Kuzey Irak petrolü tekellerin iştahını kabartıyor

Kasım ayında Kürt yönetiminin ExxonMobil’le petrol arama anlaşması imzalaması ve Bağdat’ın Erbil’e yabancı petrol şirketlerine ödeme izni vermesi, Genel Enerji gibi “yerli” tekelleri de hareketlendirdi.

Önceki gün Financial Times’ta yer alan “Enerji zenginliğinin üzerine siyasetin gölgesi düşüyor” başlıklı haber, Türkiye basınında “Kuzey Irak’ın petrolü Türkiye’yi değiştirdi” şeklinde aktarıldı. Haberin bu şekilde yansıtılması dahi Türk şirketlerin Kuzey Irak petrolünden pay kapmak konusundaki iştahının ne kadar artmış olduğunun bir yansıması olarak değerlendirilebilir.

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi, Irak Kürdistanı’ndaki petrol rezervinin günlük 40 bin varil, doğalgaz rezervinin ise yaklaşık 1700 metre küp olarak tahmin ediyor. Başka bir deyişle Irak Kürdistanı’nın petrol rezervi aşağı yukarı Kuzey Denizi’ndeki rezerve eşitken, doğalgaz rezervi ise Libya’dakinden daha fazla. Söz konusu kaynakların büyük kısmı halen keşfedilmemiş olsa da, şu ana kadar 40 uluslararası şirket, Kuzey Irak’taki enerji kaynaklarının çıkarılması için anlaşma imzalamış bulunuyor. Bunlar arasında Norveç’ten DNO, İspanya’dan Repsol, ABD’den ExxonMobil gibi şirketlerin yanı sıra Mehmet Emin Karamehmet’in de ortak olduğu Genel Enerji gibi tekeller de bulunuyor.

Diplomatlar çalışıyor
Financial Times’ın haberinde Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) enerji kartını kullanarak Türkiye’yle güçlü bir bağ kurduğu ifade ediliyor. Haber şöyle devam ediyor:

“Yalnızca dört yıl önce Ankara’daki diplomatlar KBY’nin liderliğine ‘teröristler’ demekte ve bölgeyi, Suriye, İran, Irak ve Türkiye’deki Kürt azınlıkları birleştirmeye çalışan PKK’nin saldırıları nedeniyle suçlamaktaydı. Ancak Irak Kürdistanı’ndaki büyük doğalgaz yatakları ve hızla artan karşılıklı ticaret –daha gelişkin bir karşılıklı güvenlik anlayışıyla birlikte– daha iyi ilişkilere yol açtı.

“Kısa süre önce gerçekleştirilen bir enerji konferansında Türkiye’nin Erbil başkonsolosu Aydın Selcen, Ankara’nın bölgeye yönelik ilgisini şöyle özetledi:
‘Petrol ve doğalgaz tedariğimizi çeşitlendirmeye ihtiyacımız var.’”

Gazetede yer alan doğalgaz yatakları ile ilgili bir başka haberde ise Türk diplomatların özellikle doğalgazla ilgili oldukları, Türkiye’nin Kuzey Irak’tan hem doğalgaz ithal etmeye hem de başka ülkelere ihracat için bir koridor olmaya hazır olduğu mesajını verdikleri ifade ediliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen’in “Türkiye, bölgedeki hidrokarbonların dünya piyasasına ihracı için doğal bir yol” sözleri de bu kapsamda aktarılıyor. Aydın Selcen ise Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu doğalgazın yüzde 70’ini Rusya’dan ithal ettiğini söyleyerek, sözlerini “Ticari olarak en önemli alternatif Kürdistan Bölgesel Yönetimi gibi görünüyor. Uzun bir sınırımız var” şeklinde sürdürüyor.

Genel Enerji yeni boru hattı yapımına hazırlanıyor
Çukurova Grubu’nun patronu Mehmet Emin Karamehmet’in ortağı olduğu Genel Enerji, kasım ortasında, Norveçli DNO tarafından işletilen Tak Tak havzasından Habur bölgesine uzanan bir boru hattı yapımına başlayacağını ilan etmişti. Boru hattının yapımı bittiğinde Kuzey Irak’ın en büyük petrol yataklarından bir tanesinin Ceyhan Limanı’na bağlantısı kurulmuş olacak.

Genel Enerji yine kasım ayı içerisinde, Rotschild ailesiyle birlikte kurulan ve BP’nin eski başkanı Tony Hayward’ın yönettiği İngiliz Vallares PLC ile birleşeceğini açıklamıştı. Genel Energy PLC adını alan yeni şirketin başına ise Hayward geçti. Genel Enerji’nin şu anda Kuzey Irak’ta altı bölgede petrol arama ve çıkarma ruhsatı bulunuyor. Bu sahalarda varlığı kanıtlanmış petrol rezervlerinin 356 milyon varil olduğu belirtiliyor.

Tak Tak-Habur-Ceyhan boru hattının yapımı ile ilgili açıklama kapsamında, şirketin ortaklarından Mehmet Sepil, Norveçli DNO’yu da satın alma hedeflerini açıklamıştı. Tony Hayward da DNO’yu ve Irak Kürdistanı’nda sahip olduğu lisansları satın almakla ilgilendiklerini belirtti. DNO, Kuzey Irak’ta bulunan Tavke havzasında günlük 50 bin varil ham petrol çıkarıyor ve önümüzdeki yıl bu kapasiteyi iki katına çıkarabileceği belirtiliyor.

“Taşeron tekeller” Exxon’un gelişiyle bayram etti
Genel Enerji’nin Kuzey Irak’ta bu kadar atak bir görünüm vermesinin ve yeni şirket evlilikleri yapmasının sebeplerinden bir tanesi kasım başında Kuzey Irak yönetimiyle ExxonMobil arasında yapılan anlaşma. 2007’den beri çıkmayan petrol yasasının en önemli ihtilaf konusu, Kuzey Irak petrollerinin durumuydu. Ancak Irak yönetimiyle Erbil arasında bu yıl yapılan anlaşmayla, ihtilaf giderilmiş olmasa da, Kürt yönetiminin petrol şirketlerine ödeme yapmasına izin verildi. Bunun üzerine Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Exxon arasında kasım başında bir anlaşma imzalandı.

ABD’nin en büyük petrol tekellerinden bir tanesinin Kuzey Irak’a doğrudan girmesi, “taşeron tekelleri” de fazlasıyla memnun etti. Kuzey Irak’taki petrol ve doğalgazın çıkarılması hakkındaki ihtilafın 2012’de bütünüyle çözüleceğini uman tekellerin hisseleri, Exxon anlaşmasından hemen sonra ortalama yüzde 30 değer kazandı.

Ancak Irak yönetimi halen Kürt yönetiminin yabancı şirketlerle imzaladığı anlaşmaları yasadışı kabul ediyor. Daha önce Shell bu nedenle Kürdistan Bölgesel Yönetimi’yle yaptığı anlaşmadan çekilmişti. ExxonMobil’in bölgeye girişiyle yolun açılacağını düşünen tekeller daha umutlu olsalar da, Türkiye basınında “Kuzey Irak’ın petrolü Türkiye’yi değiştirdi” şeklinde duyurulan haberi yazan Financial Times muhabiri bu durumu “aptalların acelesi” olarak değerlendirdi.

(soL – Ekonomi)