Libya'ya müdahale planlarının geçmişi isyanın öncesine gidiyor

Batı Kaddafi'ye karşı müdahale kanallarını hep açık tuttu. Bir yandan ehlileştirilmeye çalışılan Kaddafi, bir yandan ortadan kaldırılmaya çalışılıyordu. İngiltere bu uğurda El Kaide'yle bile işbirliği yaptı. Fransa ise son saldırının hazırlıklarına aylar öncesinden başlamıştı.

Global Research’te yayımlanan iki yazı, Fransa'nın Libya'ya müdahale hazırlıklarına aylar öncesinden başladığını, ABD ve İngiltere'nin yıllar önce Libya’ya müdahale girişiminde bulunduğunu ortaya koydu.

ABD yıllardır bahane arıyor
Yıllardır Libya’da yaşayan asker Gerald Perreira, Global Reserach’te yayımlanan yazısında, batılı güçlerin Libya’ya operasyon düzenlemek için bahane olarak öne sürdüğü gerekçelerin yeni olmadığını vurguladı.

Perreira, ilk olarak 1986’da ABD’nin Libya’yı Berlin’deki bir diskoyu bombalamakla suçladığını ancak olayın Libya ile ilgisi olmadığını söyledi. Perreira, ABD Başkanı Ronald Reagan döneminde, Kaddafi’ye Trablus’taki konutunda suikast düzenlendiğini de hatırlattı. İlgili saldırıda Kaddafi’nin kızı ve 100’ün üzerinde Libyalı'nın hayatını kaybettiğini yazdı.

1988’de başka bir bombalama olayından sorumlu tutulan Libya yönetimine yönelik suikast girişimleri devam etmişti. 1996’da İngiltere istihbarat servisi, Kaddafi’ye suikast düzenlemeleri El Kaide bağlantılı bir gruba 100 bin dolar ödemişti. Bombanın Kaddafi’nin konutunun önündeki başka bir araca yerleştirilmesi sonucu Kaddafi saldırıdan yara almadan kurtulmuş, birkaç kişi hayatını kaybetmişti.

İngiltere’nin Libya’daki dinci gruplarla bağı var

Perreira, İngiliz istihbaratından David Shayler’ın itiraflarından da örnekler verdi. Shayler’in iddiasına göre, 1990’larda İngiltere, Usame Bin Ladin’e yakınlığı ile bilinen kişiler tarafından yönetilen Libya İslami Mücadele Örgütü ile ortak çalışıyordu.

Shayler’e göre, Libya, İngiltere’yi örgütün Bin Ladin’le bağlantısı hakkında sayısız kez uyarmış, ancak İngiltere işbirliği yaptığı bu örgüt ile ilgili uyarılara kulak tıkamıştı.

ABD hükümetinin kırmızı bültenle arananlar listesindeki isimlerden El Kaide yöneticisi Anas el Libi’nin İngiltere’ye siyasi sığınmacı olarak alınması ve 1996’dan 2000’e kadar Manchester’da yaşaması bu işbirliğinin bir parçası olarak yorumlanmıştı.

Perreira, yazısında, İngiltere’nin Libya’daki aşırı dinci direnişçilerle bağının uzun yıllardır devam ettiğini vurguladı.

Fransa aylardır işgale hazırlanıyor
İtalyan gazeteci Franco Bechis’in iddialarına yer verilen bir başka yazıda ise Fransa’nın Libya’yı işgal etmek üzere Kasım 2010’dan beri hazırlık yaptığı ifade edildi. İtalya istihbarat kaynaklarına dayanılarak ortaya atılan bu iddia, Fransa’nın aylardır Libya’ya operasyon düzenlemeyi planladığını ortaya koydu.

İtalyan belgelerinde, Kaddafi'nin eski protokol şefi Nuri Mesrami’nin Fransız istihbaratı için çalıştığı ve Kaddafi’ye karşı operasyonları yöneten kişi olduğu belirtildi. İtalyanlar, Fransa’nın Kasım 2010’da Libya’ya yönelik operasyon başlatma niyetinde olduğunu ifade etti.

İtalyan kaynaklarında, Mesmari’nin Libya ile ilgili olarak adeta Wikileaks gibi görev yaptığı çünkü Libya yönetimi ile ilgili düzenli bilgilendirmelerde bulunduğu belirtildi. Mesmari’nin sızdırdıkları arasında Kaddafi ile ilgili bilgilerin yanı sıra, Fransız yetkililerin Libya’da irtibat kurabileceği kişilere dair bilgiler yer aldı. Libya’da Fransız istihbaratının etkin şekilde görev yaptığı ve orduda Fransız subaylar bulunduğu da ifade edildi.

28 Kasım 2010’da Libya hükümeti Fransız istihbaratının etkin adamı Mesrami ile ilgili yakalama kararı çıkarttı. Ülke dışına çıkış yasağı getirilen Mesrami’nin yakalanması ile bizzat Dışişleri Bakanı Musa Kousa ilgileniyordu.

2 Aralık’ta Fransa Kaddafi işbirlikçisi bir üst düzey yetkiliyi tutukladığını duyurdu. Aynı tarihlerde Mesrami’nin Fransa’da olduğu ortaya çıktı. Kaddafi, Mesrami’ye ülkeye dönme çağrısında bulundu.

16 Aralık’ta kendisiyle görüşmek üzere Mesrami’nin kaldığı otele giden Libya devlet televizyonu başkanı Adullah Mansur tutuklandı.

23 Aralık’ta, Libya’dan üç kişilik bir heyet Mesrami ile görüşmek üzere Fransa’ya gitti. Heyetteki üç isim birkaç hafta sonra Bingazi’deki protestoları örgütleyenlerin başında geliyordu.

(soL - Dış Haberler)