Somali'de kıtlığın sebebi doğal koşullar değil!

Somali'de kıtlık halkı perişan ediyor. Son 3 ayda 29 binden fazla çocuk öldü. Ancak kıtlığın altında yatan, kuraklık gibi doğal afetler değil. Bunlar tetikleyici sebepler. Asıl sebep, uluslararası kapitalizmin ülkenin tarım sektörünü çöküntüye uğratmış olması.

Somali'de durum vahim. Doğa Afrika'nın bu ülkesi, bir kez daha kıtlıkla karşı karşıya. Özellikle ülkenin güney kısmını vuran kıtlık nedeniyle yüz binlerce kişi başkent Mogadişu'ya doğru bir yolculuğa çıktı. Kilometrelerce yolu yürüyerek giden Somalililer, yolda çok sayıda yakınlarını kaybettiler. Mogadişu'ya varanların oluşturduğu mülteci kamplarında da yiyecek sıkıntısı var.

Ülkede 12 milyon kişi yiyecek sıkıntısı çekiyor. Birleşmiş Milletler'in hesaplarına göre 640 bin çocuk yetersiz besleniyor. Son 90 günde ise 29 binden fazla çocuk hayatını kaybetti. BM, ülkede beş ayrı kıtlık bölgesi ilan etti. Mogadişu'daki mülteci kampları da bunlardan biri - yani kilometrelerce yolu kat edip başkente yürümek de çözüm değil.

Yiyecek kıtlığı, şiddet ve kaosu da besliyor. Uluslararası yardımların büyük kısmı, birtakım çeteler, askeri gruplar, hatta iki gün önce Mogadişu'daki BM dağıtım noktasında yaşandığı gibi hükümet askerleri tarafından zorla alıkoyuluyor, çalınıyor. İşin içine ülkedeki dinsel iç savaşı ve hepsi siyasi gruplara bağlı olan paralı milis kuvvetlerini de katınca, kaos tablosu gerçeğe biraz daha yaklaşıyor. Kıtlığın vurduğu güney kısmı büyük oranda kontrol eden islamcı el Şabab grubu, bazı uluslararası yardım kuruluşlarının bu bölgede faaliyet göstermesine izin vermiyor. Fakat Kızılhaç, Kızılay, Unicef gibi kuruluşlar buralarda halka yiyecek götürme çalışmalarını sürdürüyor. Bu örgütlerde çalışan kişiler, Somali'de halka yardım ulaştırmada asıl büyük sıkıntının "isyancıların saldırıları" olmadığını, asıl sıkıntının bölgeye yurtdışından yiyecek taşınması sürecinde yaşandığını belirtiyor.

Bu bir "doğal afet" mi?
Somali'de yaşanan ktılığın ardından uluslararası medya, bir kez daha -iç parçalayıcı açlık görüntüleri eşliğinde- doğal afeti ve islamcı isyan gruplarını yaşananlara gerekçe göstermeye başladı. Oysa geçmiş Somali deneyimi, aslında 20'nci yüzyılda kıtlığın yiyecek azlığından kaynaklanmadığını kanıtlıyor. Tam tersine, yakın geçmişte ve bugün yaşanan kıtlıklar, dünyanın yetersiz değil, gereğinden fazla ürün üretmesinden kaynaklanıyor.

1980'lerden beri tahıl piyasaları, ABD ve Dünya Bankası'nın gözetiminde deregüle edildi ve ABD'nin ürettiği fazla ürün ucuz fiyatlarla ihraç edilmesi, Somali gibi ülkelerde köylülüğün ürettiği üründen kâr edememesi sonucu toprağı ekip biçmeyi bırakmasını ve ülkedeki tahıl üretiminin dibe vurmasını beraberinde getirdi.

Yine kara talih: petrol
Somali'nin başına gelen felaketin bir sebebi de-maalesef tıpkı Irak gibi- petrol. Ülkenin bugünkü durumuna düşmesinde en kritik dönemeç, 1991 yılında IMF tarafından bir "başarısız devlet" ilan edilmesi. Bu ilanla birlikte ülke kaosa sürüklendi. Fakat The Times dergisinin ele geçirerek yayınladığı belgelere göre bu ilandan önceki birkaç yılda Somali topraklarının üçte ikisinde petrol arama ve çıkarma izni, dört büyük ABD petrol şirketine bahşedilmişti.

ABD yardım göndermiyor!
Bugün yaşanan kıtlığın bir başka sebebi ise, "teröre karşı savaş" doktrininin batının her refleksine islam karşıtlığını enjekte etmiş olması. Somali'de kıtlık yaşanan bölgenin el Şabab'ın kontrolünde olması gerekçesiyle ABD'nin yardım kuruluşu USAID, bölgeye yardım göndermiyor. USAID başkan yardımcılarından biri, 20 Temmuz'da BBC'ye "bölgeye yardım götürmek için İslamcılar'ın vergi almadığı, rüşvet istemediği ve hiçbir şeye karışmadığı konusunda güvence almak için bekliyoruz" demişti.

(soL - Dış Haberler)