Riyad el Şukfa: 'Silah ve para istiyoruz'

Suriye'deki Müslüman Kardeşler örgütünün Türkiye'de yaşayan lideri Riyad el Şukfa, Suriye topraklarının yüzde 75’ine hakim olduklarını iddia etti ama gıda yardımı istedi, Amerika’dan daha fazla para ve silah da talep eden Şukfa, “Bölgede oluşan "Şii hilali"nin belini kıracağız” dedi.

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer Suriye lideri Beşar Esad’dan sonra, Suriye Müslüman Kardeşleri’nin Türkiye’de yaşayan lideri Riyad el Şukfa ile de bir roportaj yaptı.

Çakırözer’e Suriye’deki son durumu aktaran Şukfa, Suriye topraklarının yüzde 75’inin muhaliflerin elinde olduğunu iddia etti. Ancak muhaliflerin gıda sıkıntısı çektiğini ve gıda yardımına ihtiyaçları olduğunu söyledi.

Suriye’de rejimin hava bombardımanıyla ayakta kaldığını ileri süren Şukfa, “muhaliflere uçak savar verilirse rejim ancak bir ay ayakta kalabilir“ dedi. Dünyayı Suriye’de yaşananlar karşısında sessiz olmakla suçladı.

‘İhvan’ın desteği yüzde 50 ama SUK güçsüz’
Müslüman Kardeşler’in Suriye Ulusal Konseyi içerisinde ağırlığı oluşturduğu ve muhalefetin İslamcıların elinde olduğu iddialarını soran Çakırözer’e Şukfa, “Kesinlikle İslamcılar ağırlıkta değil. Tüm kesimler temsil ediliyor SUK’ta. Sünni, Nusayri, Kürt, Türkmen, Süryani, Hıristiyan hepsi orada var. Tabandaki desteğimize oranla MK eksik bile temsil ediliyor orada. Halk içinde desteğimiz en az yüzde 50. Ama 49 kişilik SUK Yürütme Kurulu’nda sadece 12 üyemiz var Yönetim Kurulu’nda da 12 kişinin sadece 2’si MK üyesi. Bize göre şimdi sandalye yarışı yapılacak zaman değil” cevabını verdi.

Suriye Ulusal Konseyi’nin (SUK) Suriye içerisinde desteğinin olmadığı yönündeki eleştirileri de doğrulayan Şukfa, “Doğrudur, Suriye içinde şu andaki etkisi zayıf. Bunun daha sağlıklı olması için çaba içindeyiz” diye konuştu.

Riyad el Şukfa’nın bir yandan Müslüman Kardeşler’in halk içerisinde yüzde 50 desteğinin olduğunu iddia etmesi, diğer yandan Müslüman Kardeşler’in de içerisinde yer aldığı Suriyeli muhaliflerin çatı örgütü SUK’un Suriye’de güçsüz olduğunu kabul etmesi kafalarda soru işaretleri yarattı.

‘Birkaç kontrol dışı olay bizi de rahatsız etti’
Muhaliflerin şiddet uyguladığına dair raporların olduğunu hatırlatan Çakırözere’e Şukfa, “Doğru, birkaç kontrol dışı olay bizi de rahatsız etti. Bu görüntüler üzerine artık ele geçirdiğimiz semtlerde muhalefet içinde mahkemeler oluşturuyoruz. Esirlere ne yapılacak buna mahkemeler karar veriyor” cevabını verdi.

Bahsedilen mahkemeler ise daha önce siviller için verdiği infaz kararlarıyla gündeme gelmişti.

‘Şii hilalinin belini kıracağız’
Esad ailesinin başa geçince azınlık politikalarına yöneldiğini iddia eden Şukfa, bu duruma örnek olarak Suriye’nin İran ve Lübnan Hizbullahı’yla kurduğu ilişkileri gösterdi.

Kendilerinin mezhepçi bir politika izlemeyeceğini öne süren Şukfa, sözleriyle çelişir bir biçimde, “Bölgede bir ‘Şii hilali’ oluşturdular. Esad rejimi çöktüğünde bu plan da çökecek. Şii hilalinin belini kıracağız” dedi.

Kürt meselesinde dil ortaklığı
Şukfa’nın Kürt meselesi konusunda söyledikleri de Müslüman kardeşler ile Türkiye arasında yakalanan frekansın boyutlarını yansıtması açısından önemli.

Şukfa’ya göre Suriye Kürdistanı'nda herhangi bir otonom-özerk bölge yok, Esad da kurduğu kamplarda PKK’lileri eğitiyor.

Barış isteyenleri sorguya çekti
Hatay’da güçlü bir dinamik haline gelen savaş karşıtlığı ve kardeşlik talebini değerlendiren Şukfa, Hatay’da yaşananların sebebini Esad ajanlarının Hatay’daki Nusayrileri ve Sünnileri kışkırtarak dünyanın ilgisini Suriye’den Türkiye’ye kaydırmak istemesi olarak gösterdi.

