Küba Sosyalizmi nereye gidiyor?

TKP MK üyesi ve soL yazarı Kemal Okuyan, Radyo soL'da Küba Komünist Partisi'nin 6. Kongresi'ni ve son dönemde Küba'da hayata geçirilen politikalarla ilgili tartışmaları değerlendirdi. Değerlendirmesinde Okuyan, Küba Devrimi'nin ciddi güvenceleri olmasına karşın, "kaygı duymayı gerektirecek" eğilimlere de işaret etti.

Radyo soL’da günün gelişmelerini konu alan programında soL yazarı Kemal Okuyan Perşembe akşamı Küba’da yaşanan gelişmeleri ve Küba Komünist Partisinin 6. Kongresi’ni değerlendirdi.

Değerlendirmesine Küba’daki son yıllarda yaşanan gelişmelerin bütün dünyadaki komünistler, devrimciler arasında belli kaygılar yarattığını söyleyerek başlayan Kemal Okuyan “Herkes Küba’nın da Sovyetler Birliği gibi bir çözülüş sürecine girip girmeyeceğini tartışmaya başladı. Bu kaygıların bütünüyle temelsiz olduğunu gerçekten de söylemek mümkün değil” dedi.

soL Portal’da benzer kaygıların zaman zaman dile getirildiğini ve benzer şekilde Türkiye Komünist Partisi’nin yetkili kurullarının da Küba’daki gelişmelere mümkün olduğu kadar nesnel temellere ve verilere dayanarak değerlendirmeye, takip etmeye çalıştıklarını belirten Okuyan, Kübalı komünistlerle da Küba’daki reform politikalarını ayrıntısıyla tartışma olanağı bulduklarını belirtti.

14 yıl sonra toplanan kongre
Son yapılan kongrenin üzerinden 14 yıl geçtikten sonra yapılan bu 6. Kongre'nin herkesin son reformlardan sonra gözünü diktiği önemli bir siyasi platform olduğunu belirten Okuyan değerlendirmesine şöyle devam etti:

“Zaten 1997’den beri kongresini toplamayan bir partiydi Küba Komünist Partisi. Bunun çeşitli nedenleri vardı. Fidel ve diğer parti yöneticileri Küba’nın içinden geçtiği son derece zorlu dönemin orta yerinde Küba’da parti kongresi toplamanın çok anlamlı olmayacağını düşünüyorlardı.

Zaten 1997 yılında seçilmiş olan merkez komitesinden 14 yıl içinde hayatta kalmayan, ölmüş olanlar da vardı. Dolayısıyla kongre kaçınılmaz olarak partinin yönetim kademelerinde köklü bir değişiklik anlamına gelecekti. Bunu belli dönemlerde ertelediler. Fidel’in rahatsızlığı ile beraber de Küba Komünist Partisi kongre tarihi iyice önemli hale geldi.”

Kongrenin çok iyi hazırlanmış olduğunu vurgulayan Kemal Okuyan bunun Raul Castro’nun kişiliği ile bağdaştırılabileceğini çünkü kendisinin son derece titiz, herşeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplayan, kadroları da çok iyi tanıyan bir lider olduğunu belirtti.

Farklı görüşler savunuldu
Kongrenin baştan sona çok ciddi bir disiplin ve aynı zamanda olgunlukla geçtiğini söyleyen Kemal Okuyan kongrenin izlenebildiği kadarıyla şimdiye kadarki alışılan kongrelerden belli ölçülerde farklı olduğunu, değişik görüşlerin açıkca savunulduğunu ve buradan da anlaşılabileceği gibi parti içerisinde Küba’nın bundan sonraki seyrine ilişkin değişik görüşleri savunan üyelerinin, kadrolarının ve yöneticilerinin olduğunun görüldüğünü vurguladı.

"Bu anlamda kongrenin gerçek bir kongre hüviyeti taşıdığı söylenebilir" diyen Okuyan Küba Komünist Partisi’nin merkez komitesinin çok önemli bir bölümünün bu kongre ile yenilenmiş olduğunu belirtti.

Partinin üst kademelerinde, siyasi büroda, merkez komitesi sekretaryasında görevlendirilen kişilerin deneyimli ve en azından son yıllarda adını duyurmuş kişiler olduklarını belirten Okuyan merkez komitesinin buna rağmen ciddi bir biçimde gençleştirilmiş olduğunu söyledi.

