Orak-çekiç nereden geliyor?

Orak-çekiç'teki imgeler Kürşat Bumin'in iddia ettiği gibi kadın ve erkeği değil, işçi ve köylünün ortak mücadelesini simgeliyor.

Yeni Şafak yazarı Kürşat Bumin, Pazar günü parti amblemlerine ilişkin bir yazı kaleme aldı. Türkiye'deki çeşitli partilerin amblemlerini inceleyen yazının amacı, Bumin'in en sona sakladığı, "AKP'nin artık amblemindeki 'kısa ömürlü ve çok enerji tüketen' ampulü 'uzun ömürlü ve tasarruflu' olanı ile değiştirmesi" önerisi idi.

Bumin, yazısında sol partilerin amblemlerini incelerken, orak-çekiç'in hikâyesine de değinmiş. Bumin'in ilgili satırları şöyle:

"Biliyorsunuzdur, "orak/çekiç"in komünist partilerin amblemleri haline gelmesi Sovyet Devrimi'nden hemen sonra (1918'de) Halk Komiserleri Konseyi tarafından yapılan seçimle başlıyor. Amblemi çizen Alexandre Leo adlı grafiker amblem çalışmasının orijinal halinde orak ve çekicin arasına bir de kılıç yerleştirmiş. Ama -söylendiğine göre- Konsey'de yer alan Lenin, "kılıç"ın partisinin pasifist eğilimini (!) gölgeleyeceğini söyleyerek "orak-çekiç" ile yetinilmesini istemiş. "Orak/çekiç" bu seçimin ardından Üçüncü Enternasyonal içinde yer alan bütün komünist partilerin amblemi olmuş. "Orak/çekiç" ikilisinin ilki tabii ki "kadın"ı temsil ediyor "çekiç" ise erkek işçiyi. Lenin'in tercihi doğrultusunda oluşturulan bu amblemi Marx'ın öğretisinden bir sapma olarak değerlendirenler de olmuş. "Orak da nereden çıktı, Marx nerede devrim yolunda köylüler ve proleterya dayanışmasından söz ediyor?" gibi bir itirazla tabii ki."

Bumin'in yazısındaki temel hata, orağın kadını, çekicin ise erkeği temsilen amblemde bulunduğunu söylemesi. Elbette, orak köylüleri, çekiç ise işçileri temsil ediyordu - 1917 Rus Devrimi'nin yaslandığı iki temel toplumsal katman. İlk başta yer alan kılıç ise, devrimin arkasındaki üçüncü güç olan askerleri temsilen konulmuştu, fakat Lenin, hem bunun fazla saldırgan bir imge olduğunu düşündü, hem de kılıç imgesinin, komünist geleneğin bir parçası olmadığını belirtti ve kılıç amblemde yer almadı.

Bumin'in orağın kadını, çekicin ise erkeği temsil ettiği yanılgısının altında, devrimin ileriki yıllarında yapılan anıt ve heykellerde, afiş ve posterlerde, film ve resimlerde gerçekten de hemen her zaman orağı bir kadının, çekici ise bir erkeğin tutması. Bugünden bakıldığında, marksist ideoloji bakımından daha geri olan köylülüğün kadın tarafından temsil edilmesinde, cinsiyetçi bir ton olduğu iddia edilebilir. Fakat o dönemde bu kavramlar pek düşünülmüyordu. Zaten bu imgeyi en güçlü biçimde dünyaya tanıtan, 1937 Paris Dünya Fuarı'nda sergilenmek üzere hazırlanan "İşçi ve Kolhoz Kadını" anıtını da bir kadın, Vera Mukhina tasarlamıştı. Ayrıca orağı kadının, çekici ise erkeğin taşıması, nesnel bir gerçeğe de denk düşüyordu. Devrimin olduğu senelerin Rusyası'nda sanayi proletaryası, erkek ağırlıklıydı.

Öte yandan, Kürşat Bumin ilk tasarımdaki silahı anımsatsa da, yine ilk tasarımda yer alan, orak ve çekici çevreleyen buğdayı pas geçmiş. Üretimi simgeleyen buğday imgesi, Birinci Dünya Savaşı'ndan yıkımla çıkmış ve açlıkla boğuşan, devrimi "ekmek ve barış" sloganıyla yapmış olan Rus halkı açısından ayrıca önem taşıyordu.

Bumin, ilk defa 1924'te SSCB Anayasası'na giren Sovyet bayrağındaki yıldızı da atlamış. Orakla çekicin üzerindeki yıldız hem bu iki toplumsal kesimin birliğini, hem de partinin öncü rolünü yansıtıyordu.

(soL - Dış Haberler)