Yunanistan’da kömüre dönmüş çocukları görüp düzeni göremeyen gözler

Yunanistan'ın sağcı gazetelerinden Kathimerini'nin editörlerinden Ksenya Kunalaki Cumhuriyet için kaleme aldığı yazıda ‘hepimiz suçluyuz’ derken temel sorunun ‘kemer sıkma’ programları olmadığını iddia etti. Yunan itfaiyecilerin yaptığı uyarılar ise tam tersini ortaya koyuyor.

soL

Cumhuriyet gazetesi bugün Yunanca ‘Acınızı paylaşıyoruz’ manşetiyle çıktı. Gazete, Yunanistan’ın sağ partisi Yeni Demokrasi’nin çizgisinde yayın yapan Kathimeri’nin Dış Haberler Şefi ve köşe yazarı Ksenya Kunalaki tarafından kaleme alınan ‘Kemer sıkma değil plansızlığın bedeli’ başlıklı bir yazıya yer verdi. Kunalaki, yangınla yaşanan felaketin sorumlusu olarak sadece tasarruf tedbirlerinin görülemeyeceğini, plansız yapılaşmadan, arabasını emniyet şeridine park eden vatandaşa, yangına müdahale eden gönüllü sayısının azlığından bahçesindeki otları temizlemeyenlere herkesin suçlu olduğunu iddia ediyor.  Yazıda emniyet şeridine park etmiş otomobil sürücüsü ile devleti idare edenlerin, kesinti politikalarını kabul edip uygulayanların sorumlulukları bir tutuluyor. Sermaye tabii ki hiç anılmıyor. Ormanlık arazilerin yapılaşmaya açılması ve rant elde etmeye yönelik düzenlemelerin on yıllardır Yunan sermayesinin talebiyle siyasi iktidarlar tarafından yapıldığına hiç değinilmiyor.

Yunan itfaiyeciler Mayıs ayında Yunanistan Komünist Partisi tarafından düzenlenen bir etkinlikte SYRIZA-ANEL hükümeti tarafından itfaiye hizmetlerine ayrılan bütçede nasıl kesintiye gidildiğini, kendilerine yedi yıldır tek bir yeni ekipman verilmediğini anlatmıştı.

DÜZEN PARTİLERİ DÜZENLEMELERİN MİMARI, KRİZ DÖNEMİNDE UYGULAMALAR DERİNLEŞTİ

Kathimerini, sağcıların özellikle de Yeni Demokrasi’nin gazetesi olarak biliniyor. İtfaiye hizmetlerine esas darbeyi vuran yasalardan olan N. 4029/2011 Yeni Demokrasi’nin de parçası olduğu Teknokrat Lukas Papadimos koalisyon hükümeti zamanında çıkartılan bir yasa. Ondan önce de PASOK’un ND’nin çıkardığı başka yasalar bulunuyor. 

Yazıda kriz yıllarında “kemer sıkma” programı çerçevesinde yapılan kesintilerin etkisinin sınırlı olduğu iddiasını destekleyici kanıt olarak 2007’deki yangınların krizden önce olması gösteriliyor. Oysa ki 2007’deki yangınlar ND dönemindeydi. Yine yangınların çıkmasının ardında ormanlık alanların kullanıma açılması konulu yasal düzenlemeler ve itfaiye teşkilatından yapılan kesintiler vardı. Kriz döneminde iyice derinleşen ama geçmişi hayli eski uygulamalar, Kunalaki’nin yazısında acı çektiğini ifade ettiği “kömüre dönüşmüş çocuklar”ın arkasındaki gerçek. 

Hikaye 1993’ten beri devam ediyor. Yasal düzenlemeler o zamandan başlıyor. Ormanların korunmasına ilişkin meclis komisyonları PASOK - ND işbirliği ile dağıtılıyor. AB-PASOK-Yeni Demokrasi politikaları şimdi de PASOK’un devamcısı SYRIZA ile ND’nin içinden çıkan ANEL eliyle sürdürülüyor. “Herkes suçlu” demek sermaye düzeninin bir bütün olarak esas sorumlu olduğunun üzerine örtmeye çalışmak anlamına geliyor. 

Kunalaki’nin Cumhuriyet’te yayımlanan yazısı:

KEMER SIKMA DEĞİL PLANSIZLIĞIN BEDELİ

Yunanistan şokta. Demokrasiye dönüşünün 44. yıldönümünde, meclisin üzerindeki bayrak yarıya inmiş halde. Önceki gün öğle vakti, başkentin semalarını kara kızıl bir bulut kapladı. Ardından gelecek kıyamet görüntülerinin uğursuz bir alametiymiş.

Nasıl oldu da Atina’ya birkaç kilometre mesafedeki bilindik sahillerde onlarca insan canlı canlı yandı veya alevlerden kaçarken boğularak can verdi, hala anlamaya çalışıyoruz. Kucaklaşmış halde kömüre dönmüş çocuklara dair korkunç detaylar gelince gözyaşlarımızı tutamıyoruz. Ekranlara yapışmış, ölü sayısının saat saat artışını izliyoruz.

Ama bu yas yeni değil ve insanı çileden çıkaran da bu. Herkes muazzam suçlu, doğa da sistematik olarak ülkeden intikamını alıyor. Kaçak evler, plansız yapılaşma, etkili bir sivil savunma gücü ve yerleşim alanlarının tahliye planlarının bulunmaması, koordinasyon eksikliği, gönüllülerin azlığı, en büyük seferberliğin gerektiği anda devlet mekanizmasının felç olması, vatandaşlarınsa tedbirli ve bilgili olmaması, hatta itfaiye araçlarının geçeceği emniyet şeritlerine park etmek veya bahçelerindeki otları temizlemeyip ceza alınca şikayetçi olmak gibi uygunsuz davranışları, topyekun cefa çeken bir ülkenin emareleri.

Suç kriz ve kemer sıkmanın mı? Bir yere kadar evet. Birçok yangınla mücadele aracı hizmet dışı; uçaklar eski, hasarlı ve tamir masrafları yüksek. Kriz sırasında sözleşmeli itfaiyecilerin işe alınması düştü ve itfaiyecilerin ekipmanı da kesintilerin kurbanı oldu.

Ama 2007’de Ilia’daki trajedinin krizden önce gerçekleştiğini unutmayalım. Temel sorun memorandumlar değil, bu boyutlardaki bir felaketle başa çıkmak için kapsamlı bir plan olmaması.