Ankapark işçisinden Erdoğan'a: Sarayınızın önündeki bu işletmeye neden sessiz kalıyorsunuz?

Açılışını Erdoğan'ın yaptığı parkta aylardır maaş alamıyor, 4 aydır evinin kirasını ödeyemiyor, kartlar dolayısıyla icralık duruma düştüğünü söylüyor ve çocuğuna süt dahi alamadığını dile getiriyor bir Ankapark işçisi. 'Sayın başkanım siz ki arabalardaki cam filmlere, patates soğan fiyatlarına, dolar kuruna bile müdahale edip bir lafınızla sorunu hallediyorken tam da sarayınızın önünde…

Ali Ufuk Arikan

Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından belediye bütçesinden milyonlarca lira harcanarak yapımına başlandı.

Atatürk Orman Çiftliği arazisinin hukuk dışı şekilde gasp edilmesi sonrası ve ağaç katliamı haberlerinin tozu dumanı arasında inşaası tamamlandı.

Park bittiğinde belediye başkanlığı koltuğunda artık Gökçek oturmuyor, parkın açılışını bizzat AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan yapıyordu.

20 Mart'ta yapılan şaşaalı açılış ve harcanan 2 milyar liraya karşın parkın işletmesi 29 yıllığına GBM Ticaret & Çelik Ortak Girişim Grubu’na sadece 26 milyon 400 bin lira bedelle verildi.

AKP'nin "dev yatırım" olarak sunduğu, "büyük hizmet" olarak şişirdiği bu park 7 aydır faaliyette.

Açılışından bu yana büyük bir işçi sömürüsüne konu olan parkta işçilerin maaşları aylardır ödenmezken, her seferinde yeni bir tarih ve yeni bir söz veriliyor ancak gün sonunda işçiler yine eve eli boş dönüyor.

Yaşananlara isyan eden işçiler, iş durdurarak yaşadıkları hak gasplarına yanıt vermeye hazırlanırken, bir Ankapark işçisi, neler yaşadıklarını tüm detaylarıyla soL için kaleme aldığı mektupta aktardı.

İşte Ankapark işçisinin ANKAPARK mimarı Erdoğan'a seslenişi:

'BİR YIL ÇIRPIN, SONRA CANKURTARAN GELECEK'

Bir Ankapark çalışanı mağduru olarak sesleniyorum. Bu gidişata kim dur diyecek! 8 aydır ANKAPARK çalışanıyım, son 4 aydır maaşlarımız verilmiyor. Zaten öncesinde de alınan paralar maaş şeklinde değil parça parça harçlık olarak verildi. Hatta bayram öncesi dalga geçer gibi 100 TL para verilip idare edilmesi istenildiği konuyu takip eden herkesin malumudur. Aylardır bizi "biraz daha sabredin her şey düzelecek" diye oyalarlarken gördük ki her geçen gün daha kötüye gitti. Hakkımızda legal yollardan almak için birçok yol aradık. Çaresizliğimize çare olsun diye müracaat ettiğimiz bir yerde CİMER'di ama bize gelen yanıt iş mahkemelerine başvurduğumuz takdirde sonuç alabileceğimiz oldu. Bu takriben 1 yıl demekti. Yani yüzme bilmeyen ve denize atılan birini "1 yıl çırpın, sonra cankurtaran gelecek" diye avutmak diye bir şeydi bu...

'DAHA İYİ BİR İNTİHAR YÖNTEMİ OLAMAZ'

Bu 1 yıl içinde ne yapacaktık. Evli, aile geçindirmeye çalışan biri olarak her şeyin ateş pahası olduğu bu ekonomide alınan maaşla bile geçinmek çok zorken bir de hiç alamamak...

Daha iyi bir intihar yöntemi olamaz zannederim.

'4 AYDIR KİRAMI VEREMİYORUM, KARTLARIM İCRALIK'

Şahsım adına 4 aydır ev kiramı veremiyorum, kartlarım icralık durumda her gün birileri ile münakaşa etmekten ruh sağlığım bozuldu. Bir aile reisi olarak çocuğa süt alamamanın acısını sadece yaşayanlar anlar. Diğer mesai arkadaşlarımızdan da kimi eşiyle boşanma aşamasına geldi. Kimi defaatle intihar teşebbüsünde bulundu. Daha birkaç hafta önce bir çalışanımız Ankapark'taki salıncağın tepesine çıkıp kendini atma girişiminde bulundu. Saklanmaya çalışılsa da bir şekilde medyaya yansıdı. (Raporları Ankapark içerisindeki itfaiye şefliğinde mevcuttur) Hakkını aramaya çalışanları da tehdit ve şantajla işten uzaklaştırıyorlar.

Bu kadar büyük bir projenin kurumsal olduğu iddia edilen bir işletmenin çalışanlarına sağırlığı bir tarafa belediyeden devletten hiçbir özel ya da tüzel sektörden ses çıkmaması bizdeki umutları tamamen bitirdi.

"Mağduriyet" kelimesi çektiğimiz sıkıntının yanında çok hafif kalıyor. Sesimizin duyulması için illaki bir ölüm haberinin mi dönmesi gerekiyor ekranlarda. Burada her geçen gün artan bir kaos ortamı var, herkes birbirine saldırır durumda...

'SARAYINIZIN KARŞISINDA...'

Buradan Sayın Erdoğan'a da sesleniyorum...

Sayın başkanım siz ki arabalardaki cam filmlerine, patates soğan fiyatlarına, dolar kuruna bile müdahale edip bir lafınızla hallediyorken tam da sarayınızın önünde bulunan bu işletme hakkında neden kayıtsız kalıyorsunuz. Darmadağın olmuş bir psikoloji ile size sesleniyorum, bu mağduriyete bir son verin. Onca çalışan insanı kaderine terk etmeyin. Biz sadece alın terimizi ve bileğimizin hakkını istiyoruz. Sesimizi duyun artık...

Bu fırsatı bize veren soL haber gazetesi teşekkürlerimi sunuyorum...