Kürt sorununda "yeni çözüm süreci" tartışmaları sürerken AKP-MHP ortaklığı yeni bir operasyonun düğmesine bastı, DEM Partili ve CHP'li toplam 4 belediyeye kayyım atandı.
Seçme ve seçilme hakkını hedef alan atamalara DEM Parti ve CHP birlikte tepki gösterdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel Mardin'e gitti, yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'le birlikte halka seslendi.
Ortak açıklamaya iktidar kanadından tepki gecikmedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün partisinin grup toplantısında "Kayyum ataması karşısında Özgür Özel'in "Söz bitmek üzere, bu kötülükle mücadele etmek için ne gerekiyorsa o yapılacak" sözlerine yanıt verdi:
"CHP genel başkanı şaşırmış, su kaynatmıştır. Buradan CHP ile DEM Parti'yi ayırt etmekte çok zorladığımızı hatta CHP’yle PKK’yla birbirine karıştırdığımızı söylemek abartılı bir iddia olmayacaktır.
Ucuz numaraları bırakmalısın, ayağını denk almalısın siyasette önemli hizmetlerde bulunmuş şu an genel başkanlığı Allah sana nasip etmiş. Aklını başına al, CHP’yi sev, Türkiye’yi sev, herkesi sev sonra da ben kendimi de seviyorum diyebilirsin."
Bahçeli'ye 'istismar' yanıtı: Gerçekten çözüm çalışmaları varsa onunla da görüşürüz
Bahçeli'nin konuşmasında dikkat çeken bir diğer nokta Ahmet Türk'ün "CHP tarafından istismar edildiğini" savunması oldu. MHP lideri şu ifadeleri kullandı:
"Özellikle ciddi sağlık sorunları olan, yaşı kemale ermiş bulunan ve köklü bir aileye mensup olduğu da bilinen Sayın Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür."
DEM Parti, bugün grup toplantısını Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanan Mardin’de yaptı.
Grup toplantısının ardından Ahmet Türk, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Devlet Bahçeli’nin kendisinin CHP tarafından istismar edildiği iddiasına da yanıt veren Ahmet Türk, şu ifadeleri kullandı:
"Bizim için önemli olan burada bir diyalog ortamının oluşması. Eğer bugün CHP ile bir diyaloğumuz varsa biz Türkiye’deki bütün siyasi partilerle görüşmek, konuşmak, tartışmak ve sorunun çözümüne katkı sunacak bir formülü oluşturmak için varız.
Yarın pratikleriyle gerçekten sorunun çözümü, demokratik bir gelecek için bir çalışmaları varsa Sayın Bahçeli ile de görüşürüz. Bu nedenle kimse bizi istismar edecek durumda da değil. Kürtler bugün politize olmuş bir halk, Kürtler ne istediklerini biliyor. Kürtler hangi projenin demokratik bir proje olduğunu mu veyahut gerçekten demokratik olmayan bir proje olduğunu fark edecek bilinçte ve fark edecek güçtedir. Bu nedenle bir istismar söz konusu değil ama doğru bir pratik, gerçekten Türkiye’deki bütün siyasi partilerin birlikte diyalog ortamını oluşturarak çözüme katkı sunacak bir noktaya taşıyabilir."
'Bir elde sopayla bu mesele çözülemez'
"Yeni sürecin" ilk adımı Devlet Bahçeli'nin Meclis'te DEM Parti grubuyla tokalaşması olmuştu. Bahçeli'nin uzattığı eli hatırlatan Ahmet Türk, aynı elin sopa uzatmasının çözüm getirmeyeceğini söyledi:
"Biz elimizi her zaman uzatıyoruz ama bir elde sopa bir elini de uzatarak bu mesele çözülemez. Bizim söylemek istediğimiz bu. Sopayı bıraksınlar ellerinden, ellerini uzatsınlar. Biz bu eli tutmaya hazırız. Diyalog oluşturmaya hazırız. Biz bu bakımdan hiçbir partinin etkisinde değil, halkımızın talebi doğrultusunda siyaset yapıyoruz. Biz halkımızın taleplerini yerine getirmek için mücadele ediyoruz. Bizim amacımız hiçbir zaman kürsü değil, makam değil."
"Bundan sonrasını nasıl görüyorsunuz" sorusu üzerine Türk, şöyle konuştu:
"Tavrıyla pratik birbirine uymuyor. Pratikte ne var? Neyi getirecekler? Bizden talepleri nedir? Bu konuda neler düşünüyor? Biz bunları görmeden, bu konuda bir diyalog oluşturulmadan söyleyecek fazla bir şeyimiz yok. Ama ilk günden beri ‘uzatılan ele değer veriyoruz’ dedik, ama pratikte nelerle karşılaşacağımız konusunda henüz bir bilgiye sahip değiliz. Bu konuda gerçekten nasıl bir yol ve yöntem istiyorlar bunu da açıklamıyorlar. Bu konuda susmak ve beklemek gibi bir zorunluluk var. Partimin tüzel kişiliği varken partim adına bunları söylemiyorum, şahsi düşüncelerim olarak bunu dile getiriyorum. Bir yerde elini uzatırken diğer elinde sopa tutarak sorunlar çözülmez, diyalog ortamı oluşmaz."