Başkent Üniversitesi'nde akademisyen sömürüsü

Başkent Üniversitesi’nde Eylül ayında çalışmaya başlayan ve sigorta girişi yapılmadığı ortaya çıkınca şikayetçi olup okulu icraya veren akademisyen Patronların Ensesindeyiz ağına konuştu.

soL - Patronların Ensesindeyiz

Başkent Üniversitesi’ne Ağustos ayında iş başvurusunda bulunan bir eğitim emekçisi başvurusundan kısa süre sonra, Eylül ayında işbaşı yaptı. “Ders saati ücretli öğretim görevlisi” olarak işe başlamasının ardından “ders saati ücreti” konusunda bilgi almak için birçok kez girişiminde bulunan ancak hiçbir bilgi edinemeyen akademisyen, uzun süren girişimleri sonrasında ücretini toplu olarak en erken Aralık ayında alabileceğini öğrendi ancak miktar konusunda yine bilgilendirilmedi. Bunların üzerine sigorta girişinin de yapılmadığını öğrenen akademisyen görevinden istifa ederken, üniversite hakkında hukuki süreç başlattı.

Yaşadığı hak gasplarına ilişkin Patronların Ensesindeyiz Ağı’na ulaşan akademisyen, üniversitenin çeşitli birimlerinde çalışan birçok eğitim emekçisinin benzer sorunlar yaşadığını ve bu hak gasplarını kabul etmeyerek bir araya gelinmesi gerektiğini söyledi.

Akademisyen’in Patronların Ensesindeyiz Ağı’na yaptığı açıklamalar şöyle:

İşe başlama sürecinizden başlasak, nasıl oldu?

Başkent Üniversitesi’ne Ağustos ayında iş başvurusunda bulundum.

Başvurduğum bölümün başkanı bu başvurunun ardından ihtiyaç olduğunu, çalışmamı istediğini belirtti ve 23 Eylül’de işbaşı yaptım.

İşe giriş işlemleriniz yapıldı yani?

İş başvurumun kabul edilmesi sonrası bölüm sekreterliğini, personel dairesini aradım, işe başlangıç için hangi belgeleri getirmem gerektiğini sordum. Geldiğiniz gün taahhütname imzalanacak, bir de güvenlik soruşturması başlayacak, herhangi bir belgeye ihtiyaç yok dediler.

Sonrasında işbaşı yaptınız sanıyorum?

Evet, 23 Eylül’de üniversiteye gittim ve aynı gün derse girdim. Haftada 8 saat olarak 4 farklı sınıfın derslerine girmeye başladım.

Dersler devam ederken, ilk haftadan itibaren ders saati ücreti ve sigorta konusunda bilgi almak için ilgilileri aradım. Ancak tuhaf bir şekilde bir türlü bilgi alamadım. Saat ücretini sordum, rektörlükten henüz yeni dönem ücretleri konusunda bilgi gelmedi dendi.

Sonra Ekim ayında diğer hocalar maaş aldı ancak bana bir ödeme yapılmadı. Bunun üzerine arayıp durumu sordum ancak Kasım ayına kadar cevap alamadım.

Kasım ayında anladım ki sigorta girişim yapılmamış.

Sonra neler oldu?

O sırada belgeleriniz henüz elimize ulaşmadı, ıslak imza gerektiğinden iş uzuyor, maaşınızı en erken Aralık’ta alacaksınız dediler. Ayrıca ders saati ücretine ilişkin de bilgi veremeyeceklerini söylediler.

Bunun üzerine bölüm başkanına yazdım durumu. Bölüm başkanı aradı, “koşulların farkında değildim” dedi. “Diğer çalışanlar ek iş olarak görüyor, o yüzden çok önemsemiyor” denildi. Ben bunun bir iş anlaşması olduğunu, en temel beklentimin ve hakkımın sigortamın zamanında başlatılması ve ücretimin aylık olarak ödenmesi olduğunu dile getirdim.

Bir sonraki haftaki derslerime gireceğimi ama sorunların çözümü konusunda adım atılmazsa derslere girmeyeceğimi söyledim.

Bunun üzerine bizim asıl sorumluluğumuz “öğrenciler” denildi. Burası kamu olsa ve bürokratik sorunlar nedeniyle böyle bir durum yaşansa bunu sorun yapmazdım ama burası öğrencilerden ücret almadan ders seçme sekmesi bile açmayan bir yer.

