Dubai batıyor, AKP yasta

Dış borcu 100 milyar doları bulan Dubai Emirliği, kontrol ettiği büyük holdingler Dubai World ve Nakheel için altı aylık borç erteleme istedi. Bu talep sonrasında emirliğin ihraç ettiği borçlanma araçlarından bir kısmının notu, önde gelen derecelendirme kuruluşları tarafından "batık" seviyesine indirildi.

Bu kuruluşlardan biri, borç erteleme talebinin bir "iflas" olarak değerlendirilmesi gerektiğini açıkladı. Bu iki holdingin toplam konsolide borcu 80 milyar doları buluyor. Batığın büyüklüğü ve dolaylı etkilerinin tehlikeleri nedeniyle borç erteleme talebinin piyasaların Şükran Günü ve Kurban Bayramının çakışmasıyla girdiği tatil rehavetine denk getirildiği söyleniyor.

Ölçüsüz borçlanma, büyük batış getirdi
Denize palmiye şeklinde dolgu kentler, deniz üstüne yapılan havaalanları, Burj el Arab adlı dünyanın en pahalı oteli, Burj Dubai adlı dünyanın en yüksek yapısı gibi, "ölçüsüzlük," "görgüsüzlük," "zevksizlik," "sonradan görmelik" türünden kavramların çoğunun sınırlarını zorlayan projeler, Dubai'nin 2002 sonrası büyük çıkışının sembolleri oldu. El Maktum ailesi yönetimindeki Dubai, Doğu-Batı arasındaki ön önemli geçiş noktası ve sınırsız sermaye serbestliği ilkeleriyle, başta AB mali kuruluşları olmak üzere tüm petrolcü sever dünya sermayesi tarafından ölçüsüzce fonlanmaya devam etmişti. Günde 240 bin varil civarında hampetrol üreten Dubai'nin rezervlerinin önümüzdeki yirmi yıl içinde tükenmesi bekleniyor.

Palmiye şeklindeki deniz villaları için yapılan 3,5 milyar dolarlık borçlanmanın 14 Aralık'ta geri ödenmesi bekleniyordu. Ortaya çıkan şok dalgası, Abu Dabi, Suudi Arabistan ve Katar bonoları üzerinde de etkili oldu. Daha önce Suudi Arabistan'ın iki büyük holdingi de toplam 22 milyar dolarlık borç erteleme talebinde bulunmuşlardı. Ortaya çıkan batıkların dünyanın birçok büyük banka ve finansman kuruluşunu zincirleme bir şekilde etkilemesi bekleniyor.

Ülkede son iki yıldır emlak sektörü gerilemeye devam ediyor. Özellikle içinde bulunduğumuz yıl içinde emlak fiyatlarındaki düşüş hızlanmış ve zirve seviyelere göre yüzde 60 oranını geçmişti. Ancak düşüşün hâlâ alınacak yolu olabilir. Çünkü örneğin yıl başında açılacak olan dört milyar dolarlık 818 metre yüksekliğindeki 162 katlı Burj Dubai'nin ofis alanları metrekare başına 43 bin dolardan satılmaya çalışılıyor.

AKP ne buluyor?
"Çok hukuklu, batı sermayesiyle barışık ve islamcı" yönetimin prototipi olarak gösterilen emirlik, sık sık AKP'nin önde gelenleri tarafından şehircilik, belediyecilik, hukuk gibi alanlarda örnek gösterilmişti. Ölçüsüz gayrımenkul yatırımları ve sermayeye sınırsız özgürlük modelinin Dubai'yle birlikte çökmekte olduğu düşünülüyor.

BAE'nin başbakanlığını da El Maktum ailesinin bir ferdi yürütüyor. Dubai'nin bir kısım siyasi nüfuz devri karşılığında komşu emirlik Abu Dabi tarafından kurtarılabileceği iddia ediliyor.

AKP'lilerin cenneti, emekçinin cehennemi
Nüfusu 2,5 milyona dayanan Dubai, Birleşik Arap Emirliklerinin en kalabalığı. Nüfusun sadece yüzde 17'si emirlik vatandaşlarından oluşuyor. Asya kökenli işçilerin nüfustaki oranı yüzde 70'in üzerinde. Örneğin Hintli, Pakistanlı ve Afganların nüfus içindeki toplam oranı yüzde 63. Kentte musluklardan para aktığı imajı hakimken, en az 250 bin kişinin günde 10 doların altında çalıştırıldığı biliniyor. Ortalama sekizer kişinin kaldığı bekâr odalarında temel ihtiyaçlarını gidermekten yoksun olarak yaşayan bu emekçiler, karın tokluğuna çalışarak kazandıklarını evlerine göndermeye çalışıyor ve ailelerini yıllarca göremiyorlar. 2006 yılında Burj otelinin inşaatında çalışan işçiler, ağır çalışma koşulları nedeniyle ayaklanmıştı. Kentin hapisaneleri, çalışma koşullarına isyan eden yabancı işçilerle dolu.
(soL - Ekonomi)