“Sessiz kalmanın zamanı değil”

İsrail Komünist Partisi, 325 akademisyenin imzaladığı metin ile, İsrail hükümetini ve başsavcılığı Arap öğrencilere karşı gerçekleştirilen ırkçı yaklaşıma karşı göreve çağırdı.

Safed kentinde, Hahambaşı tarafından Arap öğrencilerin tacizci olarak suçlanması ve bu öğrencilere ev kiralanmaması için bölge halkına fetva verilmesi sonucunda, Arap öğrencilerin evlerine silahlı ve silahsız saldırılar gerçekleşmişti. İsrail Komünist Partisi, ülke genelinde akademisyenlerden imza toplayarak Safed’de görev yapan Hahambaşı’nın görevden alınması ve Arap öğrencilerin ırkçılığa karşı korunması için Başsavcılık, Başbakan ve Eğitim Bakanı’nı bir mektup yazarak göreve çağırdı.

Akademisyenler tarafından imzalanan metni soL okurlarıyla paylaşıyoruz.

“Irkçılık dalgası ve sessizlik"
Sessiz kalmanın zamanı değildir. İsrail vatandaşları olarak bir zamandır uçurumu kenarında yaşıyoruz ve bir şey yapmazsak daha kötü olaylar gerçekleşecek. Sert ve ideolojik olarak motive edilen anti demokratik ve özgürlük karşıtı politikalar ülkenin siyasi gerçeği haline gelmekte ve İsrail vatandaşlarına yayılmaktadır. Bu politikayı uygulayanlar bizzat hükümet ile koalisyon halinde bulunduklarından, önlerinde kendilerini engelleyici bir sınır bulunmamaktadır.

Başbakan’ın önemli görevlerinden bir tanesi, kesin bir ifadeyle demokrasiyi korumak ve ona olan saldırıların önüne geçmektir. Ancak yaşanan olaylar sırasında ve sonrasında bu olaylar gerçekleşmemiştir. Hükümetin sessiz kalması yaşananları alttan alta onayladığını göstermektedir.

Ülke genelindeki ırkçı yönelim kısa zaman önce Safed’de yaşayan Arap öğrencilere yönelmiştir. Öğrencilere yönelik ırkçı saldırı Safed’in resmi din işleri sorumlusu olan Hahambaşı tarafından yönlendirilmiştir. Hahambaşı ateşli bir şekilde boy gösterdiği bütün toplantılarda ve konuşmalarda şehirde yaşayan Araplara ev satılmasını ve kiralanmasını dinsel gerekçelerle yasaklamıştır. Hahambaşı, Arap öğrencilerin Yahudi kadınları taciz ettikleri şeklinde bir iftira ve karalama ile bu yasak kararını açıklamıştır. Arap öğrencilerin evlerine gerçekleştirilen ve bazen silah kullanılan saldırılar olmasına rağmen, resmi makamlardan veya yetkililerden hiçbirisi Hahambaşı’nı uyarmamış ve ya durdurmaya çalışmamıştır.

Arap öğrencilerin Safed’de yaşadıkları yalnızlığı, çaresizliği ve yıkılmışlığı tahmin etmek zor değildir. Yıllardır etnik merkezcil bir politika altında yaşamaya mecbur bırakılan bu öğrencilerin, yüksek öğrenimleri için Yahudi şehir merkezlerinde okumaları gerekmektedir. Ancak bu şehir merkezleri artık Araplardan “temizlenmek” istenmektedir.

İsrail toplum yapısına karşı yürütülen bu politikaları onaylamıyoruz ve bu öğrencileri mücadelelerinde yalnız bırakmayacağız. Bu öğrenciler İsrail hükümeti tarafından korunmak zorundadır.

Akademik topluluğun üyesi olan bizler, ırkçılığı durdurmak ve Safed kenti Hahambaşı’nın görevden alınması için sizi sesinizi yükseltmeye davet ediyoruz. Başsavcılığın Hahambaşı’nı yaptığı açıklamalardan dolayı soruşturma açmasını ve Başbakan ve Eğitim Bakanı olarak sizlerin Safed Üniversitesi’nde okuya Arap öğrencileri ırkçılığa karşı korumanızı istiyoruz.”

(soL - Dış Haberler)