Enerji koridoru güvenli mi?

Dünyanın ikinci büyük boru hattının savaşla yüzleşmesiyle birlikte petrol fiyatlarında artış gündeme gelid.

soL (HABER MERKEZİ) Rusya ile Gürcistan arasında süren çatışmalar dünya piyasalarının da haftaya petrol fiyatlarında artış ile başlamasına neden oldu. Son 3 ayın en düşük düzeyinde seyreden petrol fiyatları pazartesi gününü artışla kapadı. ABD tipi hafif ham petrolün varil fiyatı 79 sent değer artarak 115,99 dolara, Brent tipi ham petrolün fiyatı da 1,77 dolar artarak varili 115,10 dolara yükseldi.

Rusya'da ise hisse senedi endeksi son 2 yılın en düşük düzeyinde gerçekleşirken, Rus rublesi yüzde 1.6 oranında değer kaybetti. Commerzbank'dan bir yetkili Rusya'nın bölgesel hakimiyeti sağlamayı tercih ederek, uluslararası yatırımcıları Rus piyasalarında tutmayı ihmal ettiği değerlendirmesinde bulundu.

Gürcistan boru hattını koz olarak kullanıyor
Petrol fiyatlarındaki artışın özellikle Gürcistan Ekonomi Bakanı'nın açıklamalarından sonra gerçekleştiğine işaret ediliyor. Bakan Eka Sharashidze, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı'nın Rus bombalarının hedefi olduğunu söylemişti.

Gürcistan Ekonomik Kalkınma Bakanı Ekaterina Sharashidze, boru hattının Ruslar tarafından bombalandığı iddia ederken, Gürcü yetkililer hattın bulunduğu bölgenin "uluslararası" niteliğini öne çıkardılar. Gürcistan, BTC'ye saldırı ile uluslararası güvenliğin tehdit altında olduğunu ileri sürerken, bu açıklamalar daha çok uluslararası güçlerin, NATO'nun müdahalesine bir çağrı olarak da algılanmıştı.

Bakü-Tiflis- Ceyhan Boru Hattı'nın yüzde 30'na sahip olan İngiliz petrol tekeli BP ise boru hattına yönelik bir saldırı gerçekleşmediğini açıklayarak Gürcü yetkilileri yalanlamış oldu.

Gürcistan'dan Türkiye'ye giden boru hattı gelecek yıl içerisinde günde 1.2 milyon varil petrol transfer edebilecek kapasiteye sahip olacak.

Hazar petrollerinin denetimi yeniden gündemde
Bölgedeki savaş Hazar bölgesindeki enerji kaynaklarının paylaşımını yeniden gündeme getirirken, Rusya ile Batı arasında bu başlıkta görüş farklılıkları daha net ortaya çıkmış durumda.

Financial Times'da yayınlanan bir haber yoruma göre Rusya'nın müdahalesinin aynı zamanda Moskova'nın petrol zengini Hazar bölgesinin kontrolünden vazgeçmeyeceği konusundaki kararlılığının güçlü bir işareti olduğu bildirildi. ABD'nin güçlü siyasi desteğiyle Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye'den geçen doğu-batı enerji koridorunun, Rusya'nın Hazar bölgesinden enerji ihracatı konusundaki mutlak gücünü yıprattığı iddia ediliyor.

Geçen hafta dünya petrol piyasalarında arzın yüzde 1 azalmasına yol açan BTC ham petrol boru hattındaki yangınla birlikte zaten olumsuz etkilenen boru hatlarına olan güvenin, Gürcistan'daki çatışmayla sarsılacağı kaydediliyor.

Çatışmaların, özellikle Rus doğal gazına bağımlılığı azaltmak için Hazar ve Orta Asya doğal gazını Avrupa'ya taşıyacak olan AB'nin desteklediği Nabucco Projesi planlarında geri adım atılmasına yol açabileceğine de işaret ediliyor.

Çatışmalar nedeniyle Hazar petrolü ve doğal gazı üreticilerinin, Gürcistan'daki rotalara petrol ve doğal gaz sağlama taahhütlerinden vazgeçebileceğini söyleyen uzmanlar, Rusya'nın, Gürcistan enerji nakil hatlarına saldırarak, petrol zengini Hazar bölgesi ülkeleriyle ilişkilerini çökertme riskinden kaçınacağını da ifade ettiler.

