TKP’nin aylık yayın organı Komünist’in Aralık sayısında Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Genel Sekreteri Aleka Papariga’yla yapılan bir röportaja yer verildi. Papariga, Yunanistan’da sınıf mücadelesinin durumundan, önümüzdeki aylarda yapılacak seçimlere, partinin işçi sınıfı ve gençlik içindeki örgütlülüğünden, son dönemde KKE’ye karşı yönelik saldırılara kadar pek çok konu hakkında bilgi verdi.

“Kara cephe hükümeti”
Papariga, Papandreu’nun istifasının ardından sosyal demokrat PASOK, muhafazakar Yeni Demokrasi ve faşizan LAOS’un oluşturduğu koalisyon hükümetini “kara cephe hükümeti” olarak nitelediklerini ifade ediyor. KKE acilen seçim çağrısı yaparken, PASOK ve Yeni Demokrasi gibi sermaye partilerinin bu süreci olabildiğince uzatmaya çalışmalarının ne anlama geldiğini yorumlayan Papariga, seçimlerin Yunan işçi sınıfının mücadelesini güçlendirmesi için hazırlık yaptıklarını vurguladı. Esas olan fabrikalarda, işyerlerinde, mahallelerde örgütlenmek diyen KKE Genel Sekreteri sözlerini, “sokaktaki binlerce işçi tarafından haykırılan bir sloganın vurguladığı gibi ‘Mücadele et, yık, iktidarı devir’ Tarih işçi sınıfı tarafından yazılır’” diye sürdürdü.

Seçimler halkçı cephenin oluşmasına hız verecek
Papariga, son dönemde yapılan kamuoyu araştırmalarında oy oranı hızlı bir şekilde artan partinin seçim sonrası stratejisi ile ilgili olaraksa şöyle konuştu:

“KKE’nin parlamenter faaliyeti sınıf mücadelesine tabidir karşı tarafa değil. KKE’nin daha genel anlamda güçlenmesi, yerli sermaye sınıfına ve aynı zamanda emperyalist organizasyonlar olan AB ve NATO’ya halkın iktidarının güçlü bir mesajını gönderecektir. KKE’nin genel anlamda güçlenmesine halk güçlerinin burjuva partiler ve oportünist kuvvetlerden kitlesel kopuşu eşlik ettiği müddetçe, bu durum halk güçleri arasındaki ilişkide bir değişime katkı sunacak ve ülkemizi halk iktidarı ve halkçı ekonomiye kavuşturacak bir Cephe’nin oluşmasına hız verecektir.”

Devrimci durum var mı?
Papariga, Komünist’in “KKE, klasik anlamda Yunanistan’da bir devrimci durumun işaretlerini saptayabiliyor mu, yoksa halen krizin derinleşme dönemi içinde miyiz” sorusuna verdiği yanıtta, emperyalist bloklar ve Çin, Rusya, Brezilya gibi güçler arasında artan çatışmalara vurgu yaparak başlıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

“…bahsedilen gelişmeler, genel bir politik krizi, ‘zayıf halka’ olarak adlandırılan bir ülkede veya bir grup ülkede devrimci bir durumu doğurabilir. Önemli nokta, öznel faktörün, Komünist Parti’nin durumu ve söz konusu verili tarihsel momentte halkın örgütlenmesinin ve işçilerin iradesinin geldiği düzeydir. Bölgemiz, Yunanistan, Türkiye ve bölgedeki diğer ülkeler için esas konu, bir ülkedeki sermaye sınıfı ile işbirliği yapmayan, muhtemel bir savaşta o ya da başka bir emperyalistin tarafında yer almayan halklardır.”

Papariga, kapitalizmin yarattığı çürüme ve zorluklara rağmen, halkların mücadelesi, çatışmalar ve fedakarlıklar olmadan düşmeyeceğini sözlerine ekledi.

“Yarının işçileri üzerinde yoğunlaşıyoruz”
Komünist’in, Tüm İşçilerin Mücadele Cephesi’nin (PAME) işçi sınıfı içindeki etkisiyle Mücadeleci Öğrenciler Cephesi’nin (MAS) gençlik içindeki etkisini nasıl karşılaştırabileceği sorusuna da yanıt veren Papariga, çalışmalarını özellikle işçi gençler, yoksul köylüler, kendi hesabına çalışan yoksullar ve işçi ve emekçi ailelerinden gelen öğrenciler üzerinde yoğunlaştırdıklarını söyledi.

MAS’ın, partinin gençlik örgütü KNE’nin yedeği olmadığını da vurgulayan Papariga, “MAS, örgütlenmesi ve çok boyutlu faaliyetleriyle, canlı, kitlesel ve mücadeleci öğrenci derneklerine dayanarak yeniden güçlenecek öğrenci hareketine çok önemli bir katkı sunabilir” dedi. Papariga ayrıca MAS’ın yanı sıra Okullarda Mücadelenin Koordinasyonu (SAS) adıyla bir örgütlenmenin de çalışmalarını yürüttüklerini ifade etti.

(soL – Dış Haberler)