1921 Anayasası hatırlatması neyi amaçlıyor?

Önce HDP, ardından da AKP cephesinden 1921 anımsatması geldi. Olağanüstü koşulların ürünü olan kısa anayasa, bugün ancak Cumhuriyet'in tasfiyesinde yeni bir adım anlamına gelebilir.

Haber Merkezi

İlk olarak HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, CHP ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada "Güçlü parlamenter, güçlü yerel demokrasi öneriyoruz. Tam da bu yerel ilkelerin yer aldığı 1921 Anayasası ilham kaynağı olarak değerlendirilebilir" demiş, ardından AKP'li Adalet Bakanı Gül, "Cumhuriyeti 1921 Anayasası ruhuyla taçlandıracağız" ifadesini kullanmıştı.

Bu iki isimle birlikte çeşitli çevrelerde konuya ilişkin yapılan benzer açıklamalar, üzerinden 100 yıl geçtikten sonra 1921 Anayasası'nı yeniden gündemin ilk sıralarına yerleştirdi.

Peki, neydi 1921 Anayasası, içeriğindeki hangi maddeler öne çıkıyordu ve nasıl bir dönemin ürünüydü?

Eski Anayasa Mahkemesi raportörü olan Hukukta Sol Tavır Derneği Başkanı Ali Rıza Aydın, yeni anayasa tartışmaları sırasında yeniden gündem olan 1921 Anayasası'nı soL için değerlendirdi.

Söz konusu anayasanın bir BMM ve hükümeti  anayasası olduğunu, yetkilerin tamamını oraya devrettiğini belirten Aydın, henüz cumhuriyetin ilan edilmediği dönemde, kısa ve öz şekilde çerçeve çizen niteliğine, devletin sınırlarının bile henüz net olmadığı bir dönemde, olağanüstü dönemde yazılan bir anayasa olduğuna işaret etti.

Aydın, sınırların belli olmadığı bir dönemde yerellere verilen özerkliğin o dönemin koşullarında şaşırtıcı bir yanı bulunmadığını, bugün 21 Anayayasası üzerinden getirilmek isteneninse patronların elini kolaylaştıracak şekilde yerel yetkilerin artırılması adımı olabileceğine dikkat çekti.

Aydın'a göre 21 Anayasası tartışmasıyla hedeflenen bir diğer şey, cumhuriyetin henüz ilan edilmediği döneme yapılan atıfla, islam ve devlet iç içeliğinin öne çıkartılması ve böylece laiklik vurgusunun bir kez daha hedef alınması. 

'Örnek alınıp arzulananlar 1921’in özünden farklıdır'

"12 Eylül'ün ürünü 1982 Anayasasının, tüm değişiklikleri ve sonunda rejim değişikliğini içeren 2017 değişikliğinden sonra bir kez daha gündeme gelmesiyle 1921 Anayasası da yeniden dillere düştü" diyen Aydın, "2021’de bir asır önceki Anayasanın, özellikle liberaller tarafından örnek alınması yadırgatıcı gelebilir. Kimse bu gönderme yapılırken 1921’in emperyalizme karşı savaş koşullarının, 23 Nisan 1920’de İstanbul Hükümetine karşın kurulan BMM Hükümetinin, o döneme özgü bağımsızlık mücadelesi içindeki ideolojik, siyasal, toplumsal ve ekonomik ilişkilerin yansıdığı bir 'kurtuluş' beklemesin. 1923’de 'Cumhuriyet'i içine alan 'kuruluş' Anayasası gibi bir anayasa da değildir. Parlamento hükümeti beklenmesin. Buradan olsa olsa Yeni Osmanlıyı yıkan ilişkilerin kısa Anayasasının, Cumhuriyeti neoliberal düzene uyumlulaştıran Yeni Osmanlıya geçişin Anayasasına uyarlanması çıkar. Örnek alınıp arzulananlar 1921’in özünden ve amacından farklıdır" ifadesini kullandı.

'Arkasını sermayenin siyasi iktidarlarının dolduracağı kısa bir anayasa isteniyor'

1921 Anayasası'nın ayrıntılara girmeyen kısalığına işaret eden, bu anayasanın bir tür çerçeve çizici olduğuna değinen Aydın, o olağanüstü dönemde çerçevenin içini BMM'nin doldurduğunu, şimdi ise bunun başka bir planın aracı yapılmak istendiğini söyledi.

Aydın, "Başkanlı rejim için arzulanan ise sermayenin istekleri için de arzulanan hak ve özgürlükler anlamında (emekçiler için hak ve özgürlükleri budama anlamında) kendileri yönünden engel olmayacak, sömürü düzeninin istikrarını sağlamakla yetinecek, arkasını sermayenin siyasi iktidarlarının dolduracağı bir kısa Anayasadır. Anayasanın ayrıntısını, ağırlıklı olarak başkanlı rejim içinde başkan kararnameleri (bugünkü cumhurbaşkanlığı kararnameleri) dolduracak, Anayasa hangi konuların yasaya bırakılacağını söyleyecek, gerisi hep başkana kalacaktır" dedi.

'Laiklik kavram olarak değil belki sözcük olarak tutulacak'

Söz konusu anayasayla laikliğin de hedef alınacağını, 21 tartışmalarının böyle bir yönü de olduğunu belirten Aydın, "Sermayeyi koruyacak ve düzenin güvenliğini sağlayacak Anayasa, dinselliği ve dinsel örgütlenmeleri dışarda bırakmayacaktır. Sermayeyle, parayla, siyasetle, devletle ve hukukla ortak amaçta buluşmuş bir din, dinsel özgürlük olarak çalıştırılacak, laiklik kavram olarak değil belki sözcük olarak tutulacaktır" diye konuştu.

'Hak ve özgürlükler budanacak'

1921 Anayasası'nın kısa özünde "hak ve özgürlükler" başlıklarının olmadığını, bunların mücadelelerle kazanıldığını ve 1961 Anayasası'na girdiğini belirten Aydın, hak ve özgürlükler, ayrıntılı anayasalarda olduğu gibi Anayasa maddeleriyle güvenceye alınmayacak, sınırlama ve ilkeleri dahil bu alan da kısmen yasamaya, ağırlıklı olarak da başkan kararnamelerine bırakılabilecektir. Kuvvetler birliği olacak, ipler (1921’in tersine) başkanda olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

'Yerel yönetimlere özerklik'

Yargının yalnızca düzenin istikrarı, hak ve özgürlüklerinin korunması yorumuyla yetinecek bir yapıya kavuşturulacağını dile getiren Aydın, "Yerel yönetimlerde özerklik vurgulanacak, koşulları yine siyasal iktidara (başkana) bırakılacaktır. Burada yalnızca bugünkü illeri ve büyükşehirleri düşünmenin ötesinde, güneyde sınır ötesi yakın bölge, Kıbrıs gibi örnekler de özerklik içinde düşünülebilecektir. Federe devlet olmadan onun gereklerini yerine getirecek koşullar yaratılabilecektir" dedi.

"Türkiye’deki anayasal gelişme tezlerinden ve gelişmelerden, 12 Eylül Anayasasında kurtulamadılar. 1961 Anayasasının kazanımları, Cumhuriyet’in dinamiği kolay aşılamadı darbeye rağmen. Şimdi hedefleri bu engelleri aşmak" diyen Aydın, sözlerine şöyle devam etti:

"Önceki dönemlerdeki keyfi ve hukuksuz uygulamaların, 2018 Haziranından bu yana sürdürülen uygulamaların ve OHAL döneminin buluşmasıyla süregiden bugünkü düzenin sağlama alınacağı, sermayenin istediği gibi at oynatacağı, emekçi halkın vahşice sömürüleceği, Aydınlanmanın dinsel özgürlük adı altında eriyip gideceği, eğitimin ve bilimin sermayeye hizmet edeceği  engelsiz bir kapitalist düzen isteğidir amaçlanan."

1921 Anayasası 

Madde 1.- (Özgün hali) Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir.

Madde 2.- (Özgün hali) İcra kudreti ve teşri salâhiyeti milletin yegâne ve hakikî mümessili olan Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder.

Madde 2.- (Değişik : 29.10.1339 (1923) - 364 S. Kanun) Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır. Resmi lisanı Türkçedir.

Madde 3.- Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur ve hükümeti << Büyük Millet Meclisi Hükümeti >> unvanını taşır.

Madde 4.- (Özgün hali) Büyük Millet Meclisi vilâyetler halkınca müntahap âzadan mürekkeptir.

Madde 5.- Büyük Millet Meclisinin intihabı iki senede bir kere icra olunur. İntihap olunan âzanın âzalık müddeti iki seneden ibaret olup fakat tekrar intihap olunmak caizdir. Sabık heyet lâhik heyetin içtimaına kadar vazifeye devam eder. Yeni intihabat icrasına imkân görülmediği takdirde içtima devresinin yalnız bir sene temdidi caizdir. Büyük Millet Meclisi âzasının her biri kendini intihap eden vilâyetin ayrıca vekili olmayıp umum milletin vekilidir.

Madde 6.- Büyük Millet Meclisinin heyeti umumiyesi Teşrinisani iptidasında davetsiz içtima eder.

Madde 7.- Ahkâmı şer'iyenin tenfizi, umum kavaninin vâz'ı, tadili, feshi ve muahede ve sulh akti ve vatan müdafaası ilânı gibi hukuku esasiye Büyük Millet Meclisine aittir. Kavanin ve nizamat tanziminde muamelâtı nâsa erfak ve ihtiyacatı zamana evfak ahkâmı Fıkhiye ve hukukiye ile âdap ve muamelât esas ittihaz kılınır. Heyeti Vekilenin vazife ve mesuliyeti kanunu mahsus ile tâyin edilir.

