Stratfor belgeleri: Kuruluş casusluk faaliyeti yürütüyor muydu?

Wikileaks'in açıkladığı Stratfor belgelerinde şirketin, Türkiye dahil birçok yerde açık ve gizli bilgi kaynakları oluşturduğu görülüyor. Stratfor, kelimenin gerçek anlamında, özel sermaye yapılı bir istihbarat şirketi gibi çalışıyordu.

Pazartesi günü Wikileaks, özel jeopolitik analiz kuruluşu Stratfor'a ait iç yazışmaları yayımlamaya başladı. Toplamda 5 milyonu bulduğu söylenen fakat şimdiye kadar çok küçük bir kısmı kamuoyuna açıklanan elektronik postalarda birçok önemli bilgi var.

Stratfor nedir?
Medyada sık sık "gölge CIA" olarak tarif edilen Stratfor, kelimenin gerçek anlamıyla bir istihbarat kuruluşu, fakat özel bir şirket. 1996'da kurulan şirket, önce Kosova savaşı sırasında, ardından 11 Eylül saldırıları sonrası Bush'un dış politikasına dair yaptığı analizlerle ismini hızla duyurdu.

Yayımlanan yazışmalarla birlikte Stratfor'un iç işleyiş mekanizması gün ışığına çıkmış oldu. Şimdiye kadar "kamuya açık kaynaklardan bilgi edindiğini" söyleyen şirketin, aslında tıpkı bir istihbarat örgütü gibi dünyanın her tarafında kendine "casuslar" ya da "muhabirler" bulduğu (ve elbette bunlara "analist" adını verdiği) kanıtlandı. Şirket, çeşitli kamu görevlerinde çalışan üst düzey kişilerden para karşılığı normalde ulaşılamayacak bilgiler sağlıyordu - casusluğun tanımı.

Stratfor'un kurucusu olan eski siyaset bilimi profesörü George Friedman, tam bir neo-con, ya da türkçe ismiyle yeni muhafazakâr - islam karşıtı, iki lafından biri "el Kaide tehdidi" olan, her zaman İsrail yanlısı şahin bir ABD'li. Örneğin 17 Haziran 2010 tarihli bir yazışmada İzlanda'nın Wikileaks kurucusu Julian Assange'a desteğini değerlendirirken Friedman, "Anca bir İzlandalı'nın kafası bir mücahit tarafından kesilene kadar sürer bu" diyor.

"Gölge CIA" tanımı ne kadar uygun?
Yayımlanan yazışmalar, Stratfor'un çeşitli resmi istihbarat kurumlarıyla ilişkisi olduğunu gösteriyor. E-postalarda FBI'ya veya başka kurumlara ait gizli belgeler göze çarpıyor. Fakat bunların da, ilişki ağı sayesinde içeriden sızdırıldığı izlenimi uyanıyor.

Öte yandan, Stratfor'un CIA ile doğrudan bir işbirliği olmadığı görülüyor. Aslında, aksine, Stratfor kendince CIA'nın yerine oynuyor. 29 Aralık 2004 tarihli yazışmada Friedman, CIA'nın o dönemki istihbarat başkan yardımcısının ve ekibinin tasfiye edilmesini yorumlarken, "Bu Stratfor'a devasa, tarihi bir fırsat sunuyor. CIA modeli analiz artık çağdışı kaldı. Sadece küçük şeylerle ilgilenebilecek hantal, süreç odaklı makine artık kuvvetli, vizyon sahibi, cüretli bir analitik sistemle değiştirilmeli. Stratfor yolu gösterme şansına sahip. (…) Stratfor, istihbarat tarihini yapmak ve aynı zamanda büyük bir iş kurmak olanağına sahip. Bu benim 1996'dan beri beklediğim -ve geleceğini bildiğim- bir an."

Şirket, analizin yanı sıra, casusluk manasında kullanıldığı anlamıyla da istihbarat faaliyeti yürütüyordu. Örneğin 11 Ağustos 2011 tarihli ve Rus yapımı İskander füzelerinin teknik özelliklerinin incelendiği rapor, dünyanın her yanında askeri casusluk faaliyeti olarak görülecek ve suç sayılacak bir içeriğe sahip. Bu nedenle, Stratfor'a gizlice çalışanlar da bir bakıma casusluk faaliyeti yürütüyorlar.

Nasıl para kazanıyor?
Şirket, görünür olarak hazırladığı raporları satarak para kazanıyor. Ancak şirketin, özel bir istihbarat şirketi olarak, özellikle büyük tekellere istihbarat hizmeti sağlayarak da para kazandığı anlaşılıyor. Örneğin 2 Haziran 2009'daki bir yazışmada Coca Cola'nın, PETA örgütünün aktivizmi hakkında bilgi toplanması için Stratfor'a başvurduğu ve çok ayrıntılı sorular ilettiği, Stratfor'un da yanıt bulmak için FBI içindeki kaynaklarına yöneldiği görülüyor.

Türkiye'deki kaynakları nedir?
Şimdiye kadar kamuoyuna açıklanan ve soL'un taradığı yazışmalarda Stratfor'un Türkiye'deki haber kaynağı olarak, şu an TÜSİAD'ın ABD temsilcisi olan Emre Doğru'nun ismi öne çıkıyor. Stratfor uzantılı e-posta adresine sahip olan ve iç mailleşme gruplarının bazılarına üye olan Emre Doğru'nun faaliyetleri, özellikle 22 Aralık 2010 tarihli yazışmada açıkça görülüyor. Bu yazışmaya göre Stratfor'un bir konferansa gönderdiği Doğru, burada yeni kazandığı kimi "kaynakları" tanıtıyor.

