Başbakan Erdoğan Mısır gezisi kapsamında dün akşam, uydudan yayın yapan bir televizyon kanalında, Mona Şazli tarafından sunulan bir programa konuk oldu. Programda Mısır'a "laik bir anayasa" yapmasını tavsiye eden Erdoğan, "laiklik kesinlikle ateizm değildir" dedi.
Dün yaptığı konuşmalarda dinsel göndermeler de kullanan Erdoğan, buna karşın Mısırlılara Kasım ayında yapılacak seçimler sonrasında yazılacak yeni anayasanın laik bir anayasa olmasını tavsiye etti. Erdoğan tavsiyesini "laiklikten korkmayın" diyerek savundu.
"Ben Müslümanım, ama laik değilim"
Vatan gazetesinin aktarımına göre Erdoğan şu şekilde konuştu:
"Türkiye’de anayasa laikliği, devletin her dine eşit mesafede olması olarak tanımlar. Laiklik kesinlikle ateizm değildir. Ben Recep Tayyip Erdoğan olarak Müslümanım ama laik değilim. Fakat laik bir ülkenin başbakanıyım. Laik bir rejimde insanların dindar olma ya da olmama özgürlüğü vardır."
Erdoğan'ın bu sözleri, "laik" bir anayasayı "uyumlu İslam"a dayanan bir rejim yaratmak için daha uygun gördüğü mesajı gibi görünüyor. Kendisinin "laik değil, Müslüman" olduğunu vurgulaması ve gezi boyunca yaptığı konuşmalarda kullandığı dinsel göndermeler, Erdoğan'ın Mısırlılara "laik" bir anayasanın islamcı bir rejime sahip olmanın önünde engel teşkil etmediğini anlattığını düşündürüyor.
Erdoğan bu ikna çabasını şu şekilde sürdürdü:
"Ben Mısır’ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum. Çünkü laiklik din düşmanlığı değildir. Laiklikten korkmayın. Umarım ki Mısır’da yeni rejim laik olacaktır. Umuyorum ki benim bu açıklamalarımdan sonra Mısır halkının laikliğe bakışı değişecektir."
Erdoğan'ın mesajının adresinin özellikle, Kasım ayında seçimleri kazanacağına kesin gözüyle bakılan Müslüman Kardeşler olduğu yorumu yapılıyor. Erdoğan, Müslüman Kardeşler'e biçimsel anlamda laiklikten çekinmemeleri gerektiği uyarısında bulunuyor. "Laiklikten korkmayın" sözünün, şekilsel anlamda laik bir anayasanın toplumun dinselleştirilmesinin önünde engel olmayacağını ima ettiği söylenebilir.
"Sevgili peygamberimiz buyuruyor ki..."
Başbakan Erdoğan, dün Kahire Üniversitesi'nde yaptığı konuşmasının Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı eleştirdiği bölümünde, bir hadise göndermede bulunarak şunları söylemişti:
"Halkını katleden bir lider, meşruiyetini kaybeder. İnsanlık vicdanında ebediyen mahkum olur. Kaba kuvvetle değişim sürecini bastırmaya çalışmak nafiledir. Sevgili peygamberimiz buyuruyor ki ‘Hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekiniz.’ Unutmayalım ki bu reçete bizi bütün felaketlerden koruyacak olan ebedi bir öğüttür."
Erdoğan, bu sözleriyle "laik" bir anayasaya sahip bir rejimin kullanılan siyasi dil açısından da engel teşkil etmediğini örneklemiş oldu. "Arap Baharı turu" konusunda İslamcı basında yer alan yorumlarda, başbakanın Arap halkları nezdindeki popülaritesinin AKP döneminde Türkiye'nin İslami kimliğiyle barışmasına bağlandığı göze çarpıyor.
(soL - Dış Haberler)