Yunanistan Komünist Partisi: 'NATO barışın ve güvenliğin değil, savaşın unsurudur!'

Türkiye Komünist Partisi'nin “İnsanlık NATO'yu yenecek” başlığıyla İstanbul'da düzenlediği uluslararası konferansa katılan Yunanistan Komünist Partisi temsilcisi Elisseos Vagenas ile Mali’ye dönük emperyalist müdahaleyi ve Türkiye'nin Suriye meselesindeki rolünü konuştuk.

Yunanistan Komünist Partisi (YKP) dördüncü haftaya giren Fransa öncülüğündeki Mali müdahalesini nasıl değerlendiriyor?
Bugün emperyalist kuvvetler ve güçlü tekeller arasında doğal kaynakların paylaşımı konusunda şiddetli bir rekabet var. Mali’de yaşananları da bu bakış açısıyla değerlendiriyoruz. Mali zengin uranyum rezervlerine sahip ve nadir bulunan bu kaynak nükleer faaliyetlerde kullanılıyor. Öte yandan bu güçler Mali müdahalesini meşrulaştırmak için “terörizmle mücadele”, “aşırı İslamcılarla mücadele” gibi farklı bahaneler üretiyor. Partimizin Mali konusundaki görüşü oldukça net. Daha müdahalenin olduğu ilk anda Mali müdahalesini kınamıştık.

Yunanistan hükümeti bu meselede nasıl bir siyaset izliyor?
Yunanistan hükümeti üç Yunan yetkiliyi Mali’ye gönderdi. Biz hükümetin bu girişimini ve Mali müdahalesine dönük askeri destek niyetlerini kınadık.

Hükümet daha fazla yardım göndermeyi planlıyor mu? Asker göndermek ya da ekipman desteğinde bulunmak gibi?
Bunun işaretleri var. Ancak Yunan burjuva sınıfının birçok önceliği var. Ve şu anda Mali dışındaki konulara öncelik veriyorlar.

Mali müdahalesinin Afrika’yı nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?
Şuanda gerginlik sadece Mali’de değil, Sudan’da, Cezayir’de, Mısır ve Orta Afrika ülkelerinde. Bölgedeki doğal kaynakları kontrol etmek isteyen emperyalist ülkeler tarafından yaratılan bu gerginlik bölgenin istikrarsızlaşmasına yol açıyor.

Aynı zamanda, Doğu Akdeniz ve Basra Körfezi’nde Suriye ve İran’ı ilgilendiren ve Çin Denizi’nde yaşanan ciddi gerilimleri gözden kaçırmamak gerekiyor. Dolayısıyla meseleye daha geniş bir perspektifte bakmak lazım. Emperyalist güçler kendi aralarındaki rekabetin yanı sıra, geçici ittifaklar da kuruyor. IMF, Birleşmiş Milletler, Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası kurumlar arasında pazarlıklar yürüyor. Dolayısıyla ortada çok fazla faktörün olduğu çok yönlü bir durum var ve gelişmelerin seyrini tam olarak tahmin etmek çok zor. Ancak burada bir eğilimden bahsedebiliriz. O da şu: kapitalist sistem yeni krizlerden ve yeni savaşlardan başka bir şey üretmeyecektir.

Avrupa’daki sol güçler Mali müdahalesine nasıl bakıyor?
Biz Yunanistan’da “sol” kelimesini kullanmaktan kaçınıyoruz çünkü bu kelime 50 yıl önceki anlamında kullanılmıyor. Eskinden “sol” kapitalizme, emperyalizme karşı olmak, NATO’ya ve AB’ye karşı olmak anlamına geliyordu. Ama bugüne bakarsanız, NATO eski genel sekreteri Javier Solana bir “sosyalist”ti. NATO üyesi ülkelerin yönetimindeki sol güçler, sol partiler örneğin Yugoslavya’nın bombalanmasında yer aldılar. Bugün bazı “sol” güçler örneğin Fransız Komünist Partisi, terörizmi işaret ederek Mali müdahalesini savunuyor. Yani genel olarak bir Avrupa solundan bahsedemeyiz.

