Otomatik BES’e geçişte kademelendirme kararı

OHAL döneminde çıkarılan, 45 yaş altı ücretlilerin bireysel emeklilik sistemine (BES) zorunlu ve otomatik olarak dahil olmasını içeren düzenlemenin hayata geçirilmesinde kademelendirmeye gidiliyor. Sermaye ve hükümet, “vade sorunu” ve referandum nedeniyle kademelendirmek zorunda kaldı.

Kerem Aydın

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, AA’ya yaptığı açıklamada 1 Ocak 2017'den itibaren başlayacak olan Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) otomatik katılım sürecinin daha sağlıklı, verimli ve etkin işlemesi için sisteme "kademeli geçiş" kararı aldıklarını söyledi. Kademelendirme ile ilgili kararın Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldığını belirtti.

Buna göre kademelendirme şu şekilde olacak:

“Düzenlemeye göre ilk aşamada bin ve üzeri çalışanı olan özel sektör 1 Ocak 2017'de, memurlar (genel ve özel bütçeli idareler) ve 250-1000 çalışanı bulunan özel sektör 1 Nisan 2017'de sisteme geçecek. 100 ile 249 çalışanı olan özel sektör, 1 Temmuz 2017'de, mahalli idareler ve KİT'ler ise 1 Ocak 2018'den itibaren sisteme dahil olacak. Öte yandan özel sektörde faaliyet gösteren, 10-49 çalışanı olanlar işverenler aracılığıyla 1 Temmuz 2018'den itibaren, 5-9 çalışanı olanlar da 1 Ocak 2019'dan itibaren sisteme girebilecek. Bu şekilde mevcut durumda 14 milyonun üzerinde çalışanımız sisteme dahil olacak.”

OHAL döneminde birçok yasal düzenlemeye imza atan hükümetin icraatlarından en önemlisi bireysel emeklilik sisteminin (BES) yaygınlaştırılmasına dönük düzenleme olmuştu. 45 yaş altında çalışanların ücretlerinden yapılacak kesintilerle, milyonlarca ücretlinin sisteme zorunlu olarak dahil edilmesini öngören düzenlemede kademelendirme kararı alındı.

DÜZENLEMENİN GEREKÇESİ NEYDİ?

Bakan Şimşek yaptığı açıklamada, uygulamayla Türkiye'nin kalıcı zenginliği yakalaması, yatırımları artırması, cari açığı azaltması bakımından düşük olan tasarruf oranlarını daha da yükseltmeyi amaçladıklarını yineledi.

Düzenlemenin gerekçesinde de, her ne kadar çalışanın tasarruf düzeyini yükseltmek üzere gündeme getirildiği iddia edilse de, asıl olarak ekonomide genel tasarruf düzeyinin yükseltilmesi amaçlanıyordu. Yani çalışanı değil, ekonominin ve sermayenin ihtiyaçlarını gözeten bu uygulamaya geçilmesine 1 aydan daha az bir zaman kala kademelendirmeye gidilmesi dikkat çekti.

Ekonomideki yavaşlamanın etkisiyle kaynak arayışına giren hükümet, zorunlu BES uygulamasıyla oluşacak devasa fonu finans sisteminin hizmetine, dolayısıyla sermayenin ihtiyaçlarına tahsis etmiş olacaktı.

NİYE KADEMELENDİRME KARARI ALINDI?

45 yaş altı çalışanların zorunlu olarak dahil edileceği otomatik BES uygulamasına, sendikalar itiraz etmiş ve bu uygulamanın “zorunlu” olmaması yönünde bir tavır almışlardı.

İlgili yasanın Meclis’e gelmesinden itibaren sendikaların ve emekçilerin itirazlarını dikkate almayan hükümetin, şimdi otomatik BES uygulamasında kademelendirmeye gitmesi kararının arkasında da yine sermayenin talepleri ve hükümetin yakın dönem hesapları var.

Şimşek yaptığı açıklamada, her ne kadar, sistemin sağlıklı, verimli ve etkin işlemesi için "kademeli geçiş" kararı aldıklarını söylese de gerçek gerekçe bu değil.

Hükümet cephesinde, ekonomideki kötü gidişat nedeniyle referandum öncesi alarm zilleri çalmaya başladı. Ekonomik göstergelerdeki bozulmanın artık gizlenememesi hükümeti, OHAL döneminde “olağanüstü” toplanmaya ve “olağanüstü” kararlar almaya itiyor. Otomatik BES uygulaması da bunlardan birisiydi.

Ancak hükümet açısından bu başlıkta vade sorunu ortaya çıktı. Söz konusu uygulama ile ekonomide yeni kaynak ve fon yaratma işi, orta ve uzun vadede sonuçları ortaya çıkacak bir tasarruftu.

Oysa kısa vadede bu uygulama, çalışanların büyük kısmının ücretlerinden aylık yüzde 3 kesinti anlamına geliyordu. 2 ay içerisinde sistemden çıkmak mümkün olmasına karşın, bir çalışan açısından tüm bu karar süreçlerinde bir dizi karmaşa yaşanması muhtemeldi.

Türkiye 1 Ocak 2017’den itibaren, örneğin asgari ücretliden kesilen aylık yüzde 3’lük kesintiyi konuşuyor olacaktı.

Başkanlık sistemi için Anayasa değişikliği gündemi ve olası referandum ve hatta erken seçim sürecinde, hükümet milyonlarca ücretlinin kafasını karıştıracak ve tepkisini çekecek böyle bir uygulamayı kademelendirerek zamana yaymayı tercih etti.

SERMAYENİN “VADE SORUNU”

Sermaye cephesinde de, “vade sorunu” ortaya çıkıyor. Sermayenin ihtiyaçları ve hükümetin kaynak arayışı için gündeme gelen bu uygulama ile ilgili Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) patronlara yük getirmeyin uyarısında bulunmuştu. Tamamen işçinin ücretlerinden yapılan kesintilerle uygulanacak sistemde, patronlara her ay işçinin ücretlerinden kesinti yapmak ve bu kesintileri emeklilik şirketlerine aktarmak da bir maliyet olarak değerlendirilmişti!

TİSK Başkanı Yağız Eyüboğlu dün gerçekleşen ve görevi devrettiği TİSK Genel Kurulu’nda, yeni sistemi desteklediklerini bir kez daha söylüyor, ancak ücretlerden kesinti yapılması nedeniyle işçinin telafi taleplerini patronlara yönelteceğini belirtiyordu ve hükümetten yeni teşvikler talep ediyordu:

“Yılbaşında yürürlüğe girecek zorunlu BES uygulamasını, tasarruf oranının artması için yararlı görmekle birlikte, toplu iş sözleşmelerinde telafi taleplere yol açarak, sonuçta işverene ek maliyet olarak yansıyacağı endişesini taşıyoruz. Bu muhtemel değişimin olumsuz etkileri, işletmelerin sigorta prim yükleri azaltılarak dengelenmelidir.”

Ekonomideki sıkıntılı dönemde sermaye, işçide oluşacak ve kendisine yönelecek her türlü hoşnutsuzluğun bir maliyet yaratabileceğini hesap ediyor ve hükümetten yeni ve acil kaynak talebinde bulunmuş oluyordu. Patronlar karşı olmadıklarını söyledikleri otomatik BES uygulamasının, kısa vadede ortaya çıkaracağı sonuçlar için önlem alınmasını istiyorlardı.

Nihayetinde hükümet sermayenin bu hassasiyetlerini de gözeterek, uygulamaya geçişi 2019’a kadar yayarak her türlü “hoşnutsuzluğu” kısa vadede gidermeye çalışıyor.