KadıköyCaz

Güzellikleri yüreğimizden hiç silinmeyecek olan çok sevgili Serhan'a ve Nükhet Ruacan'a olan sonsuz sevgi ve saygıyla...

Bu yazı, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde bugün, KadıköyCaz günlerinin dördüncüsünü sizlerle buluşturmanın heyecanı ve sevinciyle yazıldı.

8 -21 Aralık tarihleri arasında 4.'sünü gerçekleştireceğimiz KadıköyCaz günlerinin bu seneki çıkış noktası "cazda kolektif deneyimler" ve "bizim cazcılarımız" başlıklarından oluşuyor.

Cazda kolektif deneyimlerden kastımız, öncelikle ve elbette bu müziğin kendini ifade biçimine de gönderme yapıyor. Ancak bizim vurgulamaya çalıştığımız bir yaşam biçimi olarak da cazın varlık gösterdiği dönemler. 1950'lerin ve '60'ların sonu itibariyle ABD'de siyahların mücadelelerinde, direnme, hesap sorma, kafa tutma aracı olarak kendine yeni kanallar açan cazın, sürekli olarak gelişme ve dönüşümüne vesile olmuş dönemlerine yaptığımız vurgu.

Bu vurguya sıkı tutunduk.

Ama ne yazık ki, bu önemli dönemin üzerinde de, insanın insanlığından gurur duymasını sağlayan tüm güzel değerleri yok sayma çabalarının izlerini görmek zor değil.

Bugün bakıldığında yalnız ülkemizde değil, cazın hayat bulduğu topraklarda bile hiçbir şey eskisi gibi değil.
Savaş aynı savaş da, büründüğü renk, o bir "garip" herkesçe.
Biz siyah insanı hep kuvvetli ama mutlaka yenik düşen, hizmet eden olarak izledik filmlerde. Şimdi ise "kazanan" ve yalnız ülkesinin değil dünyanın büyük "idealleri"nin adeta hizmetkârı Barack Obama'nın silüetinde yabancılaşmış görünmektedir artık...

Ne değişti cazın yeşerdiği topraklarda?

Ne değişti siyah insanın ve beyaz kardeşinin hayatında?

Hani o meşhur yasaklı günlerin "ürkütücü" gettosu Harlem'deki festivalde siyah gençlere gözyaşları içinde güçlü ve inatçı olmaları için adeta şarkılarını haykıran Nina Simone'un şarkıları mı?...

Öyle zannedenler oldu bu yaz Sepetçiler Kasrı'ndaki gecede.

O gece, unutulmuştu Nina'yı, Nina Simone yapan "Revolution" ve "To Be Young Gifted and The Black" şarkıları.

İşte bu vurguya sıkı tutunduk.

Sensiz olmaz!

Cazı tanımanın, dinlemenin, sahip çıkmanın olanaklarını yaratmak için KadıköyCaz'ı her sene daha fazla önemsiyoruz.

Bu seneki KadıköyCaz'ı düşünmeye, cazın ülkemizdeki karşılığına dair hem müzisyen hem de dinleyici açısından çok da yeni olmayan sorulara cevaplar aramakla başladık.

Evet cazın bizim coğrafyamızdaki karşılığı nedir?

Bu soru belli açılardan risk barındırıyor. Çünkü geleneksel müziğimiz dışındaki herhangi bir müzikal türe karşı da aynı soruyu sormak zorunda kalmamız olası. Fakat bizim soruyu sorma maksadımız işi bu kategorinin dışına çıkarma gayreti taşıyor.

Toplumsal dinamizmle rüştünü ispatlamış olan cazın, bir toplumsal dönüşüme mutlak ihtiyaç duyan ülkemizdeki karşılığı?...

KadıköyCaz, ilk senesinden beri şirketlerin, bankaların flamaları altında, kulisinden türlü hesaplarla sahneye doğru yayılan bir müziğin değil, aksine tüm dolaysızlığıyla dinleyicisiyle buluşabilen bir müzikal ve kültürel birlikteliğin olanaklarını yaratmanın, sunmanın yollarını aramaya devam ediyor.

Ve elbette sıkı tutunduğumuz bir vurgu da işin sorumluluğunun yalnız müzisyene ya da KadıköyCaz'ı tertipleyene ait olmadığıdır. Bu sorumluktan artık dinleyici de payını almalıdır, almaktadır.

Ve dedik ki...

İşte KadıköyCaz'la tüm bu içtenlikli arayışın cevaplarını birlikte yaratacağımız, konserleri, sergisi, filmleri, paneli ve sohbetiyle iki haftalık bir beraberliğe hepiniz davetlisiniz.

NHKM Müzisyenler Atölyesi

Program:

SERGİ
08-31 Aralık
"ÖZGÜR CAZ FOTOĞRAFLARI"
Volkan Terzioğlu
Kendisi de bir özgür doğaçlama müzisyeni olan Volkan Terzioğlu sergisinde, yurtiçinde ve yurtdışında katıldığı özgür caz-doğaçlama festival ve konserleri esnasında sahnedeki müzisyen hallerini sergiliyor.