NATO’nun Türkiye’nin Suriye sınırına konuşlandırdığı Patriotları ve beraberindeki askerleri düşündüğümüzde, Türkiye’nin Suriye meselesinde özel bir rol oynadığını söyleyebilir miyiz?
Tabii ki Türkiye, Esad’ı devirmeye çalışan Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle birlikte Suriye meselesinde çok önemli bir rol oynuyor. Türkiye burjuvazisi bölgedeki etkisini artırmak istiyor. Nükleer teknolojiye sahip ülke konumuna gelmek ve bölge dışı meselelerde de rol almak istiyor. Dolayısıyla, Türkiye burjuvazisi bu doğrultu da AB ve ABD ile işbirliğine giderek bir dizi bölgesel planı hayata geçirmeye çalışıyor.

Türkiye burjuva sınıfının çok iddialı planları var. Balkanlar’da, Karadeniz’de, Hazar Denizi’nde, Kıbrıs’ta ve Ortadoğu’da. Küresel düzeyde önemli roller almak istiyorlar. Örneğin Türkiye’nin uçak gemisi yapımı konusundaki açıklamaları bunu gösteriyor.

Bu iddialı planlar gelişmelere göre Türkiye’yi İran, Rusya ve Çin gibi güçlerle karşı karşıya getirebilir. Tabii bu durum Türkiye halkı için, işçi sınıfı için ciddi tehlikeler barındırıyor. Türkiye halkı kendisini “sahte bayrak” operasyonu altında Türkiye burjuvazisinin çıkralarını savunmak için savaşırken bulabilir. Komünistler bu planları boşa çıkarmak için mücadele etmek zorunda.

Peki SYRIZA, Mali ve Suriye’ye dönük operasyonlar konusunda nasıl bir politika izliyor?
Öncelikle SYRIZA’nın Avrupa Sol Partisi üyesi olduğunu belirtmek gerekiyor. YKP’nin bu konularda çok net bir görüşü var. SYRIZA, her zaman Avrupa Sol Partisi’nin politikalarını benimsemiyor. İnsanların kafasını karıştırmak için bazı ayarlamalar yapıyor. Örneğin kendi gazeteleri, Suriye ile ilgili konularda kesin bir şey söylemekten kaçınıyor. Hem Suriye rejimini hem de emperyalist müdahaleyi ve Patriotları kınıyor ve eleştiriyor.

Mali meselesinde ise çok karmaşık bir bildiri yayınladılar. Bildiriyi yazan kişi bile ne yazdığını anlayamamıştır.

SYRIZA’nın programına baktığınız zaman, NATO’nun dağıtılmasından bahseder ama ülkenin NATO’dan ayrılması konusunda herhangi bir şey söylemez. Dolayısıyla NATO’dan çekilme talebini gündeme getirmediğiniz zaman, NATO’nun dağıtılması meselesini de belirsiz bir geleceğe ertelemiş olursunuz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Uluslararası gelişmeleri ülkelerimizde yaşanan gelişmelerden ayrı tutamayız. Çünkü burjuvazinin hem ülke içine hem de uluslararası alana dönük planları var. Dolayısıyla Yunanistan’daki, Türkiye’deki, bütün NATO üyesi ülkelerdeki komünistler, kendi ülkelerinin emperyalist planlarda yer almasını önlemek için mücadele etmeli ve insanlara, bazılarının iddia ettiği gibi NATO’nun, barışın ve güvenliğin değil savaşın unsuru olduğunu göstermelidir. Ayrıca, komünistler ülkelerinin NATO’dan çıkması için mücadele etmelidir. Ve tabii ki bu halkın ve işçi sınıfının örgütlü gücüyle gerçekleşebilir.

(soL- Dış Haberler)