Madde 8.- Büyük Millet Meclisi hükümetinin inkısam eylediği devairi kanunu mahsus mucibince intihap kerdesi olan vekiller vasıtasiyle idare eder. Meclisi icraî hususat için vekillere veche tâyin ve ledelhace bunları tebdil eyler.

Madde 9.- Büyük Millet Meclisi Heyeti Umumiyesi tarafından intihap olunan reis bir intihap devresi zarfında Büyük Millet Meclisi Reisidir. Bu sıfatla Meclis namına imza vaz'ına ve Heyeti Vekile mukarreratını tasdika salâhiyettardır. İcra Vekilleri Heyeti içlerinden birini kendilerine reis intihap ederler. Ancak Büyük Millet Meclisi Reisi Vekiller Heyetinin de reisi tabiisidir.

İDARE

Madde 10.- (Özgün hali) Türkiye coğrafi vaziyet ve iktisadi münasebet noktai nazaran vilâyetlere; vilâyetler kazalara münkasem olup kazalar da nahiyelerden terekküp eder.

VİLÂYET

Madde 11.- (Özgün hali) Vilâyet, mahallî umurda mânevi şahsiyeti ve muhtariyeti haizdir. Harici ve dahili siyaset, şer'i, adlî ve askerî umur, beynelmilel iktisadî münasebat ve hükümetin umumi tekâlifi ve menafii birden ziyade vilâyata şâmil hususat müstesna olmak üzere Büyük Millet Meclisince vazedilecek kavanin mucibınce Evkaf, Medaris, Maarif, Sıhhiye, İktisat, Ziraat, Nafıa ve Muaveneti İçtimaiye işlerinin tanzim ve idaresi vilâyet şûralarının salâhiyeti dâhilindedir.Madde

Madde 12.- (Özgün hali) Vilâyet şûraları vilâyetler halkınca müntahap âzadan mürekkeptir. Vilâyet şûralarının içtima devresi iki senedir. İçtima müddeti senede iki aydır.

Madde 13.- Vilâyet şûrası, azâsı meyanında icrâ âmiri olacak bir reis ile muhtelif şuabatı idareye memur azadan teşekkül etmek üzere bir idare heyeti intihap eder. İcra selâhiyeti daimi olan bu heyete aittir.

Madde 14.- Vilâyete Büyük Millet Meclisinin vekili ve mümessili olmak üzere vali bulunur. Vali, Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından tâyin olunup vazifesi devletin umumi ve müşterek vazaifini rüyet etmektir. Vali yalnız devletin umumi vazaifiyle mahallî vazaif arasında tearuz vukuunda müdahale eder.

KAZA

Madde 15.- Kaza, yalnız idari ve inzıbati cüz'ü olup mânevi şahsiyeti haiz değildir. İdaresi Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından mansup ve valinin emri altında bir kaymakama mevdudur.

NAHİYE

Madde 16.- Nahiye, hususi hayatında muhtariyeti haiz bir mânevi şahsiyettir.

Madde 17.- Nahiyenin bir şûrası, bir idare heyeti ve bir de müdürü vardır.

Madde 18.- Nahiye şûrası, nahiye halkınca doğrudan doğruya müntahap âzadan terekküp eder.

Madde 19.- İdare heyeti ve nahiye müdürü, nahiye şûrası tarafından intihap olunur.

Madde 20.- Nahiye şûrası ve idare heyeti kazaî, iktisadi ve malî salâhiyeti haiz olup bunların derecatı kavanini mahsusa ile tâyin olunur.

Madde 21.- Nahiye bir veya birkaç köyden mürekkep olduğu gibi bir kasaba da bir nahiyedir.

UMUMİ MÜFETTİŞLİK

Madde 22.- Vilâyetler, iktisadi ve içtimai münasebetleri itibariyle birleştirilerek, umumi müfettişlik kıtaları vücuda getirilir.Madde 23.- Umumi Müfettişlik mıntakalarının umumi surette asayişinin temini ve umum devair muamelâtının teftişi, Umumi Müfettişlik mıntakasındaki vilâyetlerin müşterek işlerinde ahengin tanzimi vazifesi umumi müfettişlere mevdudur. Umumi müfettişler Devletin umumi vazaifiyle mahallî idarelere ait vazaif ve mukarreratı daimî surette murakaba ederler.

MADDEİ MÜNFERİDE

İşbu kanun tarihi neşrinden itibaren mer'i olur. Ancak elyevm münakit Büyük Millet Meclisi 5 Eylül 1336 tarihli Nisabı Müzakere Kanununun birinci maddesinde gösterildiği üzere gayesinin husulüne kadar müstemirren müçtemi bulunacağı cihetle işbu Teşkilâtı Esasiye Kanunundaki; 4 üncü, 5 inci, 6 ncı maddeler gayenin husulüne elyevm mevcut Büyük Millet Meclisi adedi mürettebinin sülüsanı ekseriyetle karar verildiği takdirde ancak yeni intihaptan itibaren mer'iyülicra olacaktır.