeyse bu planların yapıldığını aktardı.
Bu planların notları arasında, daha önce mevzuatlarda olmayan "eko turizm" diye bir kullanım türü tarif edildiğini belirten Tüzün, "eko turizm" kavramı kullanılmaya başlanmadan önce "kırsal turizm"in mevzuatta yer aldığını, bunun Avrupa mevzuatından Türkiye'ye devşirildiğini ifade etti.
Sonrasında gelen "eko turizm" kavramının, belli ülkelerde de var olan bir şey olduğunu söyleyen Tüzün, "Ama bunların geneli arsa rantı yaratmaya yönelik alanlar. Turizm kısmından ziyade bu, tarlaların, meraların, ormanların yapılaşmaya açılmasıyla ilgili bir kavramın adı olageldi" dedi.
'Bu projeler kapsamında inşaatlara başlandı'
Bir süre sonra bölgede dağ başlarında, önceden koyunların, ineklerin otladığı, tarım yapılan yerlerde birtakım siteler kurulmaya başlandığına dikkat çeken Tüzün, bu sitelerin imar planlarında, bu alanların "eko turizm" alanı olarak gösterilip satın alındığının görüldüğünü kaydetti.
Tüzün, bölgedeki durumu şöyle anlattı:
"Biz bu olayın farkına vardığımızda, Çanakkale Özel İl İdaresi'nden Kazdağları'nda, Assos civarında, çeşitli yerlerde 130 küsür tane arazinin 'eko turizm' adı altında imar planı kapsamına alındığını gördük. Yaklaşık iki sene önce bu arazilerden ona yakını inşaat ruhsatı da alarak inşaatlara başlamıştı."
'Yürütme durdurma kararları geldi, ancak meclis üyeleri ısrarını sürdürdü'
O andan sonra yapılan imar planı önerilerine karşı davalar açmaya başladıklarını belirten Tüzün, sonrasındaki gelişmeleri şöyle aktardı
"Açtığımız bütün davalarda yürütmeyi durdurma ve iptal kararları geldi. Bunun üzerine İl Genel Meclisi, Assos Dostları, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği gibi kentte çevre mücadelesi içinde yer alan grupları bir toplantıya davet ederek, 'Sizin çevre konusundaki kaygılarınızı anlıyoruz, ama bir yandan da bize kendi arsası veya arazisinden para kazanamayan insanlar kendi arazilerini bir an önce satıp gitmeyi tercih ediyorlar' dediler. Çevre duyarlılığını ön plana çıkarmak için hukuksal dayanak talep ettiler, biz de mahkeme kararlarını gösterdik. 'Buralarda hiç mi turizm yapılmasın?' argümanıyla öne çıkmaya çalıştılar, biz de bununla ilgili kıstaslar olması gerektiğini vurguladık, çünkü turizm yerine site inşaatlarının başlatıldığını görmüştük. Bir yandan da, kentte yerleşim alanı olmadığı tüm kırsal alanları eko turizm alanı yaparsanız, geriye hiçbir şey kalmaz, bundan eko turist de hoşnut olmaz. Bir kıstas olmaması durumunda herkese rastgele ruhsat verilebilir bu durumda."
'Meclis üyelerinin bir bölümü işin içinde olan emlakçılar'
Toplantıda kendileriyle konuşan İl Genel Meclis Üyeleri'nin bir bölümünün bu işlere aracılık eden emlak ofisi sahipleri olduğunu fark ettiklerini söyleyen Tüzün, "Yani bu arazi rantının el değiştirme sürecinde rol alan insanlar. Bu anlayışla, insanlara sanki bir kooperatifmiş, bir şirket ortağıymış gibi arazilerin satışını yapıyorlar. İnternetteki satış portallarında çarşaf çarşaf bunların ilanları gözükmeye başladı. 'Eko turizm' ruhsatlı villa satışı yapıyorlar" diye konuştu.
