Mahmud Abbas 'insani yardım' için Küba ile ajan pazarlığına kalkışmış

Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın, 147 milyon dolarlık ABD “insani yardım”ı üzerindeki durdurma kararını geri çektirebilmek için, Küba devleti tarafından karşı-devrimci faaliyetleri nedeniyle 2009’da tutuklanmış bir ABD ajanının serbest bırakılması yönünde girişimde bulunduğu ortaya çıktı.

Filistin merkezli Ma’an haber ajansından George Hale’in, Abbas muhalifi In Light Press haber sitesi tarafından sızdırılan elektronik posta mesajlarını kaynak gösterdiği haberine göre, Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, İsrailli bir “barış aktivisti” olan Gershon Baskin aracılığıyla Küba Devlet Başkanı Raul Castro’ya pek de alışıldık olmayan bir talepte bulundu. Bu talep, 2009 yılında Küba devleti tarafından karşı-devrimci muhalefetle işbirliği yaptığı gerekçesiyle tutuklanan ve 15 yıl hapis cezasına çarptırılan ABD ajanı Alan Gross’un serbest bırakılmasıydı.

Mayıs ayında Filistinli bir bakanın elektronik posta hesabından çalınan mesajların, Abbas’ın bu talebi neyin karşılığında yönelttiğine ilişkin ipucu verdiği belirtiliyor. Haberde Filistinli yetkililerin ABD’nin Filistin’e ayrıldığı 147 milyon dolarlık “insani yardım” paketini durdurma kararını geri aldırması için Küba kökenli bir Kongre üyesi olan Cumhuriyetçi Ileana Ros-Lehtinen’i ikna etmeye çalıştığı öne sürülüyor. Aynı zamanda Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı olan Ros-Lehtinen, Küba devriminden kaçan bir ailenin kızı olarak Obama yönetiminin Küba ile ilişkilerde daha “diplomatik” bir pozisyon almasını şiddetle eleştiren Kongre üyelerinden birisiydi. Ros-Lehtinen, geçtiğimiz Ağustos ayında Filistin Yönetimi’nin BM’de tanınması talebine karşı çıkarak bu ülkeye yönelik 147 milyon dolarlık yardımın durdurulmasına neden olmuştu. Nisan ayında ise ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton durdurma kararına uymayarak yardımın gönderilmesi için talimat vermişti.

Ancak Ma’an ajansının asıl dikkat çektiği nokta, Abbas’ın Baskin üzerinden Kübalı yetkililerle bağlantı kurmasından üç hafta sonra, Ros-Lehtinen’in Filistin’e yönelik yardım paketinin 89 milyon dolarlık kısmını serbest bırakmayı kabul etmiş olmasıydı. Habere göre 23 Mart’ta Ros-Lehtinen, Clinton’a yazdığı mektupta bundan böyle su, gıda ve sağlık yardımlarının dağıtılmasına itiraz etmeyeceğini söylüyordu.

Filistinli yetkililerin arabulucu Gershon Baskin’le iç yazışmalarını sızdıran In Light Press sitesi söz konusu pazarlıkların, Abbas’ın ve bakan Mahmud Habaş’ın İsrail cezaevlerinde açlık grevinde olan Filistinli direnişçilere karşı olan kayıtsızlıklarının bir göstergesi olduğunu yazdı.

Gershon Baskin ise, kendisiyle yapılan bir röportajda, kendi ismini içeren mesajların gerçek olduğunu ve mesajlarda ismi geçen “Kongre üyesi kadın”ın Ros-Lehtinen olduğunu kabul etti. Ros-Lehtinen’in “olağanüstü derecede” Castro karşıtı ve aynı şekilde Filistin karşıtı olduğunu belirten Baskin, “[Ros-Lehtinen’in] Abbas ve Filistin halkına ilişkin fikirlerini değiştirmek istediğini” iddia etti ve “Her ne kadar görüşmeler başarısızlıkla sonuçlanmış olsa da, Ebu Mazen [Abbas] oldukça iyi, insani bir jestte bulunmuş oldu” şeklinde konuştu.

