Müslüman Kardeşler’in şeyhi kolayını buldu: Esad yanlılarının hepsini öldürelim

Müslüman Kardeşler örgütünün Katar’da yaşayan şeyhi Yusuf el Karadavi, Suriye’deki çatışmalara “çözüm” buldu: Esad yanlılarını ayrım gözetmeden öldürün, nasılsa suçluyla suçsuz ahirette ayrılır!

Müslüman Kardeşler örgütünün ideolojik önderlerinden Yusuf el Karadavi, El Cezire’de yayınlanan programında Suriye’yle ilgili kan donduran sözler sarf etti. Esad yanlısı herkesin ayrım gözetilmeksizin “öldürülmesinin caiz olduğunu” savunan Karadavi, “masum olanların nasılsa ahirette hakkının verileceğini” söyledi.

Yeni Osmanlı sevdalılarından
Uzun yıllardır Katar’da yaşayan Mısırlı Karadavi, Müslüman Kardeşler’in ideolojik alandaki önderlerinden kabul ediliyor. Örgütün uluslararası şebekesini de yönettiği iddia edilen Karadavi, geçmişte Erdoğan hakkındaki övgü dolu sözleriyle de gündeme gelmişti.

Yusuf el Karadavi’nin başkanlığını yaptığı Müslüman Alimler Birliği, İsrail askerlerinin Mavi Marmara’da 9 Türk vatandaşını öldürmesinden sonra yayımladığı bildiride şunları söylemişti:

“Bütün kanatlarıyla asil Türk halkına selam olsun. Haklı davaları uğruna şehit olanlara başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Yeni bir filonun yola çıkmasını diliyorum. İsrail’in karşısına bir dağ gibi dikilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cesaretine ve onun arkasında durarak, Emad Uddin Zanaki, onun şehit oğlu Nur Uddin Mahmud ve öğrencisi Selahaddin el Eyyübi ile cihad bayrağını ilk kez yükselten Türk halkının tarihinde yeni bir sayfa açanlara selam olsun. Bu korku, Türkiye’nin düşmanlarının ona karşı bir komplo kurmalarına ve Türkiye’nin lideri Erdoğan’ı oyuna getirmeye çalışmalarına neden oldu. Bu nedenle İslam ümmeti Türkiye’nin yanında durmalı, Erdoğan’ı selamlamalı, zafer kazanmasını istemeli, onu güçlendirmeli ve ona arka çıkmalıdır. Konuşmak yetmez sözleri, Türk mallarını satın almak, Türk mallarını başkalarının mallarına tercih etmek, insanları Türkiye’ye, özellikle İstanbul’a seyahat etmeye teşvik etmek ve Türk fabrikalarına, kamu ve özel şirketlerine ve kuruluşlarına kapıları açmak gibi eylemlerin izlemesi gerekir. Bütün dünyadaki ümmetimizi bu aşamada, diğer blokların yanında kendi özüne ve gücüne dayanarak ayakta duracak büyük bir blok oluşturmaya çağırıyoruz. Bu blok, doğruluğun, adaletin ve insan haklarının bloku olacak, halk üzerinde vesayet kurulmasına karşı duracaktır.”

(soL-Dış Haberler)