Komünist LGBT'ler eşcinselliğin hastalık kategorisinden çıkarıldığı 17 Mayıs 1990 gününün yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yayımladı. Açıklamada bu yıl Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtı Gün'ün ikinci defa pandemi koşulları altında geçirildiğine dikkat çekilirken "17 Mayıs’ın bize hatırlattığı, ayrımcılık ve bağnazlığa karşı tek pusulamızın bilim ve aydınlanma oluşudur" denildi.
Türkiye'nin "gericiliğin elinde yaşamsal hakların gasp edildiği, en temel bilimsel gerçeklerin bile yok sayıldığı günlerden geçtiğini" belirten Komünist LGBT'ler, "pandemi bahanesiyle emekçiler aşağılanıyor, insan yerine bile konmuyor, yoksulluğa, işsizliğe, cehalete itiliyor" ifadelerini kullandı.
LGBT emekçilerin bu karanlık tablodan daha kötü etkilendiğini savunan Komünist LGBT'ler açıklamada şunları kaydettiler:
"LGBT emekçiler bundan en fazla nasibini alan toplum kesimlerinden birini oluşturuyor. Üstelik, halkın büyük öfkesini çeken egemenler, bunu bertaraf edebilmek için gericiliğin her türlüsüne, cinsiyetçiliğe, ırkçılığa, ayrımcılığa daha fazla başvuruyor. Bu, kapitalizmin bizi hapsetmeye çalıştığı bir kısır döngüdür.
Yalnızca son birkaç ayı düşünmek bile yeter. Ülkenin bütün kirliliği ortaya dökülüyor, mafyalar, çete liderleri kan dondurucu olayları hikaye gibi anlatıyor, devlet tarafından, sermaye tarafından nasıl beslendiklerini duyuyoruz."
Boğaziçi Üniversitesi direnişine atıfla ülkede kısa bir süre önce LGBT’lerin "teröristlikle" ve "sapkınlıkla" suçlandığını hatırlatan Komünist LGBT'ler, "İktidar, üniversite öğrencilerinin haklı direnişini lekelemek için, başı her sıkıştığında yaptığı gibi, bu ifadelere başvurdu. İktidardan cesaret alan yobazlar, nefret dilini yaygınlaştırmaya çalıştılar" ifadelerini kullandılar.
Açıklama şöyle devam etti: