Ekonominin rintintinleri ve borçlar

Borç politikasına dair yapılan sayısız açıklamada AKP'li bakanlar borçların hiç de yüksek olmadığını savundular.

soL (HABER MERKEZİ) Dünya ekonomisinin en az iki-üç yıl sürecek bir durgunluğa ve mali kesim küçülmesine maruz kalacağı iddialarının güçlendiği bir dönemde Türkiye ekonomisinin imam-hatiplilerin, tarikatçilerin, ufku kasaba tüccarlarınkiyle sınırlı yöneticilerin elinde olduğu kaygıları güçleniyor.

AKP hükümetinde ekonomiden sorumlu bakanlarının artan borçlanma karşısında gösterdikleri pişkinlik, piyasalarla ne kadar barışık olduklarını da gösteriyor. Borçlanma politikamız var mı diye sormadan, mevut borçların varlığına dair yapılan nesnel değerlendirmeler ile piyasalara güven veriliyor.

Başbakan Erdoğan'ın borç stoku artık leblebi çekirdek açıklaması, AKP hükümetinin borç politikasının bir göstergesi olarak değerlendirilir mi bilinmez ama AKP hükümetinin benimsediği politikaların borçlanmayı aşağıya çekmediği kesin.

Özellikle uluslararası piyasalara güven veren açıklamaları ile Mehmet Şimşek, sermayeye herşeyin para karşılığında satılık olabileceği garantisini veren Kemal Unakıtan ve devletin ekonomi yönetiminde söz sahibi olduğunu gösteren Nazım Erken, artan borçlara dair farklı yorumlar getirseler de, borçlanma politikasının sürdürülebileceğine iknalar.

Özal dönemi ile artan dış borçlarla daha fazla yüzleşmek durumunda olan Türkiye'nin,AKP döneminde bir borç batağına sağlandığını söylemek mümkün. Ancak AKP bunun aksini savunan açıklamalar yapmış.

Neler dediler?

Başbakan Erdoğan

- Başbakan Erdoğan, 2007 sonunda IMF'ye olan borçların 6.5 milyar dolara düşeceğini söyleyerek, 2009 sonunda da tamamının sıfırlanacağını bildirerek "Yaklaşık 400 milyar dolar milli gelir varken Türkiye'nin borcu artık leblebi çekirdek " olduğunu söylemiş (20.02.2007).

-Bir başka konuşmasında ise Erdoğan Türkiye'nin borçlarının aslında tehlike arz etmediğini dillendirmiş. Erdoğan, "Meydanlarda bağırıyorlar Türkiye'nin borcu 180 milyar dolar arttı diye. Evet Türkiye'nin borcu artmıştır ve bu rakam doğrudur ama ekonomik olarak bir ülkenin borç durumunu değerlendirmek için milli gelir ile borç ilişkisine bakılır. Şimdi Koç Holdingin mi daha çok borcu var yoksa sizin mi ? Tabi ki Koç Holdingin. Bu sizin Koç Holding'den daha iyi bir ekonomik durumda olduğunuzu mu gösterir ? Tabii ki hayır" ifadelerini kullandı.

Mehmet Şimşek

-Son genel seçimlerde AKP Antep 1. sıra milletvekili adayı iken Mehmet Şimşek, Türkiye'nin dış borcunun 86-87 milyar dolar olduğunu belirterek, "Birileri sürekli borçların arttığını söylüyor. Amerika'nın borcu 8.8 trilyon dolar, Japonya'nın borcu, 7 trilyon dolar. Bu rakamlara bakıp konuşacak olursak bu ülkeler batmış durumda" diye konuşmuş, Şimşek, hükümetin yaptığı çalışmaların yeni dönemde artarak devam edeceğini belirtmişti.

-Devlet Bakanı Mehmet Şimşek de, "Türkiye'nin gerek mutlak anlamda borçları aşağı çekmesi, gerekse milli gelire oranı olarak borçları bu seviyeye getirmiş olmasının, borcun bir endişe kaynağı olmaktan çıktığının önemli bir göstergesi" olduğunu kaydetti.

Kemal Unakıtan

-Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, özelleştirme gelirlerinin, Türkiye'nin borçlarının yapılandırılmasında kullanılacağını söylemesi ise hükümetin niye özelleştirmeye başvurduğunun en çarpıcı açıklamalarından biri oldu.

-"Şimdi biz AB'ye girmeden bütçe açıklarını indirdik. Artık eski bütçe açıkları ile karşılaşmayacağız. Yakında 2007'nin bütçe açıklarını açıklayacağım. Hedef ne demişiz, şu kadar. Ondan daha az olmuş. Türkiye'nin borç yapısı Fransa, Belçika, İtalya ve Yunanistan'dan daha iyi durumda. Enflasyonu tutturana kadar devam edeceğiz. Ne gerekirse yapacağız. Faizler inecek."

Nazım Ekren

- "Türkiye'nin yaşadığı en önemli değişim ve dönüşüm gelirlerin ve yatırımların arttığı, borçların da geçmişe oranla azaldığıdır."