Muhalefet, Batı ve Körfez ülkeleri Annan planını bozmak için uğraşıyorlar

Suriye'de Annan planı çerçevesinde 12 Nisan'da yürürlüğe giren ateşkesin bozulması için muhalifler ve Batı dünyasının bir hayli gayretli olduğu görülüyor. BM Genel Sekreteri de, gözlemci grubunun görevini etkisizleştirmek için uğraşıyor.

Suriye'de, BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın "barış planı" çerçevesinde 12 Nisan perşembe gününde yürürlüğe giren ateşkesin, bizzat gündeme getirenler tarafından bozulmaya çalışıldığı gelişmeler yaşanıyor. Silahlı muhaliflerin saldırılarının devam ettiği yönünde haberler görmezden gelinirken, gerek BM Genel Sekreteri Ban ki Moon'un, gerekse de Paris'te toplanan "Suriye'nin Dostları" toplantısından çıkan mesajlar, sürecin Suriye'ye yönelik baskının daha da artırılması için kullanıldığını gösteriyor.

Silahlı muhaliflerin saldırılarını haber vermek "suç"...
Bu arada ülkenin güneybatısında silahlı muhaliflerin Suriye güvenlik güçlerine yönelik saldırıları da devam ediyor. En son dün Youtube'a yüklenen bir video, Humus kentinde bombalama ve patlamaların yaşandığını gösterirken, devlet ajansı SANA da, ülkenin güneybatısında yer alan Dera kentinde silahlı muhalifler tarafından yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlaması nedeniyle 10 güvenlik personelinin yaşamını yitirdiği haberini verdi.

Suriye'deki iç karışıklığın başladığı 2011 Martı'ndan bu yana ölü ve yaralı sayıları konusunda ana akım medyanın referans aldığı şaibeli örgüt Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de, ateşkesin yürümeyeceği yönünde sürdürülen söyleme katkıda bulunmaktan geri kalmıyor. En son, ülke genelinde Cuma namazından sonra çıkan ülke genelinde yapıldığı iddia edilen yönetim karşıtı gösteriler düzenlendiğini ve güvenlik güçlerinin ateş açması sonucunda 15 kişinin öldüğünü ileri süren Londra merkezli örgüt, bazı camilerde askerlerin Cuma namazı kılması için sadece yaşlılara müsaade ettiğini, Humus ve Dera kentlerinde şiddetli patlamaların meydana geldiğini iddia etti.

Her iki tarafın da açıklamalarına yer veren ana akım medyada ise, Suriye yönetiminin bu haberleri ateşkesin yürümeyeceğine kanıt olarak göstermek istediği zannı yaratılırken, muhaliflerin iddiaları ise Suriye yönetimine baskı amacıyla kullanılıyor.

BM Genel Sekreteri, gözlem misyonunu dahi ortadan kaldırmaya çalışıyor
BM Genel Sekreteri Ban ki-Moon, Annan Planı'nın bozulmasına yönelik çalışma yürütenlerin başında geliyor. Moon'un, AP haber ajansının "ele geçirdiği" belirtilen, BM Güvenlik Konseyi'ne gönderdiği mektupta, ateşkesin başladığı tarihten bu yana şiddette ciddi bir düşüş olmakla birlikte son birkaç günde yeniden arttığını belirtti. Moon, 300 kişilik BM gözlem misyonunun Suriye’ye gönderilmesine karar vermeden önce ülkede ateşkesin uygulanıp uygulanmadığı dahil bütün gelişmeleri değerlendireceğini bildirdi.

Suriye yönetimini suçladığı görülen Ban, Annan’ın altı maddelik planının temel koşulu olmasına rağmen, askerlerin ve ağır silahların şehirlerden çekilmediğini iddia etti.

Geçtiğimiz gün yapılan NATO Dışişleri ve Savunma bakanları toplantısında konuşan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı ateşkese rağmen halkına saldırmakla suçladı. Clinton'ın, NATO'nun sürece dahil olacağı sinyalini verdiği toplantıda, bunun gerekçesinin de bizzat AKP hükümeti tarafından sunulduğunu açıkladı.