Çakırözer’in “Türk halkının yarıdan fazlasının hükümetin Suriye politikasına karşı olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Şukfa, barış isteyenleri sorguya çekerek cevap verdi, ” Karşı çıkanlara sormak lazım: Katliam ve bombardımandan kaçan insanları Türkiye almasın, yardım yapmasın mı? Türk hükümeti bugüne kadar olaya çok da abartılı karışmadı. Sadece insanlığın gereğini yaptı. Bu yaptıkları unutulmayacak, rejim değişince ilişkiler düzelecek” dedi.

‘Türkiye Müslüman Kardeşler dosyasını Esad'ın önüne çok önceden koydu’
Erdoğan ve Esad’ın daha önce kurduğu yakın ilişkiyi değerlendiren Şukfa, “Erdoğan ve Davutoğlu’nun rejim ile yakınlaşmasından rahatsız olmadık. Çünkü Erdoğan’ın iyi niyetli olduğunu, bizi kolladığını biliyorduk. Daha o günlerde Müslüman Kardeşler dosyasını Esad’ın önüne koyduğunu biliyorduk” cevabını verdi.

‘Müdahale istedik olmadı, şimdi uçuşa yasak bölge istiyoruz’
Türkiye’den daha önce tampon bölge kurmasını ve Suriye’ye müdahale etmesini istediklerini söyleyen Şukfa, “Uluslararası toplum karşı çıkıyor. Tampon bölge de askeri müdahale de istemiyoruz. Ama istediğimiz tek bir şey var: Suriye üzerinde uçuş yasağı ilan edilmesi. Türkiye’den tek başına değil, ama uluslararası toplumu baskıyla ortak noktaya getirmesini ve bir uçuş yasağı sağlamasını istiyoruz” dedi.

‘Esad giderse cihatçılar da gidecek’
Suriye’de bulunan uluslararası cihadçıların varlığıyla ilgili de konuşan Şukfa, “Şimdi orada herkes var. El Kaide de var, Selefiler de var. Ama sayıları elle sayılacak kadar az. Onlar Suriye’yi temsil etmiyor. Suriye halkı şiddete karşı bir halktır. Radikal şiddete başvuranların ülkemize girmesinden rahatsızız. Esad gittikten sonra da Suriye’de yerleri olmayacak” dedi.

Şukfa bu söyledikleriyle hem yaşanan şiddet olaylarının sorumluluğunu uluslararası cihatçılara yıktı, hem de Esad’ı devirmek için onların varlığına ihtiyaç duyduklarını itiraf etti.

'2-3 kişilik gruplar Arapları temsil etmiyor'
Çakırözer’in “Libya’da ABD büyükelçisinin öldürülmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Şukfa, filmin yayınlanmaması gerektiğini ancak ABD elçiliklerine dönük şiddeti de tasvip etmediklerini söyleyerek cevap verdi. Şukfa’ya göre ABD elçiliklerine saldıran 2-3 kişilik gruplar Arap toplumunu temsil etmiyor.

Böylece bir çok islami hareket gibi Suriye Müslüman Kardeşleri de saldırıyı düzenleyen grupları işaret ederek, ABD'ye "biz onlar gibi" değiliz mesajı verdi.

‘Para ve silah istiyoruz’
Şukfa ABD’den yardım alıp almadıkları sorusunu da şöyle yanıtladı:

“ABD başta Arap Baharı’na karşıydı. Ne zaman ki başarıyla gerçekleşmeye başladı, iktidarlar devrildi gelen yönetimleri desteklemeye başladılar. Yani Arap halkları ABD’yi desteğe zorladı. Suriye konusunda ise sözde Esad’a karşılar, ama iş yardıma gelince, ne maddi yardım ne de silah veriyorlar. Tampon bölge ve uçuşa yasak bölgeyi de desteklemiyorlar. ABD’nin uyguladığı fiili politikalar Esad’ın ömrünü uzatıyor.”

ABD’ye Müslüman Kardeşler’den korkmama çağrısı da yapan Şufka şunları söyledi:

“Müslüman Kardeşler’den korkulacak bir şey yok. Esad sonrasında yapılacak seçimlerde iktidar olursak tüm etnik yapılara eşit davranacağız. Çoğulculuğu ilke edineceğiz. Ama sanırım Amerika gibi ülkeler Müslüman Kardeşler’den değil Müslümanlardan korkuyor. Kendi çıkarlarına hizmet edecek bir yönetimi destekler, ama İslama hizmet edecek bir yönetimden korkarlar. Suriye’de demokrasi olacaksa halka güvenmek zorundalar. Eğer liberaller yeterli oyu toplarsa biz onların iktidarına saygılı olacağız.”

(soL-Haber Merkezi)