KONSER
09 Aralık Salı 20:00
SARP MADEN QUARTET

Sarp Maden (gitar)
Serkan Özyılmaz (piyano)
Eylem Pelit (elekt. bas)
Volkan Öktem (davul)

Gitar tekniği ve armoni bilgisiyle, genç yaşına rağmen Türkiye'nin önemli gitaristlerinden biri olarak kabul edilen Sarp Maden, özellikle katıldığı birbirinden farklı birçok proje ile tanınıyor. Mahmut Yalay, İmer Demirer, Reyent Bölükbaşı, Oğuz Büyükberber ve Ateş Tezer ile birlikte "Lodos" ve Ali Perret, İmer Demirer, Ricky Ford, Erkan Oğur, Raci Pişmişoğlu ve Erdinç Şenol'dan kurulu "Acid Trippin"de yer alan Maden Sibel Köse, Alper Yılmaz, Mike McGinnis, Turgut Alp Bekoğlu gibi isimlerle çalıştı. Çağlayan Yıldız ve Volkan Öktem'le oluşturduğu Trio Mrio adlı gruba, önce Alp Ersönmez ve 2004 yılında Genco Arı'nın katılmasından sonra, Quartet Muartet ismiyle çıkardıkları "Dokuz Parça" adlı albümde yaratıcılığını bir kez daha dinleyiciye sundu.
Yeni projesi "Sarp Maden Quartet" ile verdiği konserler dışında, kaydettiği latin caz ağırlıklı albümü dinleyiciye sunmaya hazırlanan müzisyen, aynı zamanda Quartet Muartet'in yeni albümü "Dokuz Parça Daha"yı da yayınlayacak. Volkan Öktem, Eylem Pelit ve Genco Arı'dan oluşan "Sarp Maden Quartet", melodik ve samimi olarak tanımlanabilecek, huzur ve yaratıcılıkla beslenmiş bir müzik yapıyor.

FİLM GÖSTERİMi
11 Aralık Perşembe 16:00
"ALL THE NOTES-CECİL TAYLOR"
Yönetmen: Christopher Felver

FİLM GÖSTERİMi
13 Aralık Cumartesi 16:00
"A. NİGHT İN HAVANA - DİZZY GİLLESPİE IN CUBA" (Süre: 84')

FİLM GÖSTERİMi
14 Aralık Pazar 16:00
"CHARLES MINGUS SEXTET - Live In Norway, 1964" (Süre: 54')
Yönetmen: Björn Byrn

Charles Mingus - bass
Eric Dolphy - alto saxophone, flute, bass clarinet
Clifford Jordan - tenor saxophone
Johnny Coles - trumpet
Jaki Byard - piano
Dannie Richmond - drums

FİLM GÖSTERİMi
16 Aralık Salı 19:45
C. Haden ve LİBERATİONS MUSİC ORCHESTRA (Performans kaydı)

FİLM GÖSTERİMi
17 Aralık Çarşamba 19:45
THELONIUS MONK (Biyografi-performans kaydı)
ve
JOHN COLTRANE (Biyografi-performans kaydı)

FİLM GÖSTERİMi
18 Aralık Perşembe 19:45
BILL EVANS (Performans kaydı)

KONSER
19 Aralık Cuma 20:00
OĞUZ BÜYÜKBERBER TRİO

Oğuz Büyükberber (klarinet ve bas klarinet)
Demirhan Baylan (bas)
Tolga Tüzün (piyano)

Hollanda'da yaşadığı yıllarda oluşturduğu Koan projesinin devamı gibi düşünebileceğimiz bu oluşumda repertuarı Büyükberber'in besteleri ve tamamen ana dair doğaçlamalar oluşturuyor.

Oğuz Büyükberber
Büyükberber en çok bas klarinette çağdaş klasik batı müziği, Türk müziği ve Caz'ı kullanarak oluşturduğu kendine özgün doğaçlama diliyle tanınmaktadır.
Çocukluğunda daha çok görsel sanatlarla ilgilendi, ulusal ve uluslararası alanda birçok ödül aldı. Mimar Sinan Üniversitesi'nden tasarımcı olarak mezun olduktan sonra Harry Sparnaay'dan Amsterdam Konservatuarı'nda lisans ve lisansüstü eğitimi aldı.
Dördü kendi adına olmak üzere otuzun üzerinde albümde ve tüm Avrupa'da sayısız festivallerde yer aldı. Profesyonel müzik yaşamında Kaçan Keçi, AZ, Lodos, Velvele, Turqumstances, Trio Koan, N Collective ve daha birçok projelerin kurulum ve yönetim aşamalarında bulundu.
Halen uluslararası sanatçılarla farklı türlerde beste ve icra çalışmalarına devam etmekte ve
müziği görsel sanatlarla bir araya getiren projeler üretmektedir.

