Şili’de neler oluyor?

Şilili öğrenciler aylardır süren eylemlerine devam ediyor. Yarın öğrencilerin temsilcisi ile Devlet Başkanı arasında bir görüşmenin gerçekleşeceği belirtilirken, öğrenciler son olarak Şili Eğitim Bakanlığı’nı bastı.

Şili’de öğrenciler eğitim sisteminin düzeltilmesi talepleriyle Nisan ayından beri protesto gösterileri düzenliyor. Ortaokul, lise ve üniversite öğrencilerinin yanı sıra öğretmen ve velilerin de destek verdiği eylemler, ülkedeki sol partiler, emekçi örgütleri ve sendikalar tarafından da destekleniyor.

Eğitim Bakanlığı’nı bastılar
Şilili öğrenciler dün Santiago’daki Eğitim Bakanlığı’nı bastı. Bakanlık binasını iki saatliğine işgal eden öğrenciler, binaya zarar verdi.

Olaylarda yaralanan olmadığını belirten emniyet güçleri, kamu malına zarar veren öğrenciler hakkında gerekenin yapılacağını söyledi.

İki saat boyunca Eğitim Bakanı Felipe Bulnes’in odasında bekleyen yaklaşık 50 kişilik grubun Cumartesi günü öğrenci örgütü liderleriyle Devlet Başkanı Sebastián Piñera arasında düzenlenecek toplantıyı protesto etmek için bu eylemi gerçekleştirdiği öğrenildi.

Göstericiler aynı zamanda İçişleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdürü’nü istifaya çağırdı.

Emniyet müdürü görevden alındı
Geçtiğimiz günlerde 16 yaşındaki Manuel Gutierrez gösteriler sırasında polis kurşunuyla öldürülmüştü. Lise öğrencisi Manuel Gutierrez’in polisler tarafından vurulduğunu görenler olmasına rağmen, Emniyet yetkilileri iddiayı reddederek soruşturma açmamıştı.

Gutierrez’in ölümüyle gösterilerin hız kazanması hükümeti bu konuda adım atmaya zorladı. Şili hükümeti, olayla ilgili olarak, emniyet genel müdürünü görevden aldı.

Emniyet Müdürü Sergio Gajardo cinayetin soruşturulmasını engellediği için görevini ihmalle suçlandı.

Şilili aydınlardan destek
Eylemlerin başladığı günden beri desteklerini esirgemeyen Şilili aydınlar son olarak Kurucu Meclis toplanması çağrısında bulundu.
Akademisyenler tarafından yapılan açıklamada öğrenci hareketleriyle başlayan gösterilere her alanda destek verildiği belirtilirken neoliberal politikalara karşı devrimci muhalefete dikkat çekildi.

Aydınlar, aylardır süren gösterilerin Şili yurttaşının ekonomik ve idari yapıda değişiklik talebini yansıttığını vurguladılar.

İki günde 1400 kişi
Şili’nin en büyük işçi sendikaları, uzun bir süredir devam eden öğrenci eylemlerini desteklemek için geçen hafta genel greve gitmişti.
Emekçilerin, aynı zamanda milyarder bir patron olan Cumhurbaşkanı Sebastian Pinera yönetiminin uyguladığı neoliberal politikalara karşı yeni bir anayasa ve yeni bir vergi sistemi talepleri ile yapılan genel grev, Pinochet diktatörlüğünden bu yana yapılan ilk 2 günlük genel grev olmuştu.

Kendi taleplerinin yanı sıra öğrencilerin söylemlerini de güçlü bir şekilde dile getirmek isteyen binlerce kişi iki gün süren grev süresince Şili’de hayatı durdurmuştu.

Ancak güvenlik güçlerinin greve müdahalesi oldukça sert oldu. Bu müdahalelerden birinde, bir eylemcinin gitarı ile polis panzerine direndiği görüntüler medyada yankı uyandırmıştı.

Hafta başında açıklanan rakamlara göre iki günlük grev süresince 200 kişi yaralandı, 1400 kişi tutuklandı.

Devrimci “ikon” Camila
Şili’de öğrencilerin aylardır yürüttükleri kararlı mücadele medyada hak ettiği yeri bulamadı. Ancak İngiliz basının öğrenci lideri Caila Vallejo’nun güzelliğini keşfetmesiyle dünyanın ileri gelen basın kuruluşları ve Türkiye medyasında, Şili’de aylardır süren eylemler Camila’nın güzelliği ile anılmaya başlandı. Öğrencilerin bu örnek mücadelesi, Camila’nın güzelliğiyle devrimci bir “ikon” gibi sunulduğu magazin haberlerine meze oldu.

