Libya'da CIA ve El Kaide el ele

Libya'da Kaddafi hükümetini deviren isyancıların El Kaide ve CIA bağlantılarına dair yeni iddialar ortaya atılıyor. Bu iddialar, aynı zamanda ABD'nin "eski düşmanlarını" nasıl dost olarak devşirdiğini de kanıtlıyor.

Aşağıda okuyacağınız makale, Michel Chossudovsky'nin globalresearch.ca internet sitesindeki "The 'Liberation' of Libya: NATO Special Forces and Al Qaeda Join Hands" isimli makalesinin çevirisidir. Chossudovsky'nin bu makalesinden başka, Libya'daki El Kaide ile ABD arasındaki ilişkiye değindiğimiz haberlere soL'da da yer vermiştik. Chossudovsky'nin makalesinde de ismi geçen Abdülhakim Belhac ile ilgili soL haberi: Libya "devriminin" kahramanı: Abdülhakim Belhac

NATO özel kuvvetlerinin denetimdeki El Kaide milisleri “ileri demokrasi” isyancılarına öncülük ediyor ve Trablus’un “özgürleşmesi” Libya İslamcı Savaş Grupları’nın (LIFG) “eski” üyeleri tarafından gerçekleştirildi. Cihatçılar ve NATO işbirliği içerisinde çalışıyor ve El Kaide’nin “eski” birlikleri “ileri demokrasi” isyanının omurgasını oluşturuyor.

Amerikan donanması, özel İngiliz SAS kuvvetleri ve Fransız lejyonerlerinin oluşturduğu bu özel kuvvetlerin, Kaddafi’nin Trablus’taki karargâhı Bab el Aziziye’nin de yer aldığı önemli devlet binalarına karşı yürütülen büyük operasyonların arkasında yer aldığı rapor ediliyor. Bu raporlar, İngiliz SAS’larının hava harekatının başlangıcı öncesinde Doğu Libya topraklarında olduğunu doğruluyor. Özel kuvvetler NATO hava harekâtı ile yakın koordinasyon içinde ve “yüksek eğitimli birlikler” Libya ordusu hakkında gün ve gün bilgi elde etme misyonu taşıyor.

“Eski” cihatçılar komutasındaki, NATO özel kuvvetler ve CIA destekli, İslami birlikler hava harekâtı ile desteklenen kara savaşının temelini oluşturuyor. Geri kalan isyancı güçler ise gençlerin de içinde bulunduğu eğitimsiz, sorumsuz silahlı soygunculardan oluşuyor ki bunlar panik ve korku atmosferi yaratma amacına hizmet ediyor.

Bizim şu an uğraştığımız egemen bir devleti işgal etmek için planlanmış askeri bir operasyondur.

Gerçeğin katli: Batı medyasının rolü
Batı medyası savaşın başlıca aracını oluşturuyor ve NATO’nun savaş suçları gizleniyor.
“Özgürlük” hikâyeleri ve “ileri demokrasi karşıtları” milyonlarca insanın zihnine işleniyor. Buna “NATO mutabakatı” deniyor. Atlantik ittifakının “insani yetkisini” denetiminde tutan NATO mutabakatına meydan okunamaz. Sivil yerleşim alanlarının bombalanması hem değersiz kılınır hem de zikredilmez.

Gerçeğin katli askeri gündemlerin ayrılmaz parçasıdır. Gerçekler alt üst edilir. Yalan hakikat haline gelir. Böylelikle, NATO mutabakatı geniş planı ile İspanyol Engizisyonunu gölgede bırakır hale gelir.

Suçluların Libya işgalinden bahsedilmez ve Trablus’ta gerçekten ne olduğunu bildiren bağımsız gazetecilerin yaşamları ise tehdit altındadır.

Özgürleşme ya da İşgal? Batı medyası, askeri operasyonların doğasını kamufle ederek ve NATO zulmünü görmezden gelerek, Geçiş Konseyi’nin meşruluğunu ve uluslar arası alanda kabulünü elde etmesi için yardım ediyor. Konsey’in uluslar arası alanda kabul edilmesi batı medyasının desteği olmadan mevcut hale gelemezdi.

NATO özel kuvvetleri ve istihbarat ajanları karada Libya merkezine yapılan bombardımanlara katılan askeri plancılar ile sürekli irtibat halinde bulunuyor.

“Trablus’un özgürleşmesinde” El Kaide’nin merkezi rolü
CNN’den teröristlerin pişman olduklarını ve “eski teröristlerin” artık “terörist” olmadıklarını öğreniyoruz.