Küba’da sosyalizme dair kaygılar
‘Kongre Küba’da uygulanmakta olan bazı politikaların Küba’da sosyalizm temellerine zarar vereceği, hatta sosyalist kuruluş sürecini tamamen raydan çıkaracağına ilişkin kaygıları giderdi mi?’ sorusuna olumlu yanıt vermenin mümkün olmadığını söyleyen Kemal Okuyan kongrede, satır aralarında, gerçekten de Küba’da uygulanmakta olan politikaların oldukça cesur, risk faktörünü fazla gözetmeyen politikalar olduğunu, olmaya devam edeceğinin görülebildiğini vurguladı:

“Bununla beraber başta Raul olmak üzere parti yöneticilerinin önemli bir bölümü kongre sürecinde sürekli olarak sosyalist kuruluş sürecinden vazgeçilmeyeceği, sosyalizmin iyileştirilmesi sürecinden vazgeçilmeyeceği kapitalizme asla geri dönülmeyeceğine dair vurgular yaptılar. Güçlü vurgular yaptılar, hatta bunları sürekli tekrarladılar. Raul’un kapanışla ilgili yaptığı konuşma da gerçekten de bu doğrultudaydı.”

Kemal Okuyan bu gelişmelere bakılırken Raul ve diğer Kübalı komünistlerin, Gorbaçov ve ekibi ile karşılaştırılmaması gerektiğini belirtti.

Küba, Sovyetler Birliği değil
“Bazı ekonomik politikalar gündeme geldiğinde insanların aklına Sovyetler Birliği’nin çözülmeden önceki son birkaç yılı tabiki geliyor. Bu son derece doğal karşılanmalı. Ama Küba, Sovyetler Birliği değil Küba Komünist Partisi, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin son dönemdeki haline hiç benzemiyor. Küba Komünist Partisi'nin şu andaki birinci sekreteri durumundaki Raul Castro da gerçekten de Mihail Gorbaçov gibi bir hain değil” diyen Kemal Okuyan sosyalizme ilişkin tehditlerin saptanmasında ya da sosyalist kuruluş sürecinin risk altında olup olmadığı değerlendirilirken, atılmakta olan kimi adımların gerçekten de ne kadar sınırlandırılabildiği, ne kadar önlem alındığına, bu adımların yaratabileceği iktisadi, siyasi ve ideolojik problemlerin nasıl üstesinden gelineceğine bakılması gerektiğini ve bunun son derece kritik olduğunu söyledi.

Piyasa sosyalizmi ekolü baş gösterdi
Kemal Okuyan Küba Komünist Partisi’nin politikalarına dair değerlendirmesinde ise şunları söyledi:

“Küba’nın içerisinde de uygulanmakta olan politikaların sonuçlarına dair kaygı duymaya başlayanların olduğunu biliyoruz. Öte yandan Küba Komünist Partisi şu anda, Fidel aktif siyasi yaşantıda bulunduğu dönemdeki kadar tek ses çıkarmıyor. Küba Komünist Partisi içerisinde piyasa sosyalizmi kavramını ne yazık ki gündeme getiren, bu kavram etrafında kimi politikalar öneren kadrolar olduğunu biliyoruz hatta bunların makalelerini dahi okumak mümkün. Elbette bu ekol yani piyasa sosyalizmi ekolü şu anda parti yönetiminde özel bir ağırlığa sahip değil. Bununla beraber Küba’daki gelişmelerden, şu anda sürdürülen politikalardan kaygı duymaya başlayanlarla şu andaki politikaların daha ötesine geçilmesini savunan komünistler de var. Şimdi bu açıdan bakıldığında demek ki oldukça geniş bir mecrada devam edecek bu tartışmalar.”

“Sosyalizm özel sektörle beraber uzun süre yaşayamaz”
Küba Komünist Partisi’nin ekonomi, verimlilik ve tasarruf açısından zorunlu görülen ya da Küba sosyalizminin yıllar boyu biriktirdiği önemli sorunları aşmak için gündeme getirilen kimi politikaların nasıl dengeleneceğine, nasıl önlem alınacağına bakmak gerektiğini söyleyen Okuyan, örnek olarak tarımda iş gücü kullanımı ya da tarımın emek sömürüsüne açılmasına dair politikaları örnek gösterdi.

