soL (HABER MERKEZİ) Avro Bölgesi Satınalma Yöneticileri Endeksi'nin Temmuz ayı değeri 0,1 puan azalarak 47,4'e inerken, Endeksin Haziran 2003'ten beri aldığı bu en düşük değer, imalat faaliyetlerinin azaldığını ortaya koyuyor.
Konut piyasasındaki yapay şişkinliğin patlaması ile yara alan İspanya endeksi, biraz daha düşerek 39,2 değerini aldı. Ancak asıl öne çıkan, Avro Bölgesi'nin en büyük ekonomisindeki duraklama oldu. Avro Bölgesi'ni bir yıl önce başlayan küresel kredi krizinden koruyabilen Almanya'nın ekonomik büyümesi, sönmeye yüz tutmuş durumda. Sözkonusu endeksin Almanya'da değeri Haziran'dan Temmuz'a dek 1,7 puan azalarak 50,9'a düştü ve ekonomilerin küçülme sınırı olarak kabul edilen 50 puanlık seviyenin üzerine ancak çıkabildi.
İktisatçılar Avro bölgesinde resesyonu işaret ediyor
Citibank'ta çalışan iktisatçı Jürgen Michaels, ekonomik küçülmenin pençesindeki bölgenin diğer büyük ekonomilerine Almanya'nın da katılmak üzere olduğunu dile getirdi. İlk çeyrekte Gayrisafi Milli Hasıla'nın %0,7 artmasının ardından ikinci çeyrekte düştüğünü söyleyen Michaels, üçüncü çeyrekte de düşme yaşanabileceğine işaret etti ve "Avro Bölgesi'nde resesyon yaşanma ihtimali var" diye konuştu. Diğer bir beklenti ise Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) büyüme sağlamak amacıyla kurlarda indirime gitmeyeceği olurken, hatırlanacağı gibi enflasyona karşı bir önlem olarak henüz Temmuz'un başlangıcında kur değerinde bir artırıma gidilmişti.
Global Insight adlı bir araştırma şirketinde çalışan iktisatçı Howard Archer, RBS/Markit anketlerine göre şirketlerin yükselen petrol ve hammadde fiyatlarından olumsuz etkilendiklerini ve bu artışları müşterilerine yansıttıklarını belirtti. "Hem giriş hem de çıkış fiyatları gözle görülür şekilde tırmandı" diyen Archer, "AMB 18 aydır firmaların fiyatlarının en yüksek hızla yükseldiğini görmekten rahatsız olacaktır" şeklinde konuştu. Giriş fiyatları neredeyse dört yıldır sürekli olarak hızla artıyor.
Ancak bazı iktisatçılar yüksek petrol ve gıda fiyatlarının Avro Bölgesinde enflasyonun Ağustos'ta da yükselmeyi sürdürmesine neden olabileceğine işaret ediyorlar. Diğer bir grup ise büyümedeki olası bir yavaşlamanın enflasyonun düşmesine katkıda bulunabileceğini düşünüyorlar.