TÜSİAD yerelleşmenin stratejisini belirledi

TÜSİAD'ın "Türkiye'de Bölgesel Farklar ve Politikalar" başlıklı raporunu açıkladı. Rapor yerelleşme ve kalkınma ajanslarını veri alarak bölgelere yönelik yatırımların haritasını çıkarıyor. KOBİ'lerin rekabet gücünü artırmaya yönelik bir strateji ile bölgesel kalkınma hedefleniyor.

soL (HABER MERKEZİ) TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) son günlerde AKP'nin hazırlıklarının sürdürdüğü bölgesel teşvikler ve kalkınma ajansları stratejisi ile uyumlu bir rapor yayınladı.

"Türkiye'de Bölgesel Farklar ve Politikalar" başlığını taşıyan rapor yerelleşme ve kalkınma ajanslarını veri alarak bölgesel kalkınmanın nasıl olacağına yanıt arıyor. Rapordan anlaşılacağı üzere, KOBİ'leri temel alacak olan bölgesel kalkınma stratejisinde AR-Ge ve innovasyon desteklerinin güçlendirilmesi hedefleniyor. Diğer yandan ulaşım, sağlık, eğitim, enerji, telekomünikasyon ve bilgi teknolojileri gibi temel altyapıların iyileştirilmesi öngörülüyor.

TÜSİAD'ın, TÜRKONFED (Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu), Ulusal İnovasyon Girişimi ve TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu ile birlikte çok kapsamlı bir proje başlattıklarını bildiren TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, bölgelerin rekabet gücünün inovasyon potansiyellerinin etkin değerlendirilmesi yoluyla artırılması için bölgesel inovasyon merkezlerinin oluşturulmasına çalıştıklarını belirtti.

Konuyla ilgili raporu da Sabancı Üniversitesi işbirliği ile hazırlayan TÜSİAD, bu çalışma ile bölgesel innovasyonun haritasını çıkararak KOBİ'leri temel alan bir "sanayileşme" stratejisi de belirlemiş oldu.

AB'yi örnek aldılar
Raporunun tanıtım toplantısında konuşan Yalçındağ, Türkiye'de bölgeler arasında çok ciddi sosyo-ekonomik gelişmişlik farklılıkları mevcut olduğunu, bu farklılıkların, hem ulusal düzeydeki bazı politikaların etkin sonuçlar vermesi ve sürdürülebilir büyümenin sağlanması yolunda engel oluşturduğunu, hem de AB'ye üyelik yolunda, mesafe kat edilmesi gereken önemli alanlardan biri olarak ortaya çıktığını ifade etti.

Yalçındağ, tüm dünyada ve özellikle AB'de bölgesel gelişmenin önemli ayaklarından bir tanesi olarak inovasyonun, yani yenilikçiliğin ön plana çıktığını, Türkiye'de de bölgeler arası gelişmişlik farklarının giderilmesi için mutlaka bölgelerin yenilikçilik ihtiyaçlarına göre çeşitli politikaların benimsenmesi gerektiğini savundu.

Kalkınma ajanslarının rolü çok önemli
Yalçındağ, bölgesel politikaların belirlenmesi ve uygulanmasında, bölgesel aktörlerin bu sürece dahil edilmelerinin, sorunların ve ihtiyaçların doğru tespiti için gerekli olduğunu vurguladı.
Bu kapsamda kalkınma ajanslarının önemine değinen Yalçındağ, "Ancak, bu yapılar oluşturulurken, yapılarının gönüllü üyeliğe dayalı iş dünyası örgütlerinin temsilini içeren bir şekilde örgütlenmeleri büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde, merkezi otoritenin şubeleri gibi çalışacak olan yapılar, bizleri, günümüzde ortaya konulması gereken yaklaşımdan uzaklaştıracaktır. Yeni oluşturulacağı açıklanan kalkınma ajanslarında bu konuya dikkat edilmesi gerektiğini dile getirmek istiyorum. Aynı zamanda, bu yapılar, sadece AB fonlarının dağıtılması için birer mekanizma olarak düşünülmemeli, çok daha geniş bir perspektiften, bölgenin gerçek ihtiyaçlarının ve kaynaklarının tespiti ile bunları bir araya getiren, çözüm üreten mekanizmalar olarak şekillendirilmelidir" dedi.
Yalçındağ aynı zamanda konuşmasında AKP'ye de belli uyarılarda bulundu. Gerekli yapısal değişimlerin zaman geçirmeden gerçekleştirilmesini talep eden Yalçındağ, bölgesel gelişmişlik farklılıklarından kaynaklanan göç, terör, işsizlik ve eğitimsizlik gibi sorunları çözmek için gerekli adımların bir an önce atılmasını istedi.