Bunun son derece önemli olduğunu vurgulayan Kemal Okuyan, son dönemki alınan ekonomik kararlardan biri doğrultusunda işlenmeyen tarımsal arazilerin isteyen köylüler tarafından işletilebileceğini, ama bu oldukça büyük arazilerde aynı zamanda ücretli işçi kiralanabilineceğini ve bunun sonuçlarının doğru değerlendirilmesi gerektiğini belirtti:

“Şimdi burda eğer siz sadece ve sadece emek sömürüsünü sınırlamaya kalkarsanız ya da tarımda özel işletmelerdeki işçilerin sendikal hakları, özlük hakları ile ilgili sadece birtakım düzenlemeler yaparsanız bu sosyalizmin temellerini korumak için yetmez. Nihayetinde sosyalizm bir refah toplumundan ibaret değil. Bir sosyal refah toplumundan ibaret değil. Sadece sosyal politikalar sosyalizmin temellerini kurmak için yeterli değil. Sadece parasız sağlık ve eğitim hizmetleri de sosyalizmin temellerini kurmak için yeterli değil. Bunlar sosyalizmin sonuçları. Sosyalizm özel sektörle beraber uzun süre yaşayamaz. Dolayısıyla Küba’da bugün alınmakta olan önelmeler sadece tarımda değil kent yaşantısında da küçük burjuva sınıfı yeniden yaratmak, yeniden inşa etmek gibi sonuçları olacak kimi politikalardır."

Bu gelişmelerin kaygı uyandırdığını fakat asıl önemli olanın bunların nasıl sınırlandığı, nasıl kontrol edildiği olduğunu belirten Okuyan, Küba Komünist Partisi’nin Küba’nın küçük bir ada devleti olması ve ülkede milyonlarca komünistin olmasından kaynaklı avantajları olduğunu söyledi. Ayrıca toplumun öz denetim mekanizmaları son derece iyi çalışıyor diyen Kemal Okuyan Küba toplumunu söyle değerlendirdi “Küba’da bilinmedik ya da takip edilemeyen, öngörülemeyen bir toplumsal gelişmenin olması gerçekten de son derece zor. Küba toplumu örgütlü bir toplum başka yerdeki toplumlara ülkelere benzemiyor. Sovyetler Birliği’ne de bu açıdan benzemiyor. Sovyetler Birliği’nin son döneminde o kocaman ülkede son derece farklı dinamikler aynı anda harekete geçmişti. Küba için bunları söylemek mümkün değil.”

Küba’da yaşanan gelişmelere dair kaygıları komünistler olarak gerçekçi olmak zorunda olunduğundan bir kenara atılamayacağını söyleyen Okuyan, sosyalist kuruluşun evrensel ilkelerine odaklanılması gerektiğini ve bu ilkeleri zorlayan kimi politikalara ilişkin elbette eleştirel bir tutum alınması gerektiğini söyledi.

“Kübalılar en fazla Küba sosyalizminin problemlerine vakıflar, onlar o ülkede yaşıyorlar, sıkıntıları onlar çekiyorlar dolayısıyla ilk elde onların müdahelesi onların belirleyici politikalarla bu sorunun üstesinden gelinecektir. Ayrıca Kübalı komünistler de bu konuyu değişik platformlarda başka ülkelerden dostalarıyla da tartışıyorlar. Sorduğumuz sorulara yanıtlar veriyorlar.”

Küba Komünist Partisi 6. Kongresi’nin en azından ülkenin komünist partisinin otoritesini arttırıcı bir siyasi gelişme olarak olumlu karşılanması gerektiğine vurgu yapan Kemal Okuyan, “Küba Komünist Partisi 14 yıl boyunca kongresini toplamayan bir partiydi. Bunun yanı sıra Küba Komünist Partisi’ndeki kimi boşlukların ortadan kalkması, parti mekanizmalarının yeniden yapılandırılması da son derece olumlu bir gelişmedir. Kadro politikaları yeniden belirlendi, bütün bunlar Küba Komünist Partisi’nin ülkedeki siyasi sistem içerisindeki rolünü hakkıyla yerine getirmesi açısından olumlu bir gelişme” dedi.

Biz kaygı duyalım, Kübalılar bizi yanıltsınlar
"Bunun yanı sıra Küba Komünist Partisi’nin şu andaki yönetiminin sosyalizmin anlamı konusunda son derece net fikirlere sahip olduğuna da inanmak, güvenmek gerekiyor" diyen Kemal Okuyan, bunlar devrimi yapan kadrolar, Küba Komünist Partisi’nde devrimin hala ciddi sayıda militanı önemli görevlerde, dolayısıyla böyle kolay elden çıkartılabilecek kadrolar değiller. Bütün bunlar tabii bir güvence. Yalnız Küba halkı için değil Küba’da sosyalizmin bayrağının yüksek tutulmasının nasıl bir anlam taşıdığını bilen, dünyada yaşayan herkes için bir güvence. Ama öte yandan da kaygı duymak için de yeterli neden olduğunu gerçekten de bilmek gerekiyor. Biz kaygı duyalım Kübalılar bizi yanıltsınlar biz bundan gerçekten de mutlu oluruz" dedi.
(soL-Haber Merkezi)