Limanlar da hedefte...
Gürcistan'da, Azerbaycan hem petrolünün ihracatında kullanılan Batum ve Supsa limanlarının kısmen faaliyet gösterdiği, Poti limanının ise faaliyette olmadığı da gelen haberler arasında. Bu gelişmeler petrol nakliyatının güvenirliğini gündeme getiriyor. BP sözcüsü Robert Wine ''İki güzergahdan ihracat sürüyor'' açıklamasında bulundu. Wine, Gürcistan'daki çatışmaların BP operasyonlarını etkileyip etkilemediği sorusuna ''Şimdilik etkilemiyor, ancak durumu izliyoruz'' yanıtını verdi.

Gürcistan, Rus savaş uçaklarının düzenlediği saldırının Poti limanına zarar verdiğini açıklamıştı. Ancak Rusya'nın limanda petrol sevkiyatı yapılan merkezleri bombalamadığı bildirildi.

Azerbaycan'dan Avrupa'ya Batum limanı yoluyla günlük 200 bin varil petrol ve işlenmiş petrol ürünleri, Poti limanından ise günlük 100 bin varil petrol ve işlenmiş petrol ürünleri sevk ediliyor. BTC ham petrol boru hattındaki yangından sonra BP, günlük petrol ihracatını 150 bin varile çıkarmak için Supsa limanına günlük 45 bin varil petrol sevk ediyor. Kazakistan Başbakanı Kerim Masimov'un da Batum limanından petrol sevkiyatının durdurulması talimatı verdiği bildiriliyor. Kazakistan devlet enerji şirketi KazMunaiGas, Şubat 2008'de ortaklarından hisseleri satın alarak Batum limanındaki petrol terminalinin tek sahibi olmuştu.

Türkiye Gürcistan'ın yanında anlamaya çalışıyor
Savaş ile birlikte BTC hattının güvenirliği ile önemi Türkiye basınında tartışmaya açılırken, Karadeniz limanlarının öneminin arttığına dair haberlerin de öne çıktığı görülüyor. Türkiye'nin sınır ticaretinin gerçekleştiği ülkelerden biri olan Gürcistan'daki tır şöförlerinin durumu da basında yer alan haberlerin başında geldi.

Genel olarak Gürcistan'ın Türkiye açısından önemi vurgulanırken, Dış Ekonomik İlişkiler Kuruluna (DEİK) bağlı Türk-Gürcü İş Konseyi Başkanı Tuğrul Erkin, Türkiye'de pek çok yatırımcının, Gürcistan'ın bir yatırım ülkesi haline gelmesi ve Orta Asya ile Türkiye arasında bir köprü olmasını teşvik etmek amaçlı çok çabalar sarfettiğini belirterek, Gürcistan'da yaşanan gelişmelerin, tam da bu çabaların meyvesini toplayacakları bir dönemde gerçekleştiğini bildirdi.

"Sınır ticareti de durdu. TIR'lar kuyruk oluşturdu. Normalde günde 500 civarında TIR işlerdi. O geçişin olmaması, taşıdığınız malın yerine varmamasına sebep oluyor" açıklamasında bulunan Erkin, Gürcistan'da faaliyet gösteren 150 kadar Türk firması bulunduğunu, büyük çapta faaliyet gösterenlerin sayısının ise 10-12 civarında olduğu bilgisini de verdi.

Erkin, bu gelişmelerin yatırım kararlarını etkileyeceğini, yatırımcıların en azından "biraz bekleyelim" diyeceğini belirtti. Gürcistan'da çalışan bazı firmaların bütün Avrasya bölgesinde iş yaptığına dikkat çeken Erkin, bu durumun, Türkiye'nin Avrasya'yla ticaretine de etki yapacağını belirterek, "Bir kere geçiş yolu olarak etkileyecek. İkincisi endişe bakımından olacak. Eski Sovyet ülkeleri henüz siyasi istikrara kavuşmadılar. Kolay da kavuşamazlar, o kadar aceleci olmamak lazım. Siyasi istikrara kavuşmadıkları için böyle bir olayın olması optimist beklentileri zedeler" şeklinde konuştu.