Oysa Camila Vallejo, Şili Öğrenci Federasyonu (FECH) Başkanı ve Şili Komünist Partisi üyesi. 105 yıllık Şili Üniversitesi tarihindeki ikinci kadın öğrenci birliği başkanı olan Camila, güzelliğiyle değil, mücadeleye koyduğu büyük katkı ile öne çıktı.

Camila Vallejo'nun iki gün süren genel grevde yaptığı konuşmayı yayınladığımız haberimiz için tıklayınız.


Öğrenciler neyi protesto ediyor?
Öğrenciler, Devlet Başkanı ve hükümetini seçim döneminde verdikleri sözleri tutmaya çağırıyor. Protestolarda eğitime ayrılan bütçenin artırılması talep ediliyor.

Protestocular ayrıca Şili için yeni bir Anayasa da talep ediyor. Bilindiği gibi Şili’de hala Augusto Pinochet diktatörlüğü döneminde geçerli olan Anayasa yürürlükte.

Gösterilerde eğitimin bir “sektör” olarak algılanması ve eğitim kurumlarının özelleştirilmesi protesto edilirken, sınavların parasız olmasını ve yeni bir müfredat hazırlanması talep ediliyor.

Üniversite düzeyindeki kurumların neredeyse tamamının özelleştirildiği Şili, üniversite harçlarının dünya çapında en yüksek olduğu ülkeler arasında. Şilili öğrencilerin ifadelerine göre, ortalama gelir düzeyine sahip bireyler tarafından ödenmesi mümkün olmayan harçlar sebebiyle pek çok kişi üniversiteye devam etmiyor.

Devlet belli bir faiz ekleyerek yüksek okul harçları için öğrencilere kredi veriyor. Devlet üniversiteleri ile özel üniversitelerin öğrenim ücretlerinin neredeyse aynı olduğu Şili’de öğrencilere vadeli ödemek üzere senet yapılıyor. Öğrenim kredileri özel bankalar aracılığıyla sağlanıyor. Kısacası devletin sağladığı ödeme desteği, soruna çözüm getirmiyor.

Şili, gayrisafi milli hasılasının yalnızca yüzde 4,4’ünü eğitim harcamalarına ayırıyor. Bu rakam Birleşmiş Milletler’in devletlerin eğitim harcamalarına ayırması gereken pay için belirlediği alt limitin bir hayli altında kalıyor. BM, ülkelerin gayrisafi milli hasılalarının en az yüzde 7’sinin eğitime ayrılması gerektiğini şart koşuyor.

Eylemleri yatıştırmak için hükümet, aralarında kaliteli eğitimin anayasal güvence altına alınması ve öğrenim kredileri için uygulanan faiz oranlarının %6,4’ten %2’ye çekilmesi gibi düzenlemeleri de içeren girişimlerde bulundu. Fakat eğitime fazladan 1,9 trilyon Şili Pesosu (yaklaşık 7 milyar Türk Lirası) aktarılacağı sözü eylemleri sona erdirmek için yeterli olmadı.

Eylemler ilk değil
Şili, 2006 yılında da o zamana kadarki en büyük öğrenci eylemlerine sahne olmuştu. Dört ay süren protesto gösterilerinde öğrenciler, benzer taleplerini hükümete iletmişti. Protestolarda ayrıca öğrenciler için ulaşım hizmetlerinin ücretsiz hale getirilmesi, üniversite giriş sınavı başvuru ücretlerinin düşürülmesi, eğitim yasasının değiştirilmesi gibi talepler de gündeme getirilmişti.

30 Mayıs’ta yapılan genel boykot ile 250’den fazla ilk ve orta dereceli okulda eğitime ara verilmiş, izleyen günlerde Şili Üniversitesi, Catolica Üniversitesi ve Santiago Üniversitesi’nde de benzer bir eylem örgütlenmişti. Boykota katılımın bir milyonu bulduğu belirtilmişti. 2006 yılındaki gösterilerde yaklaşık 200 kişi gözaltına alınmış, pek çok kişi polis müdahalesi sonucu yaralanmıştı.

(soL - Dış Haberler)