Venezuela mı? Uydur uydur yaz…

Uluslararası medya bir kez daha Venezuela hükümetine karşı çarpıtma kampanyası düzenliyor, Türk medyası bir kez daha “ajanslardan” başka tek bir şey araştırmıyor.

Birkaç gündür uluslararası anaakım medya kuruluşları, Venezuela’da “diktatör” Hugo Chavez’in altı televizyon kanalını tamamen kapattığını, böylece ifade özgürlüğünü engellediğini yazıyor. Çok sayıda yalan ve çarpıtma içeren haberlerle, Chavez hükümetine karşı açık bir kampanya yürütülüyor. Türk burjuva medyasında da bu ajansları tekrar etmek dışında, Venezuela’da olan bitene dair hiçbir araştırma yapılmıyor.

Kanallar kapatılmadı
Geçtiğimiz cumartesi günü Venezuela’nın Ulusal Telekomünikasyon Komisyonu (CONATEL), Radyo ve Televizyonda Toplumsal Sorumluluk Yasası’na uygun hareket etmedikleri gerekçesiyle kablolu yayın yapan altı ulusal kanalın yayınını geçici olarak durdurdu. Medya, her haberinde bu kanalların tamamen kapatıldığı yalanını dile getirdi.

Sorumluluk yasası çocuklara ve yetişkinlere yönelik programların standartlarını belirliyor, ırkçı, cinsiyetçi ya da kışkırtıcı ve şiddete teşvik edici içerikte yayın yapılmasını yasaklıyor, gösterilecek ticari reklamların sayısını sınırlıyor ve önemli hükümet duyurularının yayınlanmasını zorunlu kılıyor.

Ceza alan kanallar arasında, 2002 yılındaki Chavez karşıtı darbede doğrudan rol oynayan RCTV adlı kanal da bulunuyor. Kanal, darbe sırasında üst düzey darbeci askerlerin önceden kaydedilmiş konuşmalarını yayınlamış, yanlış haber ve görüntüler yayınlamış, darbe karşıtı gösterilerle ilgili haberleri tümüyle sansürlemiş ve darbe rejimini destekleyen yayınlar yapmıştı.

Bir kanal kaç defa kapatılabilir?

Sorumluluk yasasını şiddete dayalı ayaklanmaya teşvik edici yayın yapmak dahil olmak üzere çeşitli şekillerde ihlal eden RCTV’nin yayın lisansı 2007 yılından itibaren yenilenmedi. RCTV Venezuela’daki yayınlarına kablo üzerinden devam etti. O dönemde anaakım medya, “Venezuela’da muhalif kanal kapatıldı” diye günlerce yayın yapmış, Chavez’i diktatörlükle suçlamıştı. O günleri hatırlayanlar, “Aynı kanal kaç defa kapatılabilir” diye kendilerine sorarken, belli ki o haberleri yapan kişiler bu soruyla uğraşmaktansa Venezuela’ya saldırma fırsatıyla ilgileniyorlar.

Geçtiğimiz Temmuz ayında CONATEL, kablolu yayın yapan kanalların inceleneceğini ve yayın içeriğinin yüzde 70’i ve işletme faaliyetleri “ulusal nitelikli” olan kanalların da sorumluluk yasasına tabi olacağını açıkladı. Bunun üzerine RCTV, yasadan kaçabilmek için “RCTV International” adını aldı. Ancak CONATEL tarafından yapılan incelemede yayın içeriğinin yüzde 90’ının ve işletme faaliyetlerinin “ulusal nitelikli” olduğuna karar verdi.

Kararın ardından RCTV bir hükümet duyurusunu yayınlamayı reddedince, kanal geçtiğimiz cumartesi günü geçici olarak kapatıldı. RCTV, yasadaki “Devlet Başkanı’nın ‘ulusa sesleniş’ konuşmalarını yayınlama” zorunluluğunu kullanarak, “diktatörün doktrinlerini” yayınlamak istemediği yönünde yaygara çıkarıyor. Ancak kanalın asıl çekindiği, yasada kanalın reklam gelirlerini kısıtlayacak bazı zorunlulukların olması.

Kanalların tekrar açılması çok kolay
Medyanın “tamamen kapatıldığını” söylediği bu kanalların tekrar yayına başlaması, aslında çok kolay. Tek yapmaları gereken, Venezuela’nın RTÜK’ü olan CONATEL’e giderek kendilerini birer ulusal kanal olarak kaydettirmek. Örneğin kapatılan kanallardan Şili TV, bu süreci başlattı bile. Ancak bazı kanallar, Venezuela devletinin denetiminden kaçmak ve sırtını uluslararası medyaya vermek istiyorlar.

