Suriyeliler AKP'ye "uyandı"

Son yıllarda AKP'yle iyi ilişkiler kurarak batıya uzlaşma sinyalleri veren, son aylarda ise AKP'yle neredeyse "aile" samimiyeti görüntüsü veren Suriye yönetimi, muhalefetin eylemleriyle birlikte AKP'nin rolüne "uyanmış" görünüyor.

“Arap Baharı” olarak adlandırılan hareketlenmenin son durağı, Suriye oldu. Suriye’de halkın Esad rejimine karşı eylemlere başlamasından kısa süre sonra, dış destekli silahlı islamcı gruplar boy göstermeye başladı.

Bu silahlı gruplar Batı destekliydi, ama daha çok Suudi Arabistan bağlantılılardı. Fakat Batı, Suriye’yi sadece bu silahlı eylemlerle “yola getirmeye” çalışmıyordu. Beşar Esad’ın birtakım tavizler verip, batıyla daha uyumlu bir rotaya girmesine çalışılıyor, bu çabada da baş rolü AKP hükümeti oynuyordu.

Öyle ki, sonradan Arap basınının yazdıkları, AKP hükümetinin başta MİT Müsteşarı Hakan Fidan olmak üzere çok sayıda yetkiliyle Şam-Ankara arasında mekik dokuduğunu, toplumsal hayatta dinin etkisini artırmaktan, yüzde 10 seçim barajı koymaya kadar AKP’nin Türkiye’de uyguladığı birçok uygulamayı tavsiye edip akıl verdiğini ortaya çıkarmıştı.

Fakat planlar tutmamışa benziyor. Suriye hükümeti, sonunda AKP’nin batının taşeronu olarak oynadığı tavrı “bildiğini” söyleyerek, posta koydu. Geçtiğimiz günlerde Suriye’nin hükümete yakın gazetesi El Vatan’ın ilk sayfasında yer verilen makalede, AKP hükümetine çok sert eleştiriler getirildi.

Öfke dozu yüksek olan yazıda gazete, Recep Tayyip Erdoğan’a ve Osmanlı’yı yeniden canlandırma özlemine sert bir şekilde saldırdı, Arap ülkelerine yönelik Türk sömürgeciliğinin tarihini eşeledi ve Arapların şu anda yaşadığı geride kalmışlığın sorumluluğunu Türkiye’ye yükledi.

Yazıda “Türkiye modeli”nin İslam dünyasına “sihirli çözüm” gibi sunulduğu belirtilerek, bu modelin geçtiği sınavdaki ciddi dönüm noktaları olarak Suriye’deki olaylarda taraf olan Müslüman Kardeşler’in lideri Riyad el Şakfa’nın kendisine İstanbul’u mesken etmesi ve Suriye’deki muhalif güçlerin konferansının da İstanbul’da düzenlenmesi gösterildi.

El Vatan’daki yazıda “Osmanlıcılık’tan önce Atatürkçülük mü uyanacak, yoksa ABD’nin bölgede kendisine uzun yıllar hüküm sürecek, uysal ve tepkisiz, İsrail devletiyle iyi geçinecek, sağlam ortaklar yaratma stratejisinin parçası ve ortağı mı olunacak” diye soruldu.

Bu yazı, Suriye hükümetinin Ankara ve batıya bir mesajı niteliğinde. Nitekim Londra’dan yayın yapan El Kuds El Arabi gazetesi de “Suriye ve Türkiye... Stratejik ittifaktan boykota” başlıklı başyazısında “Suriye-Türkiye ilişkileri yaklaşık iki aylık bir süre zarfında, mutlak bir stratejik ittifaktan neredeyse tam bir boykota dönüştü. Bunun nedeni, her iki ülke yönetiminin, şu anda Suriye’nin birçok kentinde yaşanan ve demokratik reformlar talep eden halk ayaklanmalarına olan bakış açısındaki açık çelişkidir” değerlendirmesine yer verdi.

Yazıda, “Suriye’deki yetkili makamlar, Türkiye’den ve özellikle de Erdoğan’dan, ayaklanmaya karşı yanında durmasını istiyor. Zira bu ayaklanmalara katılanlar, siyasi reformlar adı altında ülkenin istikrarını sarsmak isteyen yabancı emelleri uyguluyor. Bu nedenle Suriye’deki yönetim, Erdoğan’ın ayaklanmaların yanında yer almasından, reformları desteklemesinden ve reformları uygulamadığı için Esad’ı eleştirmesinden dolayı ciddi öfke duydu. Suriye’nin resmî öfkesi, Ankara’nın Suriyeli muhaliflerin toplantısına ev sahipliği yapmasıyla birlikte zirveye ulaştı” denildi.

Yazıda El Vatan’da çıkan yazıya da atıfta bulunularak “Benzeri görülmemiş bu saldırı, Suriye’nin komşularıyla olan politikalarındaki değişimi yansıtıyor. Zira Suriye’deki resmî medya, yönetimin talimatlarıyla bu tür üsluplardan her zaman uzak durmayı tercih ederdi. Peki şimdi ne değişti?” diye soruldu.

(soL - Dış Haberler)