AKP'nin 'İmar Barışı': Zengin daha zengin...

'İmar Barışı' yasası, erken seçim kararının ardından yürürlüğe girdi. Peki bu yasa ne anlama geliyor?

soL Haber Merkezi

Uzun zamandır sinyalleri verilen ve toplumda fazlasıyla merak uyandıran “imar barışı” yasası, erken seçim kararı alınmasının hemen ardından AKP tarafından yürürlüğe koyuldu. Yapı ruhsatı alınmadan yapılan kaçak binaları, devlet arazilerine yapılmış olan gecekonduları ve ruhsat alınmış olsa da fazlalıkları olan yapıların çok büyük bir kısmını kapsayan yasa, AKP tarafından “50 yıllık sorun çözüldü, vatandaş huzur buldu” yazılı pankartlarla tanıtılıyor. AKP’nin "İmar Barışı" uygulamasına neden ihtiyaç duyduğunu ve uygulamanın AKP tarafından iddia edildiği gibi imar sorununa çözüm olup olmadığını irdeledik.

YASA NE GETİRİYOR?

Afet risklerine hazırlık gerekçesiyle çıkarıldığı duyurulan yasa, 2018 yılının başına kadar yapılmış olan ve devlet tarafından varlıklarına göz yumulan ancak 3194 Sayılı İmar Kanunu’na aykırı olduğundan yasallığı bulunmayan kaçak yapıları kayıt altına alıyor. Bu kapsama giren yapıların sahipleri, e-devlet sistemi üzerinden yapılarının ve arsalarının yüzölçümlerini beyan ediyor ve sistem tarafından hesaplanan parayı yatırarak Yapı Kayıt Belgesi alıyorlar. Kanunda, bu belgeyi alan yapı sahiplerinin kanunen yararlanamadıkları elektrik, su, doğalgaz gibi alt yapı hizmetlerinden yararlanabileceği ve kaçak yapı yapıldığı gerekçesiyle belediyeler tarafından alınan para cezası ve yıkım kararlarının kaldırılacağı belirtiliyor. Ancak, elektriği ve suyu bağlanmamış olan kaçak bina sayısının ihmal edilebilecek miktarda olduğu ve belediyeler tarafından alınan yıkım kararlarının neredeyse hiç uygulanmadığı biliniyor.

TAPU DAĞITILACAK MI?

“İmar Barışı” adıyla bilinen yasa kapsamında maliye hazinesine ve belediyelere ait kamu arazileri üzerinde yapılmış olan gecekondulara da başvuru üzerine kayıt belgesi düzenlenebiliyor. Yapı Kayıt Belgesini alan gecekondu sahiplerine bu arazilerin satışının yapılacağı, yani tapularının verileceği belirtiliyor. Ancak arazi satışlarının hangi bedel üzerinden yapılacağı muğlak bırakılmış durumda. Maliye Hazinesi ve Belediyeler tarafından çok yüksek arsa rayiç bedelleri belirlenerek gecekondu sahiplerine yapılacak satışların fiilen imkânsız kılınabileceği düşünülüyor.

Bir diğer ve güçlü olasılık ise;  yüksek rayiç bedel belirlenmesinin gecekondulaşmış kamu arazilerinin müteahhitlere aktarılmasının yolunu açması. Yasayla birlikte müteahhitler, zaten alım gücü olmayan gecekondu sahiplerine sözleşme imzalatarak devlet tarafından belirlenecek arsa bedelini ödeyebilir ve gecekondu sahiplerini uzaklaştırarak kamu arazileri üzerinde lüks projeler yapmanın yol açılabilir.

İnşaat sektörünü kentsel dönüşüm üzerinden canlandırmanın formülü

Arsa tapusu bulunan kaçak bina sahipleri yasa kapsamında Yapı Kayıt Belgesi aldıktan sonra kat mülkiyetine geçme hakkına sahip olacaklar. Hali hazırda, tapu müdürlüklerinde kaçak binaların kaydı bulunmadığı için bu yapılardaki daireler arsa hissesi satışı üzerinden el değiştiriyor ve bankalar bu dairelerin satışında mevzuat gereği kredi kullandırmıyor. Kaçak yapılara kat mülkiyeti tapularının düzenlenebilmesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bürokratları tarafından bir süredir dillendirilen “mülkiyet transferi” uygulamasının önünün nasıl açılacağının ipucunu vermiş oluyor. AKP’nin hedefinde, kaçak binaların hızla dönüşebilmesi ve devlet tarafından yapılacak dönüşüm projelerine kaynak sağlanabilmesi için, kaçak bina sahiplerinin alacağı kat mülkiyeti tapularını Bakanlığa devretmesi üzerine Bakanlık-TOKİ-Emlak Konut-Büyük İnşaat Firmaları ortaklığıyla şehrin ücra noktalarında hayata geçirilecek büyük projelerden daireler verileceği konuşuluyor. Kaçak bina sahiplerinin hali hazırdaki daireleri ise kat mülkiyeti tapularının bulunması nedeniyle kolayca alınıp satılabilecek, müteahhitlere aktarılabilecek ve şehir merkezindeki değerli arsalar üzerindeki binaların tasfiye edilmesi üzerine bu arsalarda lüks inşaat projeleri hayata geçirilebilecek. Kaçak binalarda bulunan dairelerin kat mülkiyeti tapularının gayrimenkul hisse senedine dönüştürülmesi, devlet tarafından bu hisselerin gayrimenkul borsası oluşturularak bir yatırım aracı haline getirilebileceği, yeni projelerdeki hisselerle değiş tokuş edilebileceği de konuşulanlar arasında. Önümüzdeki süreçte bu konularla ilgili yasal düzenlemelerin yapılması bekleniyor. Bu anlamda imar barışı yasası, AKP’nin kentlerin sermaye lehine dönüşümü konusunda hayata geçirmek istediği uygulama paketinin bir parçasını oluşturuyor.

