Mısır'da eski tas, eski hamam mı?

Mısır'daki halk ayaklanması sonucunda Hüsnü Mübarek koltuğundan olurken, yönetimi ele alan ordunun eski Mübarek rejiminin devamcısı olduğu yolundaki kuşkular artıyor.

Mısır'da günler süren protestolar sonucunda devrilen Hüsnü Mübarek yönetiminin yerine ipleri ele alan ordu, bu zamana kadarki performansı ile Mübarek rejiminin devamcısı görüntüsü çiziyor. Bunun yanında ülkeyi kontrol eden komuta kademesi, uzun yıllar boyunca Mübarek'in destekçiliğini sürdürmüştü.

Ordu, ayaklanmayı bitirdi
Mısır ordusunun rütbeli komutanları Mübarek'in "has adamları" olarak biliniyorlardı. Ayaklanma sırasında "halkın koruyucusu" ve "tarafsız" bir özne olarak kendisini gösteren asker, muhalefet lideri Muhammed El Baradey'in şahsında olduğu gibi, özel bir "halkla ilişkiler" faaliyeti yürütmüş ve isyanın yanındaymışçasına bir görüntü vermişti. Bununla birlikte, rejimin el değiştirmesi üzerine ordunun işkenceleri ve halk düşmanlığı da su yüzüne çıkmış, Mübarek'i devirdikten sonra meydanlardan çekilmeye razı olmayan halkı tehdit edilmiş, işçi sınıfının ayaklanmaya destek için yaptığı grevler zor yoluyla dağıtılmıştı. Uzunca bir süre halk ile Mübarek arasında yaşanan "pat" durumu, aslında daha ayaklanma sırasında askeri bir yönetime açılan kapı olarak yorumlanmıştı.

Generaller yönetimi
Mısır ordusu, uzun yıllar Mübarek destekçiliği yapmasının yanında, zaten Mübarek'in kendisi ve kabine üyeleriyle birlikte iktidarda temsil ediliyordu. Hüsnü Mübarek'in görevlendirdiği birçok üst düzey yönetici, emekli olmuş generallerden seçiliyordu. Mübarek'in kendisi eski bir hava kuvvetleri subayıydı, ayaklanma sırasında başbakanlığa getirilen Ömer Süleyman istihbarat servisi başkanı eski bir generaliydi, Ahmet el Şefik hava kuvvetleri komutanıydı, Muhammed Hüseyin Tantavi de bir ordu generaliydi.

ABD ile ilişkiler
Hepsinden ötesi, Mısır ordusunun ABD ile daha önceden kurulmuş sıkı ilişkileri devam ettiriyor olması. ABD'nin İsrail'den sonra en fazla askeri yardım yaptığı ülke olan Mısır, ayaklanma sırasında ABD'den gelen yardımların kesilip kesilmeyeceği tartışmalarına sahne olmuştu. Bir süre kararsız kalan Obama yönetimi hibelerin korunmasına karar vermişti. Zaten ayaklanma başladığında, Mısır Genelkurmay Başkanı Sami Hafız Enan Vaşington'a "önceden planlanmış" bir ziyaret gerçekleştirmekteydi. Bu ziyarette ABD'nin, Enan'a, Mısır ordusundan ne beklediklerini ilettiği tahmin ediliyor.

Orduya 'kelepir'
Bunların yanı sıra, Mısır ordusu ve yüksek komuta kademesi, uzun süredir büyük sermaye ile sıkı bir ilişki içerisinde. 1990'lı yıllarda özelleştirme rüzgarları Mısır'da esmeye başladığında, ordu generallerinin devlet işletmelerini "kelepir" fiyatlarla satın aldığı, türlü rüşvet tezgahlarının planlandığı ve bankalardan düşük faizli krediler çekebildikleri herkes tarafından biliniyor. Piyasaya göbekten bağlı Mısır ordusunun, yoksulluğa ve eşitsizliğe karşı gerçekleşen bir halk ayaklanmasının arkasında duramayacağı, bu açıdan da Mübarek rejiminin "yenilenmiş" olarak devam edeceği ortaya çıkmış durumda.

(soL - Dış Haberler)