Özelleştirme çetesi 'Yavru Vatan'da...

Türkiye, "yavru vatan" Kuzey Kıbrıs'a yağma politikalarını da transfer etti. Uzun yıllar yüzde 50 oranında devlet şirketi Türk Hava Yolları'nın hissesine sahip olduğu KTHY, uygulanan "özelleştirme stratejisi" ile iflas noktasına sürüklendi.

Türkiye'de faaliyet gösteren AtlasJet Hava Yolları'nın, iflas noktasında olan ve işletme ruhsatı Türkiye Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından 21 Haziran 2010 tarihinden itibaren üç ay süreyle askıya alınan Kıbrıs Türk Hava Yolları'na (KTHY) işletme ortağı olduğu bildirildi.

KTHY Genel Kurulu'nun dün yaptığı toplantıda, Atlasjet'in teklifinin daha uygun bulunduğu belirtilirken, bu görüş KKTC Bakanlar Kurulu'na iletildi. Bakanlar Kurulu da KTHY Genel Kurulu'nun bu kararını onaylarak, söz konusu ortaklığı tescilledi.

Onaylanan kararla, AtlasJet şirkete 5 yıl süreyle yüzde 50-50 oranında işletme ortağı olacak. Söz konusu ortaklığın şirketin yönetimi konusunda nasıl bir avantaj sağlayacağı ve bu ortaklık karşılığında şirkete aktaracağı kaynağın büyüklüğü merak konusu.

"Şirket ve çalışanlarının anlayışı bozuk"
Kuzey Kıbrıs Başbakanı İrsen Küçük'ün kamuoyuna açıkladığı ortaklık anlaşması ile ilgili, "KTHY Genel Kurulu'nun, Atlesjet'le uygun bulduğu 5 yıllık işletme ortaklığı teklifinin Bakanlar Kurulu tarafından da onaylandığını" kaydetti.

Küçük yaptığı açıklamada, hükümetin şirketin düzlüğe çıkması için elinden geleni yaptığını vurgularken, "buna rağmen şirketin mali yapısında düzelme olmadığını, borçlarının arttığını, çalışanlarının durumunun ise çelişkili olduğunu ve grevler yaptığını, iki kez grevi yasakladıklarını" belirtti.

"Şirketin ve şirket çalışanlarının düzgün bir anlayış içerisinde olduğunu söylemenin mümkün olmadığını" söyleyen Küçük, "şirketin bugünkü durumuna sürüklenmek mecburiyetinde bırakıldığını" ileri sürdü.

KTHY batık duruma getirildi
soL'da Kıbrıs üzerine yazan Emine Tahsin, KTHY'nin batık duruma gelmesine neden olarak, şirketi özelleştirmeye hazırlamak için bir süredir uygulanan yanlış politikalara işaret etmişti.

Buna göre, KTHY'de UBP hükümeti döneminde işe alınan 5 üst düzey yöneticiye 400 bin dolar tutarında maaş verildiği belirtiliyor. İstihdam politikalarının ötesinde, şirketin kârının önemli bir bölümünü belirli acentalara aktaran bir politika izlendiği biliniyor. Acentalar şirketin kârının önemli bir bölümüne el koyuyor, ucuz bilet satışları, promosyonlardan yararlanıyorlar. Dünya havacılık sektörünün krizde olduğu bir dönemde ihalesiz alımlar ve de ihtiyaçlarının üzerinde uçak kiralama işlemleri ile KTHY’nin zararını artıran diğer unsurlar.

KTHY'nin batışının perde arkası
Emine Tahsin, 29 Mart 2010 tarihinde ise "KTHY’deki AKP eli ve özelleştirmeler" başlıklı yazısında, şirketin kurulduğu günden bugüne Türkiye'deki özelleştirmeci hükümetler eliyle yolsuzluk batağına nasıl sürüklendiğine ve oluşan dev zararın nedenlerine değinmişti:

"KTHY Aralık 1974‘te kuruldu. Kuruluşunda hisselerin yüzde 50’si Kıbrıs Türk Cemaat Meclisi Konsolide Fonu İnkişaf Sandığı’na diğer yüzde 50’si Türk Hava Yolları'na verildi. Ancak THY’nin bir altın hissesi olması dolayısı ile yönetim kurulunun 5 üyesinden 3’ ü THY tarafından atandı. Türkiye'deki hükümetler zaman zaman belli kişileri ödüllendirmek amacı ile bu görevlere atarken, Mesut Yılmaz döneminde başlayan Ümit Utku dönemi şirketin çeşitli yolsuzluk iddiaları ile anılmasının başlangıcı oldu.

"Şaibeli isimlerin yöneticilik yaptığı ANAP döneminin ardından, AKP iktidarında da buna benzer bir süreç yaşandı. Maliye Bakanı olan Kemal Unakıtan'ın adı usulsüz işlere karışan yeğeni Zafer Yıldırım’ın KTHY Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür olarak atanması şirket adına yeni skandallara imza atılması anlamına geldi. Kimse Ankara’ya KTHY’yi çiftlik olarak görmeyin diyemedi. Hatta bu sürece uyum sağlandı.

"Şirket hisselerinin tümü 2005 yılında tamamıyla “KKTC'ye” devrolurken, yolsuzluk iddialarına yenileri eklenmeye devam etti. Bu kez adadaki yönetimlerin şirketin kaynaklarını kendi yandaşları lehine kullanmaları ön plana çıktı. İş alımlarının belirlenmesinde de siyasi rant kaygıları belirleyen oldu. Buna ek olarak rekabet koşullarına piyasa değerinin çok altında bilet satışları ile ayak uydurmayı deneyen şirketin zararı ikiye katlandı."

KTHY çalışanları grevde
Bu arada, KTHY uçuşlarının Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından önceki günden itibaren askıya alınmasının ardından dün sabah saat 04:30'dan itibaren KTHY çalışanları, Ercan Havaalimanı'nda grev başlattılar.

Greve çıkan KTHY çalışanlarının örgütlü olduğu Hava-Sen üyeleri, Başbakanlık önünde başlattıkları eylemi, dün öğleden sonra Ercan Havalimanı'na taşıdı.

Bu sırada havalimanı girişinde polisle tartışan, ardından da terminale girmek isteyen eylemcilerle polis arasında arbede çıktığı bildirildi. Yaşanan olaylarda bir KTHY çalışanı yaralanırken, bir çalışan da gözaltına alındı.

Başbakan İrsen Küçük'ün de açıkladığı üzere, AtlasJet ile dün yapılan anlaşmanın ardından, 200 çalışanın şirketle yolları ayrılacak.

Yolcuları da mağdur oldu
Öte yandan, KTHY'e ait bir uçağın 150 yolcusu, dün Adana'da mahsur kaldı. Yolcular, temin edilen bir başka uçakla Almanya'ya gönderildi.

Uçağı kiralayan tur firması yetkililerini arayarak tepkilerini gösteren yolcuların, daha sonra, yine firma tarafından temin edilen başka bir uçakla Almanya'nın Düsseldorf kentine gönderildiği açıklandı.

(soL-Haber Merkezi)