Daha çok eşek eti yeriz

Et ve et ürünleri fiyatları aldı başını gidiyor. Fiyat artışlarının da temel nedeni neo-liberal politikalar ile darmadağın edilen hayvancılık sektörünün geldiği nokta, eşek eti satışı vakalarının artacağına işaret ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, enflasyon son bir yılda yüzde 6,5 oranında artarken, et ürünlerindeki fiyat artışları bu oranı katladı.

Koyun eti fiyatındaki artış yüzde 53'e ulaşırken, dana eti yüzde 26 oranında zamlandı. Ete bağlı ürünlerde de enflasyonun çok üzerinde fiyat artışları görüldü. Sakatat fiyatları son bir yılda yüzde 26, sucuk ve salam fiyatları ise yüzde 13 düzeyinde arttı.

Kırmızı et ve ürünlerindeki fiyat artışlarının etkisi, aynı dönemde balık ve tavuk etinin daha pahalı hale gelmesiyle katmerlendi. Tavuk eti fiyatı yüzde 41, balık fiyatı ise yüzde 16 arttı.

Türkiye'de özelleştirme politikaları ve hayvancılıkla uğraşan köylüden devlet desteğinin çekilmesi, et fiyatlarında son aylarda yaşanan artışın en önemli nedeni olarak gösteriliyor. Mısır ithalatına bağımlı şekilde artış gösteren yem fiyatları ile petrol fiyatlarındaki artış da, et fiyatlarını ateşleyen faktörlerden oldu.

Devletin sektörden elini çekmesiyle, hem Türkiye'de kesimlik hayvan bulmakta zorlanılmaya hem de buna bağlı olarak et fiyatları yükselmeye başladı. Ülkeye giren kaçak et hızla artmaya başladı. Ülkemize, özellikle İran ve Bulgaristan'dan yüklü miktarda kaçak et sokuluyor. Ayrıca, at ve eşek eti satışı vakalarında ise patlama yaşanıyor.

Öte yandan, sermaye sektördeki bu krizi fırsat bilerek devletten hayvancılık alanında yeni tavizler koparma peşine düştü. Et ithalatının serbest bırakılması için seslerini yükselten sektör lobisinin bu isteği yerine getirildiği takdirde, bitme noktasına getirilmiş yerli hayvancılığın fişi çekilmiş olacak.

Adım adım yıkım
Türkiye'de 1980 sonrası uygulanan neo-liberal politikalar, hayvancılık sektörüne büyük bir darbe vurdu. O tarihten bu yana ülkemizde büyükbaş ve küçükbaş hayvan nüfusu ciddi oranda azaldı. 1980 yılında 16 milyon olan büyükbaş hayvan sayısı, 2009 yılında 9 milyon düzeyine geriledi. Küçükbaş hayvan sayısında da, son iki yıldaki azalma yüzde 20'ye ulaştı. Büyükbaş hayvan nüfusu ise 2007-2009 yılları arasında yüzde 30 dolayında azaldı.

Aynı yıllarda ülke nüfusu ve et ihtiyacı artarken, kesimlik hayvan sayısında yaşanan azalmanın temel nedeni, devletin hayvancılık politikasının, dışa bağımlılığı teşvik edici ve tekelleşmeye alan açıcı doğrultuda bir dönüşüm geçirmesi oldu. Damızlık yetiştiriciliği, suni dölleme, aşılama gibi hayvancılıkta büyük önem taşıyan ve yıllarca devletin önemli işlev üstlendiği alanlar büyük oranda özel sektöre, özellikle de yabancı tekellere bırakılmış durumda.

Devlet et süt üretmezse...
Türkiye'de özelleştirme uygulamalarının ilk yıllarında, hükümet yetkililerinin dilinden "devlet et ve süt üretimi yapmaz" sözleri işitilmişti. 1995 yılında bu söylemin gereği olarak, Et ve Balık Kurumu (EBK) özelleştirilmişti.

EBK'nın 12 kombinası 1995, 4 kombinası ise 2000 yılında arsa bedellerinin altında kalan fiyatlarla özel sektöre devredildi. 9 tane kombina, satılır satılmaz yeni sahipleri tarafından kapatılmıştı.

Özelleştirme öncesi yılda 14 bin ton olan üretimleri özelleştirme sonrası 1,3 bin tona kadar geriledi. Kombinalar bu gelişmelerin ardından bütünüyle arsaya dönüştürülerek elden çıkarıldı. Et üretimi bu özelleştirme ile önce tamamen özel sektöre geçti. Sonra özel kesimin de "rant"a yönelmesiyle yerli üretim düştü ve bitme noktasına geldi. Bugün et fiyatlarının el yakmasının ve hayvancılık sektöründe ortaya çıkan plansızlığın arkasında devletin sektörden çekilmesi yatıyor.

EBK'nın özelleştirilen 16 kombinasından 9'unda artık üretim yok. Devlet, sattığı kombinalardan bir kısmını geri almak zorunda kaldı.

Süt sektöründe de benzer gelişmeler yaşandı. SEK’in 32 işletmesi 1995’te satıldı. İsim hakkı ve İstanbul işletmesinin arazisi 1,8 trilyona özelleştirildi. 18 ay sonra aynı işletmeye 18 trilyon teklif edildi. Bu işletme şu an Koç Grubu'nun elinde.

SEK’in 4 işletmesini Mis Süt aldı. İşletmeler kısa süre sonra kapatıldı. SEK’in bazı işletmeleri, Tikveşli tarafından alındı. Tikveşli’yi Sabancı alınca bu işletmelerin bir kısmı kapatıldı. Sektör, 4–5 şirketin elinde kartel bir piyasaya dönüştü. Fiyatları bu şirketler belirliyor. Üreticiden aldıkları sütü 5–6 katına halka satıyorlar. SEK'in satılan işletmelerinden 23'ünde bugün üretim yapılmıyor.

Sektördeki bu gelişmelere, AKP iktidarıyla birlikte Ziraat Bankası’nın küçük üreticilere kredi musluklarını kesmesi eklenince, hayvancılıktaki erime had safhaya vardı. Küçük üreticiler süt ve et işletmeleri, perakende zincirleri ve büyük çiftlikler arasında yok olmaya mahkum edildi.

(soL-Ekonomi)