Geçtiğimiz aylarda “Etik ilkeler" adı altında çalışanlara siyaset yasağı getirmeye çalışan Yapı Kredi Bankası yönetimi tehditlerini sürdürmeye devam ediyor. Koç Holding ve Unicredit Italiano ortaklığı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. çalışanları arkadaşlarını ihbar etmeye teşvik eden skandal bir uygulamayı devreye soktu.
İHBAR HATTININ AMACI ‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ YARATMAK’MIŞ
soL'un edindiği bilgiye göre Yapı Kredi’de çalışanlara yapılan duyuruda, “Soruşturma Bildirim Giriş” isimli uygulamanın başlatıldığı belirtildi. Uygulamanın içeriğini oluşturan ihbar hattının amacı hakkında “Yapı Kredi’nin veya çalışanlarının misyonu ya da itibarı için zararlı olabilecek, iç yönetmelik, politika, sirküler, yönerge ve düzenlemelerde ele alınmış konuların ihlallerin bildirimi konusunda ifade özgürlüğü yaratmaktır” ifadelerine yer verildi. Emekçilerin birbirini ihbar etmesi için kurulan Yeni İhbar ve Bildirim Kanalı’nın asıl amacının mobbing, performans baskısı ve uzun çalışma saati dayatmasına karşı ses çıkaran finans emekçilerine yönelik bir göz dağı olduğu tahmin ediliyor.
NEDEN KORKUYORLAR?
Türkiye bankacılık sistemi özel sektör dış borcundaki yüksek payı, döviz bazındaki borçlarına karşılık döviz alacaklarının ve likiditenin yetersizliği, resmen batık kredilere ek olarak henüz batık yazılmamış ama fiilen ödenemez durumdaki kredilerin kur şokuyla artması gibi gelişmelerle birlikte büyük risklerle karşı karşıya. Uluslararası derecelendirme kuruluşları arka arkaya risklere işaret ederek bankaların notunu düşürdü. Ancak bankalar, en açık göstergelerinden biri “Finansal Borçlarının Yeniden Yapılandırılması” düzenlemesi olacak şekilde kamu desteğiyle ayakta tutuluyor. İki yıl önce Kredi Garanti Fonu’nun genişletilmesiyle başlayan özel bankaların borcunun kamuya transferinin “Finansal Borçların Yeniden Yapılandırılması” hamlesiyle hız kazanacağı tahmin ediliyor.
Bankacılık sektörünü “yüzdürme”ye, banka patronlarını kurtarmaya yönelik düzelemelerin uzantısı uygulama ve operasyonların kamuoyu tarafından öğrenilmemesi için uzun süredir bankalarda çalışanlara, özellikle de kritik pozisyonlarda çalışanlara tehdit içeren uyarılarda bulunulduğu biliniyor. Telefonlarının dinlendiği, izlendiği gibi imaları da içeren, çok açık şekilde suç teşkil eden tehditlerde tabii ki herhangi bir bilginin dışarı sızması durumunda işlerini kaybedecekleri şantajı en güçlü argüman oluyor.
Banka emekçileri bir yandan banka karlılıklarını korumak için daha fazla çalışmaya zorlanırken diğer yandan düzenin batık kredileri patronlardan emekçilere aktaran mekanizmalarının “sessiz” uygulayıcısı olmaya zorlanıyor.