SOHBET
20 Aralık Cumartesi 14:00
"MÜZİK VE HALLERİMİZ"
Ayşe Tütüncü, Oğuz Büyükberber, Yahya Dai, Saruhan Erim ve Timuçin Gürer

Bu seneki KadıköyCaz'ı düşünürken "cazda kolektif deneyimler" başlığını çok önemsedik. Buna bağlı olarak "bizdeki cazın" olanaklarını tanımak amacıyla, "bizim cazcılarımızın" hayatla kurdukları bağın müzikal ve sosyal taraflarına ilişkin sorularımızı müziğin gerek besteleme, prova ve icra, gerekse kayıt ve kaydı tüketime sunma aşamaları ile ilgili merak ettiklerimizi konuşabileceğimiz, zaman zaman müziğin de ifade biçimi olarak dahil olabileceği bir sohbete davetlisiniz.

KONSER
20 Aralık Cumartesi 19:00
YAHYA DAİ QUARTET

Yahya Dai (tenor Saksofon, flüt, ewi, elekronikler)
Ercüment Orkut (piyano, elektrik piyano, synth'ler)
Erdal Akyol (bontrbass)
Ediz Hafızoğlu (davul)

Yahya Dai 1963 Ankara doğumlu, 1974'de blokflüt çalmaya başladı, 1978'de TRT yayınlarındaki caz programlarının takipçisi olmaya başladı. 1981'de ilk alto saksofonunu edindi. Tuna Ötenel'le Ankara'da uzun bir dönem çalıştı. 1990'da Asiaminor ile çalmaya başladı. 1997'de ilk bilgisayarı ile müziğin bu yeni platformunu tanıma fırsatı yakaladı. 1998 yılında İstanbul'a taşındı. Pek çok proje ile yurt içi ve dışında konserler verdi. Yirminin üzerinde kayıt (albüm) çalışmasında yer aldı. 1999'da kendi grubunu oluşturarak yurt içinde çeşitli festival ve klüp etkinliklerinde yer aldı. Halen soprano, alto, tenor, bariton saksofon, yan flüt, blok flüt (sopranino, soprano, alto, tenor ve bas), ewi (elektrik nefesli enstrüman) çalan Yahya Dai , ayrıca bilgisayar tabanlı "B Planı" projesi üzerinde de çalışmalarına devam etmektedir .

Genelde caz müziği ve türevlerine (etnik-R&ampB-soul-funk) olan ilgisi, Yahya Dai'nin kendi projesi Yahya Dai Quartet'de de belirgin bir şekilde öne çıkmaktadır. 1970 sonrası tınıları ve günümüz elektronik ekipmanlarından faydalanma eğilimi, projenin karakteristik bir özelliği olarak göze çarpmaktadır... Repertuvarında Hebie Hancock, Wayne Shorter, Joe Zawinul, Peter Erskine, John Coltrane, Duke Ellington, Miles Davis, Don Grolnic, Eddie Harris, Tom Harrell, Beny Golson gibi cazın çeşitli dönem ve tarzlarında besteleri olan sanatçıların çalışmalarına da yer verilmektedir.

PANEL
21 Aralık Pazar 14:00
"CAZDA KOLEKTİF DENEYİMLER"
Cazın, özellikle '50'lerin ve '70'lerin son yıllarını kapsayan döneminde yalnız müzikal birlikteliklere rastlamıyoruz. Çeşitli yaşanmışlıkların, özellikle de siyahların mücadelelerine tanıklık etmiş dönemin, müzisyenler açısından da bir kolektif yaşam biçimi haline geldiğini görüyoruz. Bu kolektif yaşam biçimine örnek teşkil eden plak şirketleri ve müzik gruplarından yola çıkarak bugünün caz dünyasına ve onun sosyal koşullarına ilişkin başlıkların da değerlendirileceği panele tüm müzikseverler davetlidir.

Hülya Tunçağ (Müzik yazarı ve radyo programcısı)
Murat Beşer (Müzik yazarı ve eleştirmen)
Orhan Kâhyaoğlu (Müzik yazarı ve eleştirmen)
Genco Arı (Müzisyen)

KONSER
21 Aralık Pazar 19:00
EVO TRİO

Eylül Biçer (gitar)
Volkan Topakoğlu (kontbas)
Onur Pekin (davul)

EVO Trio, 2006 yılının Mart ayında kuruldu. Repertuarında caz standartları, besteler ve halk şarkılarına yer veren grup, artık evrensel bir kimliğe sahip olan caz müziğinin temel dinamiklerinden faydalanarak, kendi içinde bulunduğu kültürü, tanık olduğu yaşamları, hikayeleri ortaya koymayı amaçlıyor.
EVO Trio, hiçbir enstrümanın tek başına solist rolü üstlenmediği üç kişilik bir müzikal sohbeti yakalamaya çalışıyor.