Baskin ayrıca, Küba devletinin herhangi bir anlaşmaya yanaşmadığını söyledi. İsrailli arabulucunun iddiasına göre Castro, Abbas’ın teklifine “standart” yanıtını verdi ve ABD’nin beş Kübalı tutsağı serbest bırakması gerektiğini, oysa yalnızca birini serbest bırakmayı kabul ettiğini söyledi.

Bu arada Ma’an’ın haberinde Baskin’in daha önce de Hamas’ın elinde tutsak olan bir İsrail askerinin serbest bırakılmasına karşılık İsrail’in 1,000 Filistinli tutsağı serbest bırakmasına yönelik olarak İsrail-Hamas arasında yürütülen pazarlıkları başlatan kişi olduğu belirtiliyor.

Alan Gross’un Küba’da ne işi vardı?
ABD ve Gross’un destekçileri, Gross’un yalnızca bir “müteahhit” (yüklenici) olduğunu ve Küba’da yaşayan Yahudilerin daha iyi bir internet bağlantısı kurmalarına yardımcı olmak için Küba’da bulunduğunu iddia ediyor.

Oysa Gross’un hükümet kurumlarına geçtiği ve 12 Şubat’ta Associated Press (AP) tarafından ifşa edilen raporlar, aldığı riskin farkında olan bir kişiyi betimliyordu. AP’ye göre Gross, ABD’nin uluslararası “insani yardım” kuruluşu olan ve Dışişleri Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’na (USAID) gönderdiği bir raporda “uydu sinyallerinin saptanması bir felaket olur” şeklinde uyarıda bulunmuştu. Ayrıca Gross’un cep telefonundan çıkan çip, kullanıcının kimliği tespit edilmeden uydu telefon bağlantıları yapabilmesini sağlıyordu. Aynı kaynağa göre Gross, bazı ABD’li Yahudilerden Küba’ya kaçak yollarla elektronik ekipman getirmelerini ve bunları kaldığı otelde kendisine vermelerini istiyordu.

The Jewish Daily'nin haberine göre ise Gross, 500 bin dolarlık bir sözleşme ile Küba’da USAID için çalışmak üzere bu ülkeye gönderilmişti.

ABD’li yazar ve yönetmen Saul Landau’nun yazdıkları ise Alan Gross üzerindeki şüpheleri arttırıyordu:

"Alan Gross, Dışişleri Bakanlığı’na bağlı USAID’le anlaşmalı bir firma için müteahhit olarak çalışıyordu. Onların görevi, özü itibariyle, Küba’da bir rejim değişikliğine destek vermekti. Bu, kanunlarda yazıyor ve onların bu iş için paraları var. Alan’ın görevi, rejim karşıtlarıyla birlikte, uydu telefonları ve dizüstü bilgisayarlar üzerinden işleyen, takibi ve çözülmesi imkânsız, son derece karmaşık iletişim sistemleri kurmaktı. […] Bahaneleri ise, Gross’un masum olduğu, zira onun tek yapmaya çalıştığının, Yahudilerin daha iyi internet erişimine sahip olmasına yardım etmek olduğu yönünde. Bu tamamen saçmalık… Artık Gross’un karısı bile onun suçlu olduğunu söylüyor."

Küba Haber Ajansı (ACN), 12 Mart tarihli haberinde Gross’un, devletin kontrolünün dışında iletişim sistemleri kurmaya çalıştığı ve ABD hükümetinin Küba Devrimi’ni yok etme projesine hizmet ettiği yönünde belgelere ve tanıklara dayanarak Yüksek Halk Mahkemesi tarafından 15 yıl hapis cezasına çarptırıldığını duyuruyordu.

(soL – Dış Haberler)