Ben söylediğim şeyde kararlıyım, umarım benden sonrası için durum düzelir demiş oldum.

İki gün sonra da bütün durumu açıklayan bir mail attım bölüm başkanına. Sonra “özür dilerim, ders saati ücretini benim iletmem gerekiyormuş” dedi. Bana bir önceki yılın ders saati ücretleri listesini yolladı. Bir yıl önceki ücret listesi iletildi. Anladığım kadarıyla bu ücretleri bu kadar geç iletmelerinin nedeni düşük ücretle çalıştırmak istemeleri ve dönem ortasına gelindiği için kimsenin itiraz edemeyeceğini ya da en azından dönemi tamamlayacaklarını düşünmeleri.

Bu sürecin ardından SGK’ya şikayet ettim kurumu ve ihtarname çektim. Dün de icraya verdim üniversiteyi.

Diğer akademisyenlerin durumu nasıl peki?

Kadrolu aldıklarına da zam yapmadılar, geçen yılın ücretleriyle çalışıyor akademisyenler. İşe alırken bu yıl maaşları kamu üniversitelerindeki maaşlara yaklaştıracaklarını vadetmelerine rağmen kamunun oldukça altında ücretlere çalıştırılıyorlar hâlâ. Kadroluların da sigorta girişlerinde gecikmelerin olduğunu biliyorum. Aslında herkes 23 Eylül’de başladı derslere girmeye SGK bunu başlangıç günü olarak kabul edip, bu dönem derse giren herkesin SGK giriş tarihini kontrol edebilir.

Benim gibi ders saati ücretli çalışanların ise tamamının sigorta girişi en az bir buçuk ay geç yapıldı. Emekli olup çalışanlarda ise hiç sigorta primi ödenmediğini bu süreçte görüştüğüm kişilerden duydum. Kesinlikle kontrol edilmeli.

Onun dışında okutmanlara da çok düşük ücretler veriyor ve sözleşme yapmadan derse sokmaya çalışıyorlar. Bir arkadaşım bu koşulları kabul etmediği için işten çıkmıştı. “15 de 30 saat de derse girebilirsin ihtiyaca göre” demişler ve ücret değişmiyor. Sözleşme yok ortada… Bunu ilk hafta konuştular ve o da sözleşme yapılmadan derslere girmem diyerek ayrıldı.

Emekliler ya da başka kurumda çalışıp ek kazanç sağlamaya çalışanlar var, kariyerim sekteye uğramasın diye ses çıkarmadan çalışmaya devam edenler var.

Benim koşullarımda çalışmak durumunda olan birçok kişi var eminim.

Öğrencilere açıkladınız mı bu durumu?

Evet, öğrencilere ilettim dayatılan çalışma koşullarını ve bu nedenle derslerine girmeye devam edemeyeceğimi. Onlar da hak verdi ve üniversitelerine güvenmediklerini açıkça ifade ettiler, imza toplamaya çalıştılar.

Öte yandan bu üniversitede kendi deneyimime dayanarak şunu söyleyebilirim, akademisyenler arasında mesleki ve diğer dayanışma hemen hiç yok. Bana yapılan muamele "derse birisi girsin sadece, gerisi pek önemli değil" gibiydi. Derste ne işleniyor, ne konuşuluyor, hoca hangi amaçlara yönelik çalışıyor soran olmadı. Öğrencilerden yıllık 40 küsür bin lira alıyorlar, gerisine karışmıyorlar.

Çalışma koşulları özel üniversite sayısı arttıkta daha da kötüleşecek gibi görünüyor, vakıf üniversiteleri, özel üniversitelerin çalıştırma koşullarına ilişkin kontrol yok. Eminim henüz bilmediğimiz çok farklı hak gaspları mevcut.

Bu yaşananlara karşı akademisyenler dahil tüm üniversite emekçileri bir araya gelmeli, yaşadıkları hak gasplarına karşı seslerini yükseltmeli. Patronların Ensesindeyiz dayanışma ağına ulaşmak, yaşadıklarını anlatmak ve mücadeleye başlamak için bir ilk adım. Teşekkür ederim yardımınız için.


Patronların Ensesindeyiz irtibat ve duyuru adresleri

www.patronlarinensesindeyiz.org

[email protected]

+90 (541) 940 05 14

Facebook: patronlarinensesindeyiz

Twitter: pensendeyiz