Obama'dan bize rahat yok

Ortadoğu, 8 yıldır Bush’tan yaka silkiyor. Peki, Obama döneminde rahatlayacak mı?

soL (DIŞ HABERLER) "Obama '08: Değişime inanabiliriz"... ABD'de Kasım ayında düzenlenecek başkanlık seçimlerinin muhtemel galibi Barack Obama'nın resmi seçim sloganı bu cümleden oluşuyor.

Ancak özellikle Haziran ayıyla birlikte başkanlık dönemine ilişkin somut mesajlar vermeye başlayan Obama, yeni dönemin dünya siyasetinin kilit noktasında bulunan Ortadoğu için pek de "yeni" bir aktör olmayacağını gösteriyor.

Utanç dolu sekiz yıllık Bush yönetiminin ardından, Amerikan toplumunda beliren iyimserlik rüzgarına binen Obama, özellikle bu rüzgarın çok güçlü olduğu ilk adaylık döneminden bu yana usta bir oyun sergiledi ve sergilemeye devam ediyor. Ancak Kasım ayına yaklaşıldıkça oyunun sonuna gelinmesi Obama'ya ilişkin gerçekleri de ortaya çıkarıyor.

Irak'tan çekilmek mi? Kim demiş...
Obama, tıpkı Müslüman olduğu iddiaları gibi, "Irak'tan çekilmeyi sağlayacağı" iddialarını da sükunetle karşılayarak kabul etmiş göründü.

Verdiği vaatlerle değil, Bush yönetiminden yorulan toplumun kendine atfettikleriyle yükselen Obama, "Siyah, Müslüman ve Irak'tan çekilme yanlısı" olarak tanındığı Eylül 2007'de dahi, en fazla, "ABD askerlerinin Irak'tan kademeli biçimde çekilebileceğini" dile getirebilmişti.

Ancak bu açıklamadan hemen üç ay sonra, ABD şirketlerinin Irak'taki varlıklarının kalıcı olmasını garanti altına alan 10303 sayılı Senato kararını sessizlikle karşılayan Obama, Şubat'ta "The Nation" dergisine yaptığı açıklamada, ABD şirketlerinin savaş bölgelerinde faaliyet göstermelerine karşı çıkmayacağını ve bu durumun süreceğini söyledi. Obama'nın, bu şirketlere örnek olarak, Irak'taki katliamlarıyla tanınan özel güvenlik şirketi Blackwater'ı göstermesi ise dikkat çekiciydi.

Obama, artık Irak'tan çekilmekten değil, Irak meselesine daha çok "odaklanmaktan" söz ediyor. Ancak bu ifadenin olumlu ya da olumsuz olduğuna karar vermeden önce, seçim kampanyasının resmi sitesinde, "Irak" başlığı altında yer alan şu satırlara dikkat etmek gerekiyor: "(Irak ve Afganistan savaşları konusunda, Bush'a göre) Benim değerlendirmem farklı oldu. Bence öncelik, Afganistan'daki savaşı bitirmeye verilmeliydi. 'İhtiyatsız' olarak gördüğüm Irak Savaşı'na karşı çıktım."

Obama, Irak'taki sorumluluğun 2009'dan itibaren Birleşmiş Milletler'e devredilmesi sürecinde, ABD'nin Irak hükümetiyle son dönemde girdiği onur kırıcı pazarlığı izlemekle yetiniyor ABD ordusu ve şirketlerinin kalıcı varlığı yönündeki düzenlemeleri zımnen onaylıyor.

Özetle Obama'nın seçilmesi durumunda ABD askerlerinin Körfez ülkeleri ve Mersin'den gemilere bindirilip ülkelerine geri döneceklerini düşünenleri büyük bir hayal kırıklığı bekliyor.

Filistin, Filistin olalı...
Obama'nın en net mesajlar verdiği başlık, İsrail-Filistin sorunu oldu.

Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi'nin (AIPAC) yıllık olarak düzenlediği "AIPAC Politika Konferansı"nın bu yılki buluşmasında söz alan Obama, "Kudüs, İsrail'in başkentidir ve bölünmez olarak kalmalıdır" diyerek, kendinden önceki tüm ABD başkanlarını, İsrail yanlılığında geride bıraktı.

İsrail hükümeti bile, 1967 yılında ilhak ettiği Kudüs'ün tamamı üzerinde resmi olarak hak iddia etmiyor.

Obama, toplantıda ayrıca "İsrail'in güvenliğinin ABD için çok önemli olduğunu" vurgularken, "Hamas'ın yalnızlaştırılmasının gerekliliğine" değindi.

"İran'a tüm gücümle yaptırım uygularım"
AIPAC toplantısında İran'a ilişkin de güçlü vurgularda bulunan Obama, "Bush gitti, sorun bitti" diye düşünenlere de "doyurucu" bir yanıt verdi.

"İran'ın nükleer silaha sahip olmasını önlemek için yetkim dahilinde gereken her şeyi yapacağım" diyen Obama, alkışlarla kesilen konuşmasında, "gereken her şeyi yapacağım" ifadesini üç kez yineledi. Obama'nın İran konusundaki tavrı, Bush'un gözü arkada gitmediği biçiminde yorumlanıyor.

Obama'nın konuşması İran'a saldırı gündeminin, eğer saldırı Bush'un son aylarında gerçekleşmezse, önümüzdeki döneme de devrolacağını gösteriyor.

İçeride eli rahat
Seçim kampanyasının son döneminde, rakip aday McCain yanlılarının "Obama aslında Müslüman" iddialarına yanıt vermek için, "koyu Hıristiyan" mesajlar veren Obama'nın, benzer bir eğilimi Ortadoğu politikasında da göstereceği tahmin ediliyor.

Bush'un selefi olarak "mimlenen" McCain ve "Gerekirse İran'ı yok ederiz" diyebilen Demokrat Hillary Clinton'un yükselttiği saldırganlık çıtası, Obama'nın mesajlarına önemli bir zemin sunuyor.

Biri Demokrat, diğeri Cumhuriyetçi iki rakip tarafından öne sürülen "Ulusal güvenlikte zaafiyete neden olacak" iddialarına yanıt verecek Obama'nın, çok daha kapsamlı bir saldırganlık dönemi başlatmak için elinin rahat olduğu biliniyor.

Obama'nın seçimlerden önceki bir tarihte geniş bir Avrupa ve Ortadoğu turuna çıkacağı biliniyor. Türkiye'yi de kapsaması muhtemel turda verilecek mesajların, Obama'dan ümitlenenler için gerçek bir hayal kırıklığı olacağına kesin gözüyle bakılıyor.