Yunanistan’da grev: “Bu bir savaş”

Yunanistan’da dün yapılan 24 saatlik genel grev ülkede yaşamı durdurdu. Krizin pençesindeki ülkede hükümet ise çözümü, faturayı emekçilere kesecek yöntemlerde aramakta kararlı.

Yunanistan Komünist Partisi (YKP) üyesi sendikacı Hristos Katsiyotis, “Bu işçilere karşı bir savaş, ve biz de bu savaşa karşılık vereceğiz, bu politika tersine çevrilene kadar sürekli mücadele edeceğiz” diyor. Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz hükümet açısından giderek daha kontrol edilemez bir hale gelirken, üç aydır iktidarda bulunan sosyal demokrat PASOK hükümetinin kriz karşısında attığı adımların hemen tümü, maliyeti emekçilere yapılan ödemeleri kısarak karşılamaya dönük adımlar olarak dikkat çekiyor. Bu nedenle dün Yunanistan’da kamu sektöründe 24 saatlik grev yapıldı.

Grev nedeniyle dün Yunanistan’da okullar açılmadı, hastaneler sadece acil hastaları kabul etti. Devlet kurumları çalışmadı. Havaalanlarında grev nedeniyle uçuşlar iptal edilirken, liman işçileri de greve çıkarak limanların işlev görmesini engellediler.

Grevdeki işçiler, başta başkent Atina olmak üzere Yunanistan’ın birçok kentinde bir öfke seli halinde meydanlara aktılar. Atina’da Sintagma Meydanı’ndaki gösteride yoğun yağışa rağmen toplanan on binlerce işçi, hükümetin kararlarını protesto etti. Birçok hükümet karşıtı pankartla alanı ve etrafındaki sokakları doldurmuş olan doktorlar, öğretmenler, liman işçileri, büro emekçileri ve diğer kamu çalışanları, sloganlarıyla kendilerini hedef alan önlemlere karşı çıktılar.

Domino etkisi mi?
PASOK hükümeti, ulaşım ücretlerini artırmak, emeklilik yaşını yükseltmek, KDV’yi yükseltmek gibi önlemler almayı planlıyor ve bu adımların bazıları şimdiden atıldı. Yunanistan’daki “beklenmedik” kriz, Avrupa Birliği’ni de zor duruma soktu. Yunanistan’ın kamu borçlarını ödeyemeyeceği yönünde genel bir kanaat hakim. Avrupa Birliği ise Yunanistan’a yardım etmeden bu sorunu aşmaya çalışıyor. Eğer Avrupa Birliği, yardım etmeme kararında direnir ve hükümet borcunu konsolide etme (vadesinde ödemeyerek erteleme) yoluna giderse özellikle Portekiz'in ve İrlanda'nın da arkadan geleceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bu durumda avro cinsinden yeni borçlanma gerçekleştirme imkanı kalmayan küçük Avrupa ülkelerinin para sistemini terk etmelerinin gündeme gelebileceği iddia ediliyor. Borçluluk oranı yüksek olan İspanya ve İtalya bile domino ektisine maruz kalabilir.

Avrupa Birliği’nin Yunanistan’ın borcunu ödemek üzere ülkeye yardım etmesi durumunda ise, bu yardımın ülkeden misliyle çıkarılması kaçınılmaz. Ülke böylesi bir krizden diğer ülkelerin eliyle çıkarılırsa, uzmanlar Yunanistan’da “Düyun-u Umumiye” benzeri bir borç ödeme yönetiminin hâkim olabileceğine dikkat çekiyor.

Yunanistan’ın kamu borcu 300 milyar avroyu geçiyor. Avrupa Birliği’ne göre bütçe açığının en fazla yüzde 3 olması gerekiyor. PASOK hükümeti, şu an yüzde 12.7 olan Yunanistan’ın bütçe açığını 2012 itibariyle bu sınırın altına çekme vaadinde bulunmuştu, ancak bunun gerçekleşmesi bugünkü tabloda olanaksız görünüyor.

İşçiler direnmekte kararlı, sendikalarda çatlaklar var
Yunanistan’da meydanları dolduran işçiler, krizin faturasını ödememekte kararlı. Atina’daki gösteride işçiler sık sık “Burası İrlanda değil, biz direneceğiz” sloganı attılar İrlanda’da da benzer bir kriz sonrası hükümet krizin yükünü emekçilerin sırtına bindirecek önlemler almıştı. Gösteride bulunan, YKP’nin önceki dönemde milletvekilliğini yapmış olan Dimitris Kumbunis, “Hükümetle savaş halindeyiz, çünkü açık ki onlar bizimle savaş halindeler. İşçi sınıfı bu haksız ve toplum düşmanı politikaları tersine çevirmek için giderek daha fazla güçle yanıt verecek” diyor.

Sendikalar arasında ise tam bir birlik yok. Sendikaların arasındaki ayrım, iktidardaki sosyal demokrat PASOK partisinin bazı sendikalar ve konfederasyonlar içindeki etkisinden kaynaklanıyor. Bu ayrım, özellikle 17 Aralık’taki grevde belli olmuştu. 17 Aralık için devrimci bir çizgiye sahip olan PAME (Tüm İşçilerin Militan Cephesi)bir genel grev çağrısında bulunmuş, ancak PASOK’un etkin olduğu GSEE-ADEDY gibi konfederasyonlar bu karara karşı çıkarak grev kırıcılığı yapmıştı. Hükümet de 17 Aralık’taki grevi yasadışı ilan etmişti. Bunlara rağmen 17 Aralık’taki grev çok başarılı olmuş, özellikle gemi işçilerinin uzun yıllardır görülen en geniş katılımı sağlaması, yasalara göre grev yapılması yasak olan gemilerin durmasını sağlamıştı. Diğer konfederasyonların açık karşıtlığına rağmen 17 Aralık’taki grev, PAME’nin tek başına şimdiye dek yaptığı en etkili grev olmuştu.

Dünkü grev, Yunanistan’da işçilerin kolay kolay teslim olmayacağını gösteriyor. Yunan işçilerinin direnişi ise, Yunanistan patronları ve Avrupa Birliği için zaten zor olan işi iyice içinden çıkılmaz bir hale getirmeye aday.

(soL - Dış Haberler)