NATO'nun 4. maddesi gündemde
Clinton, "Suriye'deki bu çatışma NATO'nun sınırında gerçekleşiyor. Geçen hafta Türkiye ve Lübnan topraklarına sınır ötesinden ateş açıldı. NATO müttefikimiz Türkiye cömertçe ağırladığı sığınmacı akını yanında Suriye ateşinde kendi topraklarında iki kişinin hayatını kaybetmesi nedeniyle halihazırda zarar gördü. Gelişmeler karşısında çok yakın temasta olmaya devam edeceğiz. BM gözlemcilerinin ilk dilimi Suriye'ye daha yeni ayak basmışken ve BM Güvenlik Konseyi, Kofi Annan'ın altı maddelik planına bağlılığını teyit etmişken Esad rejiminin silahları İdlib ve diğer bölgelerde evlere ateş etmeyi sürdürüyor ve Suriyeliler ölmeye devam ediyor" demişti.

Hillary Clinton, "Suriye'nin Dostları"grubunun Paris'te gerçekleşen üçüncü zirvesindeki konuşmasında ise, Türkiye'nin NATO'nun güvenlikle ilgili danışma mekanizmasını düzenleyen 4. maddenin yürürlüğe girmesi için başvurmayı düşündüğünü söyledi. Clinton, "Türkiye son iki gündür bakanlar zirvemizde NATO ile Suriyeli sığınmacıların yükünü ve bir hafta önce sınırda Suriye'den Türkiye'ye ateş açılmasını görüştü. Türkiye, resmi olarak herhangi bir üyenin sınır bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliği tehdit edildiğinde NATO içinde danışma mekanizmasını harekete geçiren 4. maddeyi işletmeyi düşünüyor" dedi. Clinton, ABD ve Türkiye'nin yabancı ülkelerden gönderilen yardımın toplanması ve Suriye içindeki gruplara dağıtımı konusunda muhaliflere yardım etmek için sınıra yakın bir bölgede "yardım merkezi" kurabileceklerini de ekledi.

NATO'nun 4. maddesi çerçevesinde bir üye ülke ulusal güvenliği, sınır bütünlüğü ya da bağımsızlığı tehlike altına girmesi halinde istişareler için diğer üye ülkeleri toplantıya çağırabiliyor. 4. madde aynı zamanda NATO kurucu anlaşmasının 5. maddesi için bir ön şart olarak da görülüyor. 5. madde ise bir üye ülkeye yapılan saldırının tüm ülkelere yapılmış bir saldırı olarak kabul edilmesi anlamına geliyor. Türkiye-Suriye sınırında geçtiğimiz hafta yaşanan olayda, 5. maddenin işletilebileceği gündeme gelmişti.

Rusya ve Çin, BM gözlemci misyonunu öne çıkarıyor
Suriye yönetiminin ve muhaliflerin Annan Planı'na uyup uymadığını denetlemek için oluşturulan ve 25 kişiden oluşan BM gözlem heyeti, ülkenin pek çok yerinde incelemelerde bulunmak üzere geçtiğimiz günlerde göreve başlamıştı.

Rusya Dıişleri bakanı Sergei Lavrov, tüm tarafları, Annan Barış Planı ve BM Güvenlik Konseyi kararı etrafında birleşmeye çağırırken, Suriye'deki barışcı protestolara karışan yabancı silahlı grupların Annan Barış Planı'nı tehlikeye atan işler yaptığını ve BM Güvenlik Konseyi'nin, ülkedeki tüm grupları gözetim altına alacak yeni ve daha geniş kapsamlı bir gözlemci misyonu oluşturulması doğrultusunda karar alması gerektiğini söyledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı da, mevcut gözlemci heyetine katkıda bulunma yönünde istekli olduklarını açıkladı.

(soL-Dış Haberler)