Kübalılar karşıdevrimciliği yutmuyor

ABD’nin Miami’den yaptığı ve milyonlarca dolar harcadığı karşıdevrimci yayıncılık faaliyetinin hiçbir işe yaramaması, ABD senatosunda tartışmaya sebep oluyor.

Obama 2011 bütçesini hazırlarken Senatör Russ Feingold, ABD Başkanı’nı Küba'ya yönelik yayın yapan radyo ve televizyonlar için ayrılan bütçeyi kısmaya çağırdı. Feingold, hiçbir Kübalının bu yayınlara itibar etmediğini belirttiği önerisinde, burada gidilecek bir kesintinin ABD hükümeti bütçesinde büyük bir rahatlama sağlayacağını savundu.

Feingold önerisinde esas olarak hedef alınan Küba Yayıncılık Ofisi (OCB). Fiengold, 1983'ten bu yana ABD hükümetinin milyonlarca dolar bütçe aktardığı Radyo Martí ve TV Martí'nin yayınlarını yürüten Küba Yayıncılık Ofisi'nin (OCB) verimsiz olduğu gerekçesiyle bütçesinin kesilmesini önerdi. ABD bu iki kanala milyonlarca dolar aktarırken, söz konusu yayınları Küba nüfusunun yüzde ikisinden daha azının takip ettiği belirlenmiş durumda. Feingold buraya aktarılan bütçenin kesilmesiyle on yılda 300 milyon ABD doları kazanılabileceğini ileri sürüyor.

Martí Yayıncılığa dair mali denetim raporları da OCB'nin zayıf yönetimi, sorgulanabilir gazetecilik standartları, taraflı editöryal tutumu, dolandırıcılık ve suistimal ithamları ve ABD yasalarını ihlal eden ABD içi yayınları gibi pek çok açığını ortaya çıkarıyor.

“Bu program Soğuk Savaş dönemi kalıntısı müsrif bir hükümet harcaması” diyen Feingold bir Küba taraftarı değil. Sadece Küba'da “özgürlük ve insan haklarını teşvik etmenin” ABD vatandaşlarının vergilerini boşa harcamak dışında yolları olabileceğini ileri sürüyor.

Nedir bu Martí Yayıncılık?
Ronald Reagan'ın başkanlık döneminde ABD Kongresi, Küba'ya yayın yapacak ve komünist rejimin “enformasyon ablukasını kıracak” bir radyo kurulmasına karar verdi. Bu amaçla açılan ve doğrudan ABD hükümetinin kuruluşu olan Radyo Martí 1983 yılında yayına başladı. TV Martí ise aynı amaçla Mart 1990'da yayına başladı. Bu güzide televizyon kanalının kurulduğundan beri ABD'ye olan maliyetinin 500 milyon doların üzerinde olduğu ise yine ABD Bütçe Teftiş Dairesinin hazırladığı raporlarda açığa çıkmış durumda.

Peki bu bahsi geçen milyonlarca dolar neye harcanıyor? Bu kadar yakın ve küçük bir ada için akla gelecek her türlü saldırı mevcut elbette. Sadece radyo istasyonları Amerikan topraklarından, her hafta 2240 saati aşkın farklı kısa ve orta dalga frekanslardan yayın yapıyor. OCB'ye dahil olan TV Marti'nin yayını için bir tanesi askeri uçak olmak üzere Küba kıyılarının üzerinde seyir halinde bulunan iki uçak kullanılarak yayın sinyali gönderiliyor. Hem Uluslararası Telekomünikasyon Birliğinin kuralları hem de Küba’nın radyo-elektronik sahası açıkça ihlal ediliyor. Terörist eylemlerde bulunmak üzere çağrılarda bulunan, bozguncu programlarını sürdüren, 22 verici istasyondan, günlük 327 ila 338 saat yayın yapılıyor.

2006 yılı Aralık ayında Washington’da ABD Bütçe Teftiş Dairesinin hazırladığı rapordaki rakamlar ise korkutucu. Bu rapora göre Bush Planı çerçevesinde Havana’daki Amerikan Çıkarlar Ofisi'nin dağıtmaya çalıştığı malzemeler arasında Küba’da yayın yapmak üzere devrim karşıtı verici istasyonlar dahilinde programlanmış 223 bin kısa dalga radyo yer alıyordu.

Bush Planı çerçevesinde bütçesi kat be kat artırılan ve Obama döneminde de “azaltılmayan” Küba'daki “demokrasi” çalışmaları için toplam 73 milyon doların kullanıldığı ve bu miktarın büyük bir kısmının da, devrim karşıtlığı işiyle kendilerine kar sağlayan Miami’deki küçük siyasi grupların elinde olduğu blinen bir gerçek. Öyle ki, söz konusu denetim raporunda bahsi geçen konserve yengeç, bisiklet, pahalı çikolatalar ve video oyunları gibi zaruri harcama kalemleri, ABD Senatosu'nda her sene bu konunun niye tekrar tekrar ele alındığını da açıklıyor.

(soL - Dış Haberler)