Türkiye - Suudi Arabistan: Balayı bitti

Mısır’daki gelişmeler, Türkiye ve Mısırlı Müslüman Kardeşlerin Suudi Arabistan’la işbirliği konusunda nasıl yanlış bir yol izlediklerini göstermiş oldu. Bu yanlış yol, Suriye konusundaki işbirliğinde daha açık şekilde kendini gösterdi. Ancak bu işbirliği, binlerce günahsız insanın ölümüne neden oldu.

Fars Haber Ajansı (18 Ağustos 2013) - soL
Çeviren: Ekber Zalperver
KarabağMısır ordusu, geçen günlerde beklenmedik bir şekilde toplanan Mursi taraftarlarına saldırarak bu ülkede kanlı çatışmaların fitilini yakmış oldu. Olayların ardından Mısır yönetimi ve ordusuna yönelik, uluslararası camiadan ağır eleştiriler geldi. En sert eleştiri ise Türkiye Başbakanı Erdoğan’dan yapıldı. Erdoğan, konunun BM Güvenlik Konseyi’nde ele alınmasını talep etti. Tam tersi bir tutum sergileyen Suudi Arabistan kralı, protestocuları terörist adlandırıp Mısır olaylarına müdahale eden yabancı tarafları fitneci olarak hitap etti. Suudi Kralının buradaki hedefinin Türkiye olduğu düşünülüyor.

Ankara ve Riyad arsındaki derin ihtilaflar, Saddam Hüseyin’in Irak’ta devrilmesi ve Şiilerin bu ülkede iktidara gelmesi, Hizbullah’ın 33 günlük İsrail karşıtı savaşı kazanması ve ortak rakip İran gibi bir ülkenin var oluşu gibi son on yılda ortaya çıkan olgular nedeniyle yazılmamış bir birlikteliğe doğru gitti. Bu birliktelik, Suriye’de kendini tam şekilde göstermiş oldu.

Türkiye ve Müslüman kardeşlerin kurduğu hükümet, Suriye meselesinde Suudilerle geniş bir işbirliği içinde bulundu. Bunun sonucu olarak Suriyeli muhalifler içindeki Müslüman Kardeşler kanadı, büyük güç kazandı. Aslında Ankara’nın Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle iyi ilişkisi 2005 yılında başladı. Dönemin Türk Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Cidde’ye ziyarette bulunarak, düzenlenen Körfez İşbirliği Teşkilatı Toplantısı’na özel misafir olarak katıldı. Sünni Türkiye’nin İran Körfezi’nde olmasını isteyen kıyı ülkeler, Şii İran ve Irak’a karşı bir denge arayışı içindeydi. Kısa süre sonra ekonomik alanda da bu işbirliği kendini gösterdi ve Türk bankları Körfez ülkeleri sermayesiyle doldu. Suriye gelişmeleri Türkiye-Arabistan dostluğunun zirvesi oldu. Riyad yönetimi, Ankara ve Doha’yla birlikte Beşar Esad’a karşı üçgeninin üç kenarı oldu. O zaman bile yorumcular, bu ilişkilerin kırılgan olduğuna vurgu yapıyordu. Bir süre sonra bu beklenti gerçekleşmiş oldu.

Mısır’da Muhammed Mur-si’nin devrilmesi, Müslüman Kardeşler için ağır bir darbe oldu. Şimdi ise Türkiye yalnız kalmış, Mursi de hapiste. Bu gelişmeler Türkiye ve Müslüman Kardeşler için büyük bir ders oldu. Suudilerin, görünürde göstermeseler bile, Müslüman Kardeşlerle tarihi düşmanlıkları var ve Riyad yönetimi hiçbir zaman bölgede bir demokrasinin olmasına inanmadı.

Suriye’de demokrasi dedikleri şey için Suudi Arabistan’ın Türkiye ve Müslüman Kardeşlerle yaptığı işbirliği, sadece bu ülkenin bir harabeye dönüşmesine sebep olan El Kaide’nin güçlenmesine neden olup sorunun çözümü için siyasal tüm girişimleri baltalamış oldu.