LIFG’nin yasaklandığı söylenmektedir. Onların şiddeti inkâr etmesinin ardından, eski LIFG liderleri Değişim için İslami Hareket adında yeni bir politik örgütlülük yarattılar. CNN’e göre bu politik örgütlülük, gelecekteki demokratik süreç için çalışmaya kendini adamak anlamına gelmektedir. “Değişim için Libyalı İslami Hareket feshedilmiş Libyalı İslami Savaş Grubu’nun eski üyelerinden (CIA destekli) ibarettir.” (Reuters, 26 Ağustos 2011)

Eski “kötü çocuklar” (teröristler) “terörle mücadeleye” kendini adamış “iyi çocuklar” olarak yansıtılıyor. Birçok isyan birliğinde liderlik pozisyonlarında olan Libya İslami Savaş Grubu’nun (LIFG) “eski” üyeleri “ileri demokrasi aktivistleri” olarak resmediliyor.

CIA El Kaide üyelerini destekledi ve LIFG CIA’in desteklediği ileri demokrasi isyanını destekleyen Değişim için İslami Hareket’e dönüştürüldü.

LIFG ne zaman yasaklandı?

Libya İslami Savaş Grubu Haziran 2011’e kadar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin terör örgütü listesindeydi. 21 Haziran 2011’de ise terör örgütlerinin listesi BM Güvenlik Konseyi’nin web sitesinden kayboldu ve site hala yenilenmeyi bekliyor.

Libya’nın İslamcı birliklerine kim öncülük ediyor?
Son raporlar Mart ayının ortasından bu yana olan “isyan” ile ilgili başından beri bilinenlerini ve belgelenenlerini onaylıyor. Önemli askeri komuta pozisyonlarının Libya İslami Mücadele Grubu’nun “eski” komutanları tarafından tutuluyor.

Trablus’a yapılan saldırının komutanı olan Abdülhakim Belhac’a NATO’nun onayı ile Trablus’taki en önemli isyan birliklerinden biri emanet edildi.

CNN’e göre cihat hareketinin en tanınan figürü Sadık da tövbe edip terörizme karşı ileri demokrasiyi destekleyenler kervanına katıldı.

İsrail istihbarat raporlarına göre, LIFG komutanı Abdülhakim Belhac öncülüğünde “El Kaide birlikleri yanlıları” isyanın baskın gücünü Geçiş Konseyi’nin otoritesi geçersiz kılarak oluşturuyor. Bunlar Kaddafi’nin karargâhının da yer aldığı önemli binalarının kontrolünü ellerinde tutuyor.

LIFG şefi Abdülhakim Belhac şimdi “ Trablus Askeri Konseyi Komutanı” unvanına sahip ki kendisi askeri eğitimini CIA’in desteklediği Afganistan’daki gerilla kamplarında aldı. Emri altında bin kişi olduğu belirtiliyor.

ABD ve NATO koalisyonu cihatçıları silahlandırıyor. Sovyet-Afgan savaşından bu yana tarihsel olarak silahlar LIFG’ye Suudi Arabistan üzerinden iletildi. Suudiler, Vaşington ve Brüksel ile işbirliği içinde, şimdi isyanı destekliyor.

Teröristler tarafından kullanılan “demokrasi”
Raporlar aynı zamanda Ebu Salim Hapishanesi'nde tutuklu bulunan yüzlerce teröristin isyan güçleri tarafından salıverildiğini doğruluyor. Şimdi onlar, ileri demokrasi komutanları “eski” cihatçılar öncülüğünde, eski LIFG islami birlikleri tarafından askere alınıyor. Bu nedenle, demokrasiye geçiş teröristler sayesinde sorunsuz şekilde gerçekleşecek.

NATO’nun islami cihadı
NATO’nun islami savaşçıların işine dahil olduğuna dair Batı istihbarat örgütlerinde göstergeler var. İsrail istihbarat kaynakları, NATO’nun Türkiye ile işbirliği içinde birçok müslüman ülkede “Özgürlük Savaşçıları” yetiştirmek için yeni cihad nesline doğrudan eğitim verdiğini doğrulamakta. Mücahitlerin ise eğitimden sonra NATO’nun “ileri demokrasi” ve“insani” askeri kampanyalarına katılması bekleniyor.

NATO öncülüğündeki Libya’nın işgalinde islami savaşçılar demokrasiye geçişin omurgası olarak kullanılıyor.

(soL – Dış Haberler)