CONATEL Direktörü Diosdado Cabello tarafından yapılan açıklamada, “her ülkede olduğu gibi” Venezuela’da da yasalara uyulmasını beklediklerini belirterek, RCTV’nin “yerli üretici” olarak kayıt yaptırdığı takdirde yeniden yayına başlayabileceğini ve yasalara uyduğu sürece yayınını sürdürebileceğini dile getirdi.

Venezuela Devlet Başkanı Chavez de geçtiğimiz pazar günü yaptığı açıklamada RCTV ile ilgili olarak, “Yasalara uymayı reddediyorlar… Onların kararı, bizim değil” dedi.

RCTV yine kışkırttı
Nisan 2002 darbesinden “sokaklarda şiddeti körüklemek" konusunda oldukça deneyimli olan RCTV, bir kez daha yasalara uymak yerine sokakları kışkırtmayı tercih etti. Pek çok kentte gösteriler olaysız sona erse de, aşırı sağın güçlü olduğu Merida’da ölümler yaşandı.

Çatışmalar, 13 Mart Hareketi (M-13) isimli sağcı öğrenci örgütünün pazartesi günü Merida kentinin en büyük bulvarlarından üçünü kapayarak lastik yakma, kaldırım taşlarını sökme, araba ve dükkanlara saldırı ve yağmalama eylemlerinde bulunmasıyla başladı.

Polisin, şiddet eylemleriyle ünlü grubu durdurmak için etkili önlem almadığını düşünen solcu öğrenciler ile grup arasında çatışma çıktı.

Pazartesi öğleden sonra Chavez taraftarı, Chavez’in partisi PSUV üyesi genç öğrenci Yorsinio Carrillo, karnına isabet eden bir kurşunla hayatını kaybederken, aynı günün gecesinde Marcos Rosales adlı Chavez karşıtı bir öğrenci de kimliği tespit edilemeyen kişilerce vurularak öldürüldü. Merida Valisi Marcos Diaz Orellana, cinayetin arkasındaki M-13’ün Merida’daki Libertador Belediyesi’nden destek aldığını açıkladı. Chavez’in kararını desteklemek üzere basın açıklaması yaparken kapana kıstırılan Chavez yanlısı gençlerden Carrillo isimli gencin öldüğü saldırıda dokuz polis memuru da yaralandı. M-13, Merida’da Chavez karşıtı tüm eylemlere katılması ve üyelerinin sürekli silah taşıyarak şiddet olayları çıkarmasıyla bilinen, aşırı sağcı bir örgüt.

Adalet ve İçişleri Bakanı Tarek El-Aissami, yaşanan şiddet olaylarının acilen araştırılması için Ulusal İnceleme Kurumu’ndan bir ekip atarken, “ülkemize şiddetin dayatılmasına izin vermeyeceğiz” açıklamasında bulundu.

Şiddet eylemlerini başlatan öğrencilerin “sağ kanat, faşist” öğrenciler olduğunu belirten El-Aissami, “ülkeyi ateşe vermeye hakları yok” diye konuştu.

RCTV’den mesaj: Chavez’i devirmenin tek yolu “askeri çözüm”
Anaakım uluslararası medyanın ve onların servis ettiği haberler dışında pek bir şeye karışmayan Türk basınının “mazlum” rolü oynattığı RCTV’de 21 Ocak günü yayınlanan bir programda söylenenler ise, kanalın aslında tamamen kapatılması gerektiğini ortaya koydu.

Venezuela’nın TÜSİAD’ı olan FEDECAMARAS başkanı Noel Alvarez, RCTV’nin “yıldız gazetecisi” Miguel Angel Rodriguez’in heyecanlı Chavez karşıtı şiddet çağrıları karşısında Chavez’den kurtulmanın yolunun “askeri çözüm” olduğunu söyledi.

Venezuela gibi ABD emperyalizminin Panama’da, Kolombiya’da, Hollanda sömürgesi adalardaki üsleriyle kuşattığı, her gün tehdit ettiği ve ordunun başkana bağlı olduğu bir ülkede “askeri çözüm”, işgal çağrısı anlamına geliyor.

Ancak televizyon kanalından işgal çağrısı yapılması değil, bu kanalların yasaya uymadıkları için geçici olarak yayınlayının durdurulması haber oluyor.

(soL - Dış Haberler)