AMAÇ DEPREME KARŞI TEDBİR Mİ?

AKP’li Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından uzun zamandır kentsel dönüşümde istenilen ivmenin yakalanamadığı, ‘kentsel dönüşüm yasası’ olarak bilinen 6306 Sayılı Kanun’un 2012’de çıkarılmış olmasına rağmen altı yılda bir arpa boyu yol alınamadığı dile getiriliyor. “Afet risklerine hazırlık” söylemi üzerinden çıkarılan “imar barışı” yasasının uygulama yönetmeliğinde ise Yapı Kayıt Belgesi alacak kaçak binalar hakkında; “Yapının depreme dayanıklılığı ve yapının fen ve sanat norm ve standartlarına aykırılığı hususu yapı malikinin sorumluluğundadır” ifadesi yer alıyor. Bu yolla, meydana gelebilecek bir depremde sorumluluk vatandaşa bırakılarak tedbirin vatandaşlar tarafından alınması bekleniyor ve hükümet olarak sorumluluk terk edilmiş oluyor. Anayasal sağlıklı barınma hakkıyla da çelişen yasa, sağlıksız binaları kalıcı ve yasal hale getirdiği halde AKP tarafından depreme hazırlık olarak sunuluyor.

ZENGİN DAHA ZENGİN…

AKP döneminde yapılaşmanın hızla arttığı ve ülke ekonomisinin uzun zamandır inşaat sektörü merkezli olarak canlandırıldığı bilinen bir gerçek. Bu dönemde, her gün yenisi yapılan lüks konut projeleri, AVM’ler ve plazalar mevzuatlara, planlama ilkelerine, kamu yararına bakılmadan kuralsızca inşa edildi.

Sermayenin önünün böyle pervasızca açılması, kamuoyunda büyük yankı uyandıran TAŞ Yapı – Kadıköy Belediyesi davasında olduğu gibi sermayedarların kuralsızlığı ilke edinmesini getirdi. Kadıköy Belediyesi tarafından TAŞ Yapı’nın yaptığı Four Winds Residence projesinin kaçak katları hakkında yasal işlem yapılmış, TAŞ Yapı ise Kadıköy Belediyesinin yetkisi olduğu halde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurarak kaçak katlar dâhil olmak üzere iskân belgesi almıştı. Bu da yetmemiş, bir de inşaatı geciktirdiği suçlamasıyla Kadıköy Belediyesini dava ederek tazminata mahkûm etmiş ve belediye taşınmazlarına icra tedbiri koydurmuştu. Kadıköy Belediyesi sonradan dava açıp, TAŞ Yapı’nın iskan belgesini iptal ettirmiş ve taşınmazları üzerindeki haczi kaldırmıştı.

İmar barışıyla getirilen Yapı Kayıt Belgesi esas olarak AKP döneminde kuralsızca inşa edilen bu gibi lüks projelerdeki kaçak imalatları yasal hale getirerek esas olarak inşaat patronlarının sorunlarını çözüyor.  

CHP NE DİYOR?

İmar Barışı yasasının Meclis’te oylandığı genel kurula toplam 223 vekilin katıldığı, yasanın 217 oyla kabul edildiği ve sekiz CHP’li milletvekilinin kabul oyu verdiği ortaya çıkmıştı. Ayrıca, CHP’li belediyeler tarafından kaçak yapı ve gecekondu sahiplerini karşıya almamak için yasanın sessizlikle karşılandığı, sadece düşük tonlu itirazların yapıldığı gözleniyor.

AKP ise yasanın uygulanması noktasında ilçe belediyelerine yetki devri yapmadı ve bakanlık tarafından ilçelerde “barış bürosu” adı altında ofisler oluşturdu. Yoğun bir ilginin gözlendiği bu bürolar seçim arifesinde AKP seçim bürosu gibi çalışıyor. AKP’li bakanlığın şu ana kadar belediyelerin yetkisi dâhilindeki kaçak yapı ve gecekondularla ilgili işlemler hakkında belediyelere yetki devri yapmaması ve başvuruların sadece yapı sahiplerinin beyanına dayalı olması, gerçeği yansıtmayan birçok başvurunun yapılabileceği ve denetimsiz biçimde kaçak yapıların yasal statüye kavuşturulmasının önünün açılacağı yorumlarına neden oluyor.

Fotoğraf: Kağıthane İmar Barışı Masası