'Yatırımcıların işini kolaylaştırmak için bilimsel görüş gerekliliğini kaldırdılar'
Sonrasında, '1/100.000 ölçekli çevre düzeni planları' kapsamındaki bu projeler doğrultusunda bazı plan değişiklikleri görüldüğüne işaret eden Tüzün, "Bu değişikliklerden bir tanesi, arazi teklifleri için 5 bin metrekarelik olarak belirlenen yer sınırını 15 bine çıkarmak oldu. Yani bu işi daha büyük oyunculara devretmeye yönelik adım attılar. Ayrıca, projeye dair yatırımcıların işini kolaylaştırmak için bilimsel görüşlerin alınması gerekliliğini ortadan kaldırdılar" dedi.
'Bakanlık genelge yayınladı, işi oldu bittiye getirmeye çalışıyorlar'
Tüzün, konuya dair uyarıları üzerine Tarım Bakanlığı'nın bir genelge yayınladığını belirtti. Bakanlığın, bu çerçevede arazilerin turizm alanı olarak değerlendirilmesi için gerekecek birtakım kıstasların aranması gerektiğine dair bir talimatta bulunduğunu ifade eden Tüzün, "İl Genel Meclisi İmar Komisyonu'ysa bu genelgeden sonra uzunca bir süre bu eko turizm başvurularını uzunca bir süre ele almadı. Ancak biz geçen hafta içerisinde gördük ki, birdenbire 26 tane alanın bakanlığın kıstaslarına uymadan eko turizm planlarına onay verildi. Biraz daha araştırınca da öğrendik ki, bir önceki ay da 19 tane alan daha proje için onay almış. Önümüzde şu an toplam 45 proje alanı var ve bunlara karşı tek tek dava açmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Bundan sonra 31 Mart'taki seçimlere kadar Meclis oturumunun olmayacağını anımsatan Tüzün, "Şu anda bu planlar önümüzdeki haftalar için askıda kalacak. Bu süreçte itirazları bölgede örgütleyeceğiz. Dava süreciyse itirazlardan 60 gün sonra başlıyor. Avukatlarımız da 45 ayrı dosyanın tek davada ele alınması gerektiğine dair bir başvuruda bulunmaya hazırlanıyor" dedi.
Tüzün, Çanakkale'deki yapılaşma baskısını şöyle anlattı:
"Çanakkale'de 2030 yılına kadar öngörülen nüfus artışı düşünülerek müthiş bir yapılaşma baskısı var. Biz bu baskıyı göğüslemek için yerleşim alanlarında bulunan arsalar üzerinde yönetmelikler gözetilerek çalışmalar yapılması gerektiğini, boş yere meraları, ormanları, tarım alanlarını yapılaşmaya açılmaması gerektiğini vurguluyoruz. Adeta kendi ülkemize savaş açıyoruz. Bunun en büyük nedeni de arsa rantı elde etme arzusu. Hayvancılığı, tarımı itibarsızlaştırıp, köylünün değerlendiremediği arsaya çöreklenme girişimi söz konusu."
'Bu bir CHP-AKP ortaklığıdır'
Tüzün, imar rantındaki CHP-AKP ortaklığına da değindi:
"Burada CHP'li ve AKP'li meclis üyelerinin işbirliği içerisinde çalıştıklarını da gördük. Yalnızca iki CHP üyesi tüm bu planlara ret oyu verdi. Bir tanesi bazılarına ret oyu verdi. Bu işin tamamen AKP-CHP ortak prodüksiyonu olarak gerçekleştiği görülüyor."
'Eko turizm' adı altında betonlaşma
Çanakkale İl Genel Meclisi'nde uzun süredir tartışmalara neden olan Eko Turizm projeleri kapsamında, Çanakkale'de halihazırda çok sayıda inşaat faaliyetlerinde bulunuldu.
Proje kapsamındaki inşaat alanlarında şimdiden "villa-kent" halini alan yapılaşmalar mevcut.