Bunlar arasında TPAO'dan iki uzman,TSK'nın Stratejik Araştırma Merkezi'nden bir uzman, Türk Hava Kuvvetleri'nden "Strateji Daire Başkanı" olarak tanıtılan bir asker, Türk Dışişleri Bakanlığı'nın NATO Departmanı'ndan bir diplomat ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan bir uzman bulunuyor. Bunlar, Doğru'nun yalnızca bir konferans sırasında edindiği yeni bağlantılar. Doğru'nun e-postanın sonuna düştüğü bir nota göre ise, Doğru'nun daha önce üç defa PKK ile ateşkes durumuna dair bilgi aldığı ve "TR 705" kodunu verdiği kaynağı, kongrede CHP yönetimine girdi. Bunlara karşılık George Friedman'ın karısı ve Stratfor yöneticisi Meredith Friedman, "İyi iş Emre - galiba seni daha fazla konferansa göndereceğiz:)" diyor.

Fakat Emre Doğru hep övgü almıyor. 3 Aralık 2010 tarihli bir yazışmada George Friedman, Julian Assange ve Wikileaks'e belge sızdıran asker Bradley Manning konusunda FBI'dan "çok üst düzey" bir kişiden aldığı şu bilgiyi paylaşıyor: "Yönetim hiçbir şekilde onu mahkemeye çıkarmak istemiyor. Bu dev bir sirke dönüşür. Manning'in kızarması lazım ve umuyorum ki bu olacak." Emre Doğru, anlaşılan o ki bu bilgiyi (ve muhtemelen birçok başkasını) Sabah gazetesine aktarmış ve Sabah'ın bu bilgiyi kaynak belirtmeden kullanmak istediğini, Friedman'ın "kızartmak" derken elektrikle idamı kastedip kastetmediğini soruyor. Doğru'ya karşılık olarak Stratfor yöneticilerinden Scott Stewart, "E pes vallahi! Fred'in atıp tutmalarını konfederasyon ortaklarına mı iletiyoruz?" diye yazıyor.

Medyada hangi ortaklıklar var?
Yukarıdaki yazışmadan, Sabah gazetesiyle Stratfor arasında bir çeşit bilgi alışverişi ortaklığı olduğu sonucu çıkıyor. Ancak medyayla işbirliği, en net biçimde Hürriyet Daily News ile görülüyor.

2010 Mart ayında, dönemin Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni David Judson, George Friedman'ın eşi Meredith Friedman ile yazıştı. Yazışmalar, Judson ile Stratfor'un bir çeşit bilgi ortaklaştırma anlaşmasına vardığını gösteriyor. Yazışmalarda Meredith Friedman, Judson'a "Türkiye'de farklı düşünceleri de öğrenmek adına başka kesimlerle de temas kurma" niyetlerini belirtiyor, Judson da bunun karşılığında "diğer potansiyel işbirlikçinizin kim olduğunun elbette farkındayım" diyerek, Today's Zaman gazetesini kastediyor ve isim de vererek, Zaman ile kendileri arasındaki rekabetin asimetrik olduğunu, kendisinin tek derdinin, kendilerinin Stratfor'a verdikleri bilgilerin Zaman'a gitmemesi olduğunu vurguluyor.

Yazışmalarda Judson'ın Emre Doğru ile de tanıştığı anlaşılıyor. Judson, "Bu arada, arkadaşınız Emre bizim muhabirlerden birinin sınıf arkadaşı. Bu bir şekilde işe yarayabilir" diye yazıyor.

Belgelerden Stratfor'un Hürriyet Daily News'ten David Judson'ın yanı sıra Taylan Bilgiç'le, Sabah Dış Haberler Editörü Alpaslan Akkuş'la ve Gülçin Fatma Kabasakallı'yla anlaşma yapıldığı görülüyor.

Fakat medyayla yapılan anlaşmaların, "etik dışı" olup olmadığının yazışmalardan anlaşılması mümkün değil. Periyodik raporlar hazırlayan bir küresel analiz şirketiyle çeşitli gazetelerin bilgi alışverişi anlaşması yapması gayet normal.

Emre Doğru: Her şey açık, gizli kapaklı bir şey yok
Emre Doğru, konuyla ilgili Hürriyet'e şu değerlendirmede bulundu: "gizli kapaklı hiçbir iş yok. Stratfor’un Türkiye’de kurumsal ortaklıkları da vardır. Kurucusu George Friedman Türkiye’ye geldiğinde bunlar basında konu da olur. Bunların dışında benim bildiğim kapalı yapılan hiçbir şey yok. Ben Stratfor’a stajla başladım, sonra 2009-2011 arasında yaklaşık iki yıl çalıştım. Gazeteciler kaynak toplamak için nasıl çalışıyorsa, ben de öyle çalışıyordum. Sonuçta Stratfor özel bir şirket, para karşılığı rapor satıyor. Bunun dışında bir faaliyete tanık olmadım ben."

Doğru, daha önce yalnızca Stratfor ve TÜSİAD için çalışmadı. Türk Dışişleri’nin NATO Delegasyonu’nda da rol üstlendi, Dışişleri’nin bazı komisyon toplantılarına katıldı, NATO Zirvesi sonuç bildirgelerinin hazırlanmasına katkıda bulundu.

(soL - Dış Haberler)