Petrol fiyatı kasıtlı düşürülüyor

Petrol fiyatları son yılların en düşük seviyelerini gördü. Enerji ithalatına tam boy bağımlı bırakılan Türkiye, bu düşüşten medet umarken, fiyatlardaki düşüşün doğrudan etkisinin sadece Rusya ve İran’a olacağı öngörülüyor.

Seçkin Dinçer

Geçen hafta petrol fiyatları son yılların en düşük seviyelerine, 82 dolara kadar geriledi. Suudiler de düşen fiyatlara karşı üretimi kısmak yerine, petrol fiyatlarında indirime gitti. Petrol fiyatlarındaki aşağı yönlü eğilim her açıdan destekleniyor. Belki de Türkiye için cevaplandırılması gereken en önemli soru budur. Çünkü ülkede üretilen malların çoğunun maliyetini enerji fiyatları belirliyor. İmalat sanayisinde, tarımda ve hizmet sektöründe fiyat düzeylerini belirleyen önemli bir maliyet kalemini petrol fiyatları oluşturuyor. Kitabi olarak böyle bir söylemde bulunulabilir ancak, işin biraz derinliğine indiğimizde kazın ayağının öyle olmadığını görüyoruz.

PETROLDEN MEDET TEORİDE BİLE ZOR

İlk bakışta Türkiye’nin cari işlemler dengesi göze çarpıyor. Türkiye ekonomisi, enerji ithalatına yüksek oranda bağımlı. Böyle olunca da petrol fiyatlarındaki düşüşün, ülkenin enerji ithalatı faturasına yansıyacağı düşünülebilir. Örneğin, petrol fiyatlarındaki 10 dolarlık düşüş, Türkiye ekonomisinin cari açığını 4 ila 5 milyar dolar düşürebilir. Bu oran da GSYİH’nın yüzde 0,5’ine ve cari açığın da yaklaşık yüzde 10’una tekabül ediyor.

Enflasyon açısından bakıldığında da çalışmalar, petrol fiyatındaki yüzde 10’luk bir yükselişin, enflasyona doğrudan etkisinin 0,2 ila 0,3 puan olacağını gösteriyor. Bunun yanı sıra bölgedeki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, petrol fiyatı ve enflasyon etkileşimi açısından doğrudan etkinin daha az olduğu da söylenebilir. Yani, petrol fiyatlarındaki düşüş, enflasyona en nihayetinde 0,3 puan civarında bir etkiye sahip olabilir.

Son olarak, Türk Lirası ve petrol fiyatı arasındaki ilişki ise istatistiksel olarak petrol fiyatlarındaki düşüşün TL’nin değer kazanması için oldukça geniş ve önemli bir etkiye sahip olmadığını gösteriyor. Yine sonuç olarak sadece petrol fiyatlarındaki düşüş, TL’nin güçlenmesi için bir neden teşkil etmiyor. Bunun gerçekleşebilmesi için bu düzeydeki düşük seviyeler yeterli değil.

HEDEFTE RUSYA VE İRAN VAR

Petrol fiyatlarındaki düşüşün ekonomi üzerindeki etkisini izlerken, “neden düştüğü” sorusuna verilen yanıt oldukça önemli. Çünkü küresel ekonominin bozuk çalmasından kaynaklı bir fiyat düşüşü, Türkiye ekonomisini ve TL’nin değerini etkilemez. Etki sınırlı kalır. Bundan dolayıdır ki geçtiğimiz hafta Perşembe günü, dolar/TL kuru 2,28’lere kadar ilerledi. Küresel ölçekte bakıldığında, doların tüm para birimlerine karşı değer kazanmasıdır söz konusu olan şey. Bu düşüş ancak biraz “yardımcı” olur ama her derde deva değildir. Küresel ekonomi düzgün rotaya girmedikçe, buradan Türkiye ve siyasi iktidarın ekonomideki manevra alanını genişletecek bir sonuç çıkmıyor.

İşin bir diğer boyutu ise petrol fiyatlarındaki düşüşün uluslararası hegemonya hiyerarşisindeki karşılığıdır. Zaten Suudilerin de bu düşüşü desteklediğini vurgulamıştık girişte. Önemli bir nokta daha var ki petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle, ulusal gelirinin büyük bir kısmını petrol ihracatıyla sağlayan ülkeler zor duruma düşecektir. Petrol gelirleri açısından önemli ülkeler arasında sayılan Rusya, İran ve Venezuela gibi ülkelerin de bu süreçten zararlı çıkacağı öngörülüyor. Özellikle Rusya ve İran, bu konuda daha fazla etkiye açık durumda. Ortadoğu’da güç dengelerine girdi yapmaya çalışan Suudilerin, petrol fiyatlarındaki düşüşte gerçekleştirdikleri hamlelerin, doğrudan Rusya ve İran’ı zor durumda bırakmaya yönelik olduğunu söyleyebiliriz.