IMF’den anlaşma öncesi uyarılar

IMF Türkiye ile masaya oturmadan önce ekonomik verilere dair uyarılarda bulundu. Yabancı yatırımlar cari işlemler açığının dörte birini karşılayacak yorumunun yapıldığı IMF raporunda, IMF'nin uyguladığı politikaların açığın temel nedenlerinden biri olduğu unutuldu.

soL (HABER MERKEZİ) Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye ile ilgili gözden geçirmeler sonrasında yayınladığı çalışma raporunda, dış risklerin varlığını öne çıkardı ve makroekonomik verilere yönelik uyarılarda bulundu. Son 5 yılda kamu ve özel sektördeki iyileşmelerin Türkiye'nin şoklara dayanıklılığını artırdığı ileri sürülürken, dış risklerin hala devam ettiğine dikkat çekildi. Küresel kredi krizi ve arz yönlü şoklar, dış riskler olarak tanımlandı.

IMF ile yeni bir anlaşma hazırlıklarının yapıldığı bugünlerde, rapor aynı zamanda IMF'ye Türkiye'ye yönelik istediği koşulları dayatmanın bir aracı olarak görülüyor.

Raporda, Türkiye ekonomisinde uygulanan para ve maliye politikaları değerlendiriliyor.

Büyüme yavaşladı
Büyümenin 2007 süresince yavaşladığı, bu yavaşlamadan birden fazla etkenin rol aldığı belirtilen raporda, kuraklıkla bağlantılı tarımsal üretim düşüşünün yanı sıra ihracat artış hızındaki yavaşlamanın da etkenlerden bazıları olduğu ifade edildi.

Yabancı yatırımlar olmasa
Raporda, 2007'de birleşme ve satın almalar nedeniyle doğrudan yabancı yatırımların hareketli olduğu ve Türkiye'nin cari işlemler açığının yarısını karşıladığı vurgulandı. 2008 yılında cari işlemler açığının yeniden büyüyeceğinin tahmin edildiği raporda, bu yıl için doğrudan yabancı yatırımların cari işlemler açığının dörtte birini karşılayacağı ve dış finansman koşullarının yeterli olmaya devam edeceği öngörüldü.

Özellikle yüksek ve artan cari işlemler açığının orta vadede dış borcun görünümünü kötüleştirdiği ve Türkiye'nin dış finansman akışına bağımlılığını artırdığı belirtilen raporda, bunun da özel sektörü ani döviz kuru değişikliklerine daha çok maruz bıraktığına işaret edildi. IMF özel sektörün dış borçlara bağımlılığını bu şekilde ifade etmiş oldu.

Dış borçların Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya (GSYİH) oranına dikkat çekilen raporda, ithalattaki artışa da değinildi. Yıllardır uygulanan IMF temelli politikaların sonucunda cari işlemler açığının arttığına dair değerlendirmelere raporda yer verilmezken bunun aksine Türkiye'nin en fazla kısa vadeli sermaye girişi gerçekleşen ülkelerin başında geldiği ifade edildi.

Enflasyon hedefi zaman alacak

Orta vadede enflasyon beklentilerinin (dış) şokların ikincil etkileri nedeniyle arttığı belirtilen raporda, merkez bankasının, daha önce tahmin edilenden daha uzun sürede enflasyonu hedefe çekebileceğini açıkladığına dikkat çekildi.

IMF çalışmasında mali politiaklarına yönelik değerlendirmede, kamu borçlarının varlığına işaret edilirken, vergi "toplanamadığı", yapısal uyum programına devam edilmesi gerektiği vurgulandı. Rapoda özelleştirme gelirlerinin olumlu etkisi üzerinde de duruldu. Raporda turizm sektörüne yönelik KDV indiriminin bütçe gelirlerini olumsuz etkilediği savunulurken, sosyal güvenlik ve istihdam paketine yönelik uygulamalar olumlu gelişmeler olarak değerlendirildi. Aynı zamanda enerji alanındaki yapılanmanın (özelleştirme) önemi vurgulandı.Türkiye'deki bankaların dış şoklardan çok fazla etkilenmediği ancak banka kredilerindeki büyümenin yavaşladığına da dikkat çekildi.